Trump'ın, FED'in güçlü USD politikasından şikayeti küresel ölçekte dolar kurunu aşağı çekti.
Trump, ülke ekonomisini güçlendirmek üzere daha yüksek hacimli ticaret yapmak istiyor. İç piyasanın canlı olmaması nedeniyle ihracatta hacmi genişletmeyi planlıyor. Fakat ihracatın önünde pahalı kur engel olarak duruyor.
Daha önce birkaç yazı ile içeride enflasyonu canlı tutmak üzere ithal malların maliyetlerini yukarı taşıyacak önlemler aldığından ve bu tedbirlerin ticaret savaşı olarak değerlendirilmemesi gerektiğinden bahsetmiştim.
Trump bu stratejinin sonuçlarından memnun kalmadı. Aslında ABD’nin Türkiye’ye uzun zamandır uyguladığı kotalar nedeniyle Türkiye’ye yansımasa da birçok ekonomi Trump’ın kararlarından etkilendi. Fakat Avrupa turu sonrası stratejinin eksik tarafını gören Trump kuru devalüe ederek dış ticarette avantaj sağlamayı seçti. Geçen hafta ABD moratoryumunu yazmıştım. Trump’ın çıkışı bir tür moratoryum etkisi gösterecektir.
Trump hem ithalatı kotalarla pahalılaştırmak hem de kurun ateşini düşürüp ihracatı güçlendirmek istiyor. Trump’ın kur stratejisi yükselen ekonomiler için bir avantaj olarak değerlendirilebilir.
Kurun aşağı trendi yükselen ekonomilerin sermaye piyasalarında olumlu bir etki oluşturacaktır. Sermaye piyasalarının güçlenmesi olumlu makro gösterge etkisiyle ekonomilerin geneline bir iyimserlik kazandırabilir.
Seçim sonrası güçlenen Türkiye, bunu bir avantaj olarak kullanabilir. Bu trendin geniş bir periyoda yayılması ki 6 aylık bir süre yeterlidir, Türkiye’nin ihtiyacı olan çıkışın altını besleyebilir.
Türkiye güçlü bir sıçrama için tüm hazırlıklarını yapmıştır. Vakit geçirmeden bunu gerçekleştirmesi gerekmektedir. Potansiyeli gözler önüne seren fevkalade gelişmeler savunma sanayi ve teknoloji ürünlerinin ihracı tarafında görülmektedir. Yerli otomobil gibi projeler heyecan yaratmaktadır. Dünyanın sayılı havalimanlarından birisi ile nüfus/yolcu oranı en önemli ekonomilerden birisi haline gelecektir. Uluslararası araştırma raporlarına göre İstanbul kısa süre içerisinde Almanya ve İtalya’dan daha çok yolcu kapasitesine ulaşarak dünya çapında 9. sıraya yerleşecektir. ilk 8’de ise nüfusu 400 milyonun üzerinde ekonomiler vardır.
Bu tür kalkınma etkileri ortaya çıktığında Türkiye ekonomisinin gücü ve istikrarın önemi bir kez daha görülecektir. Türkiye artık kararını bulmuştur. Macera aramayacak olgunluğa ulaşmıştır. Türkiye’nin gelişimi üzerinde macera arayanlar da elleri boş dönecektir. Yahut Türkiye’nin hikayesine taraf olacaklardır.