ABD ordusu, Fırat'ın Doğusunu ve batı yakasında Münbiç'i de içine Suriye-Türkiye sınırında ilan edilmemiş bir tampon bölgeyi Kandilci kadroların yönettiği terör örgütü PKK/YPG ile SDF adı altında oluşturmuş durumda.
ABD Suriye’de Türkiye’nin önüne sonlanmayan ve netice alınmayan takvimleri sürekli koyuyor. Gelin alanın özetine bakalım;
Rejim Güçleri: 116 bin 487,94 km2 (62,08%)
Terör örgütü PKK-ABD: 51 bin 657,72 km2 (27,53%)
Muhalifler(FK-ZD-İdlib): 17 bin 343,7 km2 (9,25%)
Terör örgütü IŞİD: 2138 km2 (1,14%) ve İsrail’inde işgal altında tuttuğu 1155 km2 Golan Tepelerini de unutmamak lazım.
Bugün Suriye’nin toprak bütünlüğü tamamen ortadan kalkmış durumda. Gelin alanda olan devletler ve devlet dışı aktörler ile terör örgütlerine bakalım.
Bugün Türkiye-ABD-Rusya-İran-İngiltere-Fransa-Almanya ve çok az sayıda bazı batılı ülkelerin alanda askeri varlığı var. Bunun yanı sıra İsrail’in de işgal altında tuttuğu Golan bölgesi Suriye toprağı. Devlet dışı aktör olarak Lübnan Hizbullahı başta olmak üzere Suriye’ye başta Irak olmak üzere birçok milis güç alanda varlığını sürdürüyor. Ülkede terör örgütü PKK-DEAŞ-DHKPC –El Kaide faaliyetlerine devam ediyor. Diğer yandan az sayıda da olsa Filistinli silahlı guruplar mevcudiyeti göz ardı edilemez. 2011 yılında alanda örgütlenen Özgür Suriye hareketi içinde yer alan zamanla bir kısmı ayrılan 30’u aşkın silahlı grup var. Bugün Suriye Milli Ordusu adı altında düzenli orduya geçmeye çalışan ÖSO dışında alanda HTŞ içinde ya da HTŞ ile hareket etmese bile Türkiye’nin terör listesine aldığı silahlı yapıların varlığı da bir gerçek. Bunun yanında ABD’li, Rus ve batılı paralı askerler Suriye’de değişik gruplar yanında çatışmalara katılıyorlar. Suud-Katar –Mısır ve körfez ülkeleri farklı şekilde alanda her zaman yer aldılar. Net olmayan rakamlara göre 100 bin üzerinde farklı ülkelerden gelen silahlı kişiler Suriye savaşında yer aldı. İşin özeti Suriye bir dünyalar savaşı.
Şimdi Fırat doğusu ve batısı tartışmalarında ile Süper güç ABD-Rusya arasında 911 km sınır güvenliğini garanti altına almaya çalışan Türkiye Münbiç’ten Fırat havzasında Irak sınırına varan ve oradan Sincar üzerinden Mahmur’dan geçerek Kandil’e uzanan terör kanton yapısı ile karşı karşıya bırakıldı. Hem ABD’nin başını çektiği batı bloku ve İsrail, Rusya ve İran ne kadar Astana masasında birlikte çalışsak da PKK’ya destek veriyorlar. Teyidi ise Suriye’den 1 tane PKK’lıyı bize teslim eden devlet var mı? Eylül 2019’da gelinen noktada Türkiye tüm aktörlere rağmen Fırat Kalkanı-2 harekatına doğru haklı bir yalnızlıkla gidiyor.15 Temmuz hainliği sonrası BEKA tehlikesini en üst düzeyde yaşayan Türkiye tarihinin en çetin mücadelesine girmeye mecbur bırakıldı. Bugün 45 bin civarında olan terör kanton yapısı 110 bin seviyesine çıkarmak için projeler devam ederken Türk devlet aklı tarihin o derin hafızasından edindiği tecrübeyle askeri gücünü kullanmalıdır. Suriye mücadelesinde haklı yalnızlığımız devam ediyor. Şimdi karşımızda duran riskleri ortadan kaldırma zamanı. Yoksa her şey çok geç olacak.