Son günlerde Türkiye'nin Suriye'nin Afrin bölgesine yönelik askeri harekat hazırlığı yaptığına dair haberler Avrupa'da da medyada geniş bir şekilde yer almakta.
Son günlerde Türkiye’nin Suriye’nin Afrin bölgesine yönelik askeri harekat hazırlığı yaptığına dair haberler Avrupa’da da medyada geniş bir şekilde yer almakta. Ancak her zaman olduğu gibi kamuoyu yanlış bilgilendirilmekte. Bazı Avrupa medya organlarının iddia etmekte olduğu gibi Türkiye’nin “Kürtlere yönelik” bir askeri harekat hazırlığı içinde olduğu doğru değil.
Suriye’de yıllardır DEAŞ terör örgütüne karşı sürdürülen kararlı mücadele özellikle Türkiye’nin bu mücadeleyi kendi silahlı unsurları ile sürdürmesi sayesinde başarıyla sürdürülmekte. Şimdiye kadar Türkiye ve Türkiye’nin doğru girişimleri sonucu Türkiye, Rusya ve İran iş birliği sayesinde DEAŞ terör örgütü neredeyse ezilip yok edilmek üzere.
Ancak Suriye’de DEAŞ dışında da bir başka terör örgütü bölge için büyük sorun yaratmakta. PKK terör örgütü ve onun Suriye’deki uzantısı PYD/YPG DEAŞ’a karşı savaşırmış görüntüsü altında aslında bir çok yerde DEAŞ ile iş birliği yaparak Suriye’nin bazı bölgelerini işgal etti. Hatta DEAŞ ile anlaşmalı olarak bazı bölgeleri DEAŞ’tan teslim aldı. DEAŞ mensubu teröristler terk ettikleri bölgelerden ellerinde silahları ile başka bölgelere geçtiler. Hatta bu geçişleri bizzat PKK/PYD terör örgütleri tarafından korundu.
Maalesef bu gerçekler yani teröristler arası iş birlikleri Avrupa medyasında ele alınmadığından Avrupa kamuoyunun da hiç bir şeyden haberi olmuyor.
Avrupa kamuoyuna bazı medya organlarının sunduğu yalan haberler sonucu kamuoyu “Türkiye, Kürtlere karşı harekat hazırlıyor” yalanına inanıyor. Oysa “biz Kürtler için savaşıyoruz” diyen PKK/PYD terör örgütlerinin ele geçirdiği bölgelerde Kürtler yaşamıyor. PKK/PYD terör örgütleri DEAŞ’a karşı savaştıkları iddiasıyla ABD’den büyük miktarda aldıkları askeri yardımı Türkiye’ye karşı saldırılarda kullanmaktalar.
ABD’nin bu büyük hatası terör örgütlerine silah yardımı yapmakla da kalmıyor. ABD şimdi bir de sınır bölgesinde 30 bin kişilik bir ordu kuracağını ve teröristlerin sınır geçişlerini böyle engelleyeceğini açıkladı. ABD bu planlarında PKK/PYD mensubu teröristleri de 30 bin kişilik orduya almaya planlamakta.
AB’nin bugüne kadar ABD’nin Suriye’de teröristlerden oluşan bir ordu kurup sözde teröre karşı askeri güç oluşturmasına tepkisini duymadık. Oysa bu AB’nin de bölgedeki çıkarlarına aykırı. Suriye’nin bütünlüğü AB’nin çıkarları açısından da çok önemli. Bu nedenle AB’nin Türkiye ile birlikte ABD’ye “dur” demesi gerekiyor. Suriye’nin kuzeyinde “bir teröristler ordusu kurmak” demek savaşın hiç sona ermemesi ve mültecilerin çok daha büyük sayılarla ülkeyi terk etmesi demektir. AB’nin bunu istemediğinden eminim. Özellikle AB üyesi ülkeler bu konuda net politikalara sahipler. ABD’nin planları bu açıdan AB’nin tüm politikaları ile çelişmekte.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Afrin operasyonu için tüm hazırlıkların devam ettiğini ve operasyonun her an başlayabileceğini açıklamasının ardından Afrin'in nerede olduğu ve önemine çevrildi. En başta AB kamuoyu olmak üzere kamuoyunu bu konuda bilgilendirmekte yarar var.
Afrin, sadece Türkiye'nin değil tüm teröre karşı mücadele eden tüm ülkelerin terörle mücadelesi açısından son derece önemli bir nokta.
Özellikle son dönemde PKK/PYD terör örgütü mensubu teröristlerin ağır silahlarla yerleştikleri bir bölge konumunda. Afrin, Türkiye’nin Suriye sınırındaki kenti Hatay'ın hemen yanı başında ve bu bölge PKK'nın Suriye kolu PYD’nin bir lojistik ve harekat merkezi haline gelmiş durumda.
Sadece Türkiye ve Suriye sınırında geçtiğimiz hafta 5 canlı bomba terörist yakalandı. Ayrıca Gaziantep'te de 8 canlı bomba terörist ele geçirildi. Bu teröristlerin Afrin bölgesinden sızdığı ortaya çıktı. Dolayısıyla Afrin, Türkiye'nin sınır güvenliği açısından hayati önem taşımakta. Bu Türkiye üzerinden AB’yi hedef alan teröristleri de göz önünde tutacak olursak AB için de öyle.
Afrin bölgesinin teröristlerin elinde olması aynı zamanda Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekatıyla temizlediği ve mültecilerin geri dönerek huzur içinde yaşamakta olduğu bölgeyi de tehdit ediyor.
Kısacası Afrin operasyonu sadece Türkiye’nin değil aslında teröre karşı topyekün mücadelenin önemli bir parçası olacak.
6-7 gün sürmesi ön görülen bu operasyonu desteklemek özünde teröre karşı mücadeleyi desteklemektir.