Havacılık için söylenen en güzel söz olan "İstikbal göklerdedir" özdeyişinin sahibi, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 97'inci yıl dönümünde ben de rahmet ve şükranla anarak sözlerime başlamak isterim.
Havacılık için söylenen en güzel söz olan "İstikbal göklerdedir" özdeyişinin sahibi, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 97'inci yıl dönümünde ben de rahmet ve şükranla anarak sözlerime başlamak isterim.
İstanbul'da yaşayanlar arasında sayıca en az olanların İstanbullular olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıktı.
"İstanbul'da, hangi ilçede, en çok nereli yaşıyor?" başlıklı araştırma bunu kesin rakamlarla ortaya koyuyor. Araştırmanın sonucuna göre, İstanbul'da en çok Giresunlular, ardından Sivaslılar, Kastamonulular, Tokatlılar, Ordulular ve Trabzonlular yaşıyor. Sadece, Kadıköy'de İstanbul doğumlular sayıca fazlaymış.
Örneğin, 1 milyon 13 bin nüfuslu Gaziosmanpaşa'da ve 713 bin nüfuslu Bağcılar'da en çok Sivaslılar yaşamakta.
Beyoğlu, Eyüp, Beykoz ve Zeytinburnu ise en çok Giresunlunun ikamet ettiği ilçeler olarak belirlenmiş.
Malatyalı, Rizeli, Gaziantepli, Mardinli, Ardahanlı ve Kocaeli kökenliler de daha sonraki sıralamayı oluşturmaktalar.
İlgi alanımız havacılık olduğuna göre, bu duruma bakıp, İstanbul'dan bu illere ve bu illerden de İstanbul'a çok yoğun bir havayolu trafiği olduğunu düşünenleriniz olabilir. Fakat, ne yazık gerçek hiç de böyle değil.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün Ekim 2017 istatistikleri bu fikri doğrular nitelikte.
İstanbul'da en fazla yurttaşı yaşayan, ilk altı şehir arasında yer alan Trabzon'un Havalimanı havayolu yolcu trafiğinde başı çekiyor.
DHMİ'ye göre, ekim ayında Trabzon'a 22 bini aşkın yolcu gelirken, Ordu-Giresun meydanına 7 bine yakın, Sivas'a 3 bin 500, Kastamonu'ya 739, Tokat'a ise bir ay boyunca sadece 410 yolcu gelmiş.
Şimdi soruyorum, nerede İstanbul'un ilçelerinde yaşayan ve yüz binlerle ifade edilen bu insanlar? Biliriz ki, bu insanlar toprağa bağlı. Biliriz ki bu insanların çoğu doğup büyüdükleri yerleri yılda en az bir-iki kez ziyaret etmeseler ölürler.
Devlet, devletliğini yapmış ve bu kentlere güzelim havalimanları inşa etmiş. Başta, kamu hizmeti veren THY olmak üzere, tüm havayolu şirketleri de seferler koyup sorumluluklarını yerine getirmişler. Peki, o halde bu insanlar neden havayolunu tercih etmeyerek, 15-20 saatlik çileli karayolu seyahatinin eziyetine katlanıyorlar?
Bunun tek nedeni uçak bilet fiyatlarının pahalı oluşudur demek doğru olabilir, fakat sanıyorum başka faktörler de vardır.
Ordu-Giresun Havalimanı daha yeni sayılır. Bir yıl sonra Rize-Artvin Havalimanı da hizmete açılacak. Ardından, Gümüşhane ve Bayburt'a hizmet verecek havalimanı planlanıyor.
Haritaya baktığımızda, bir kaç yıl içinde birbirine çok yakın mesafelerde üç ayrı havalimanı devreye girecek. Ayrıca, zorunlu hallerde, Erzurum, Kars ve de Çarşamba Havalimanları Doğu Karadeniz Bölgesi illeri için alternatif hizmet verebilecek meydanlar arasındadır.
Bölgenin en eski ve en yoğun havalimanı olan Trabzon Havalimanı'nın, sadece iç hatlarda ve düşük sezonda bir ayda 25 bin yolcuya ev sahipliği yapması yabana atılacak bir rakam değildir.
Her Trabzonlu gibi, ben de yıllık mutat ziyaretlerimden biri için geçen hafta THY ile memleketime gittim. Olağanüstü bir dönem olmadığından bilet fiyatları makul olup 130-150 TL bandında seyrediyordu.
