Transfer haberciliğinde yıllardır sınıfta kalan 'Türk Skor Medyası'na son dönemde sosyal medya üfürükçüleri de dahil olunca ortalık tam bir panayıra döndü.

Yıllardır ‘okur, izleyici bunu istiyor’ diyerek (ki haksızda sayılmazlar gerçekten okurun, izleyicinin büyük kısmı bunu istiyor ama…) yapılan 10’da 8’i asparagas, biri şüpheli kalan biri de ancak gerçekleşen transfer haberciliğinde geldiğimiz nokta içler acısı.

Yine sonunda yalan olacak yüzlerce isim havada uçuşuyor ve yine spor gazeteciliği yerlerde sürünüyor.

YeniBirlik Spor Servisi olarak ilk günden bu yana gerçekleşmeden uzak durmaya çalıştığımız, doğrulatmadan da sayfalarımıza taşımamaya azami özen gösterdiğimiz transfer haberciliğinde bu yıl geride kalan 10 günde ne yazık ki biz de, biraz da olsa ölçüyü kaçırdık.

Bundan sebep özeleştirimizi buraya bırakıyor ve 24 Eylül’de sona erecek süreç boyunca mesleğe ve sizlere saygımızdan geçmişte olduğu gibi taviz vermeyeceğimizi, eleştirdiğimizi yapmama adına transfer haberciliğindeki çizgimizi koruyacağımızı bilmenizi istiyorum.

***

Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde TBMM Genel Kurulunda Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda değişiklik yapıldı ve yasalaştı.

Böylece 2011'de yürürlüğe giren ve kamuoyunda kısaca 6222 diye bilinen kanun sekiz yıl içinde üçüncü kez değişikliğe uğramış oldu.

Birçok maddesinde köklü değişiklikler yapılan kanunun 14. maddesinin "Hakaret içeren tezahürat" şeklindeki başlığı, "Tehdit veya hakaret içeren tezahürat" olarak değiştirildi.

Buna göre spor alanlarında toplum kesimlerini din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet veya mezhep farkı gözeterek hakaret oluşturan söz ve davranışlarda bulunan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Bu fiillerin her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla işlenmesi halinde de failler şikâyet şartı aranmaksızın cezalandırılacak.

Yani bu zamana kadar medyada çokça karşılaştığımız, kabul edemediğimiz, olmasın diye eleştirdiğimiz (en bilinen örneği Rasim Ozan Kütahyalı’nın edepsizliği) söylem ve eylemlerle bu düzenleme sonrası umarım ki artık karşılaşmayacağız.

Umarım diyorum çünkü buna spor medyası olarak çok ama çok ihtiyacımız var.