Dizilerdeki karakterlerin toplum üstündeki rolü inkâr edilemez.
Ülkemizde televizyon dizilerinin geçmişi tek kanallı döneme kadar gider. Bonanza, Küçük Ev, Komiser Kolombo, Dallas, Flamingo Yolu ile başlayan sürece yerli yapım ilk dizi – ve hatta ilk Türk “sitcom” – sayabileceğimiz Kaynanalar katıldı. Ardından Bizimkiler (ama pek bizimle ilgisi yoktu) ve TRT-2’nin açılmasıyla yayına giren Perihan Abla bir dönemin yayın içeriğini oluşturuyordu.
Daha sonra Köle İzaura, Yalan Rüzgârı, Hayat Ağacı, Charles İşbaşında ve Mavi Ay geldi. Mahallenin Muhtarları bu süreçte öne çıkan yerli yapımların başında geldi. Özel televizyonların çil yavrusu gibi çoğalmasıyla her senaryo diziye dönüştürüldü ve Böyle mi Olacaktı gibi, kadrosunu dönemin ünlü mankenlerinin oluşturduğu diziler yapıldı. Böyle diziler sâyesinde artık bitmeye başlayan mankenlik mesleğinden diğer sektörler geçiş imkânı doğdu. Koçum Benim ve Arka Sıradakiler, şimdinin ünlü dizi oyuncularının acemiliklerini attığı yapımlar oldu.
Bütün bunlar olurken – Dallas’tan başlayarak – dizi oyuncularının oynadığı roller, aslında birer rol model oldu. Kötü adamlara JR, anaç kadınlara Perihan Abla, maço romantik erkeklere Mavi Ay’daki David Addison rolüyle Bruce Willis benzetmesi yapıldı. 90’lı yıllarda liseli gençlerin “fenomen” dizisi Evimiz Hollywood’da yaşanan mezhebi geniş arkadaşlık ilişkilerinin benzerini on yıl kadar sonra Kavak Yelleri’nde gördük.
2000’li yıllara gelindiğinde Deli Yürek ile başlayan süreç, Kurtlar Vadisi ile zirveye çıktı. Bir taraftan Ekmek Teknesi ile mahalle kültürü konu edilirken, diğer taraftan Avrupa Yakası ile sosyetik “beyaz Türk” kültürü tiye alındı. “Oha falan oldum”, “Oldu gözlerim doldu”, “Noldi rengin soldi” gibi ifâdeler günlük konuşma diline girdi. Kurtlar Vadisi’ndeki karakterlere fazla kaptıranlar “ağır abi” takılmak için takım elbise satışlarını arttırdı. Bu arada türküler de dizi müziği olarak kullanılmaya başladı.
Dizilerdeki karakterlerin toplum üstündeki rolü inkâr edilemez. Örneğin, daha önce “kıroluk” olarak görülen bıyık, Kenan İmirzalıoğlu ve Burak Özçivit bıyıklı roller oynadıktan sonra birden erkeğin vazgeçilmez bir kozmetik parçası oldu.
Mutfaktaki yakışıklılar
Derken yakışıklı ve yemek yapan erkekler ortaya çıktı. Boyu posu, kaslı ve üçgen vücudu ile aslında uyanık Amerikan borsacı rolüne daha uygun olan erkek dizi oyuncularını, maydanoz, roka demeti doğrarken, havuz rendelerken, makarna suyu kaynatırken, bıçağın yan tarafıyla sarımsak ezerken, elinde fırın eldiveniyle kapı açarken görmeye başladık.
Ne tesâdüf! dedirtecek kadar denk gelen bir zamanlamayla, dizi aralarındaki reklamlarda “Biscolata” erkekleri ortaya çıktı. Yarı çıplak bir hâlde (Nedense!) çikolata fabrikasında çalışan bu “İtalyan tipli” erkekler işin tuzu biberi oldu.
Artık ister yalıda otursun ister moda tasarımcısı veya genç ve ünlü bir mimar olsun ya da ister çulsuz üniversitesi öğrencisi olsun, dizilerdeki başrol erkek oyuncuların büyük çoğunluğu birer gurme oldu. Sanki işini kaybederse veya iflas ederse hemen bir lokanta açabilecek özgüvene sâhip bu erkek oyunlar sâyesinde, nice koç yiğitler mutfakta önlük giyip eline tahta kaşığı almaktan hiç de gocunmamaya başladılar. Hatta manav alışverişini bile domatesleri tek tek koklayıp kendi ellerinle yaptılar ve mutfakta harikalar yarattılar. Böylece “yemek yapan erkek, çok çekici olur” mesajı topluma verilmiş oldu.
… Ve ev işi
Mâdem televizyon dizileri toplumsal cinsiyete bu kadar etki ediyor, dizilerde ev işi yapan erkek karakterleri acaba ne göreceğiz? Hâlâ deterjan reklamlarında kadınlar oynuyor ve bu durum karşısında kadın kuruluşlarından nedense hiçbir tepki gelmiyor.
Düşünsenize, halı saha maçına, ocak başına giden, arabasını yıkayan erkekler bir de bulaşık yıkıyor, ütü yapıyor, dip bucak ev temizliyor. Gündelikçi bulma konusunda zorlanan, bulsa bile gündelikçinin yaptığı temizliği beğenmeyen ya da gündelikçiyle birlikte temizlik yapıp ondan daha fazla yorulan kadınları bu çileden kurtarmak için, dizi yapımcılarımız senaristlere ev işi yapan erkek karakterlerinin olduğu senaryolar yazdırsa nasıl olur? Ellerinde bulaşık eldivenleri ya da toz bezi ile ekranda görünecek yakışıklı erkekler, dizi târihinde yeni bir devrin başlangıcı olabilir mi? Mafya dizilerinde sâdece menemen yapabilen erkekler, sanki Allah kelâmıymış gibi kadınların sırtına yüklenen ev işlerini rol icâbı olsa bile yapsa nasıl olur?
Biscolata reklamındaki kadar seksapeli yüksek bir imaj olmasa bile senaryo konusunda çıkmaza giren yapımcılara bir çıkış yolu olabilir. Benden söylemesi. Kadınlara yönelik her türlü ürün ve yapımın geri dönüşü iyi olmuştur. Hatta “master chef” gibi, kadın jürilerin ev işi yapan erkeklere puan verdiği yarışma programları bile olabilir. Nimet üzerine olumsuz eleştirilerin yapıldığı yemek programları tuttuysa öyle programların şansı hiç de az değildir.