Business Class dahil uçak tam doluydu. Uçakta, yerli turistlerin yanı sıra Avrupalı ve Arap turistler de önemli sayıdaydı. Yolcu profilinin düşük olmadığı ve THY'ye uygun durum arz ettiği göze çarpıyordu.
Kabul etmek gerekir ki, ufak tefek aksaklıklar ve eksikliklere rağmen THY'nin operasyon, kokpit ve kabin ekibi iyi bir yolculukla işin hakkını verdi derim.
Trabzon meydanına THY'nin yanı sıra Anadolu Jet, Atlas Global, Onur Air, Pegasus ve Sun Ekspres tarifeli seferler düzenliyor.
Kasım başında başlayan ve ay sonuna kadar devam edecek olan "Pist başı dönüş cebi büyütülmesi" işlemi için uçak seferlerinin 11.00 ile 16.00 saatleri arasında yapılamaması biraz yoğunluğa neden olmuş diyebiliriz.
Her kentin halkı ve kamuoyu doğal olarak bir havalimanına sahip olmak ister. Fakat bu taleplere her zaman hak veremeyiz.
Trabzonlulara sorarsanız "Bizim meydan büyütülseydi, Ordu-Giresun'a ve Rize-Artvin'e havalimanı yapmaya hiç gerek duyulmazdı" diye görüş belirtiyorlar.
Bu konuyu DHMİ'ye sorduğumda, pist genişletmeye ve uzatmaya ihtiyaç duyulmadığını ve böyle bir yatırım planlamasının olmadığını söylediler. Ayrıca, son zamanlarda çok dile getirilen Trabzonspor Tesisleri'nin uçuşlar için bir engel teşkil etmediğini ve bir kamulaştırmanın da söz konusu olmadığı görüşünü resmen tarafıma bildirdiler. (Bu arada Trabzonspor'un buradan alacağı parayla borçların ödemesi planı da suya düştü).
Trabzon Milletvekili Ayşe Sula Köseoğlu "Havalimanına ikinci pist yapılmalı" gibi bir beyanatı vermeden önce, DHMİ'nin başarılı patronu Funda Acar'a sorsaydı bunun neden olamayacağını öğrenirdi. Çünkü, yeni yapılacak havalimanları devreye girdiğinde, Trabzon meydanı ihtiyaca cevap vermekte zorlanmayacak.
Bu nedenle de, DHMİ yeni bir yatırıma sıcak bakmamakta bence çok haklıdır.
Trabzon'un yüksek sezon dışında da yoğun oluşuna karşı bazı tedbirler alınabilir. Ne yazık ki, devlet karayolu ile deniz arasına sıkışmış bir yerde kurulan bu meydan için pist uzatma ve aynı anda hem iniş, hem de kalkış yapabilecek yeni bir pisti yapabilecek aralık mesafesi yoktur. Bırakın paralel veya kesen pisti, orada otopark için bile yeterli alanda yoktur.
İç hatlar giden yolcu salonunda son güvenlik kontrol noktasından sonraki salon boş dururken, yolcular nedense çıkış kapılarının bulunduğu alt kattaki salonda sıkışıp kalmaktadır. Business Class yolcular da aynı kontrol noktalarını kullanıp, THY'nin CIP Salonu'na ulaşmak için çaba sarf ediyor. Oysa onlar için ayrı bir x-ray konularak CIP'ye direkt gitmeleri sağlanabilir. Aynı durum Konya meydanı için de geçerli. Doğrusu, hayli yüksek ücret ödeyen bu müşterileri için THY'ye biraz daha kolaylık gösterilmesi gerek. Her konuya anında ve titizlikle çözümler üreten DHMİ ve THY yönetimlerinin bu gibi konularda daha sıkı ve akılcı iş birliği yapması yolcunun refah ve konforunu daha fazla arttırır. Bu arada özel güvenlik görevlilerinin yüksek sesle bağırarak çığırtkan gibi yaptıkları uyarılar hiç de hoş bir görüntü olmuyor. Hatırlatayım dedim.
Milyonlarca insanı uçuran, sosyal ve de ekonomik hayata katkı sağlayan yerdeki ve gökteki sektör mensuplarına eliniz dert görmesin demek boynumun borcu.
İyi uçuşlar Türkiye'm.