Bir bu eksikti! Hasta yakınlarının ellerinde silahla ameliyathaneyi basmadığı kalmıştı.
Bir bu eksikti! Hasta yakınlarının ellerinde silahla ameliyathaneyi basmadığı kalmıştı. Ama rating ve reklam geliri hırsı, toplumun bilinçaltına şiddetin kodlanmasıyla ilgili yapımcı ve yayıncı sorumluluklarına ağır bastı. Türkiye’de son yılların şiddet mağduru hekimlerimiz, hemşirelerimiz bu sefer de Cesur Yürek dizisinde hedef gösterildi.
Bir hekim dostumun videonun linkini benimle paylaşmasıyla durumdan haberdar oldum. Elinde silahla ameliyathaneyi basan adam, babasının ameliyattan sağ çıkmaması halinde hayatta kalamayacaklarını söyleyerek doktorları, hemşireleri tehdit ediyordu. “Bugüne kadar yapacağınız en önemli ameliyat bu. Ameliyat bitene kadar kimse dışarı çıkmayacak” diye bağırıyordu. Cerrahı kendisine yöneltilen silahın gölgesinde ameliyata başlamaya zorluyordu.
AMELİYATHANEYE SİLAHLI HASTA YAKINI SOKMAK NASIL BİR KAFA?
Her yıl binlerce hekimin şiddete uğradığı Türkiye’de rating uğruna ameliyathaneye silahlı hasta yakınını sokmak nasıl bir kafadır? Böyle bir senarya yazmak akıllara nasıl ve nereden gelir? Mikropların önlenmesi amacıyla steril özel alan ameliyathanede eli silahlı hasta yakının gösterilmesinin yanlışlığını farkedecek bir yetkili yok mudur? Yapım şirketinde ya da dizinin yayınlandığı kanaldaki yöneticiler nasıl böylesine yanlışlarla dolu senaryoya onay vermiştir? Yoksa, rating beklentisi medyanın toplum sağlığına karşı sorumluluğunun önüne mi geçmiştir?
HER GÜN 30 DOKTOR ŞİDDET MAĞDURU OLUYOR!
Bu ülkede son yıllarda hasta yakınları tarafından tehdit edilen, dövülen, öldürülen pek çok hekimin haberlerini okuduk. Hayat kurtarmak için görev yaptıkları acil servis nöbetlerinde şiddet mağduru olan hemşirelerle, hekimler için meslek örgütlerinin yürüyüşlerine tanık olduk. Sağlık Bakanlığı şiddete uğrayan hekimlerin arayabilmesi için Beyaz Kod Hattı kurdu. 2012 yılında uygulamaya konulan “Beyaz Kod” üzerinden günde ortalama 30 doktor şiddet mağduru olarak bildirimde bulunuyor.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 2012-2015 yılları arasında sağlıkta 31 bin 767 şiddet vakası yaşandı. Şiddete maruz kalanların 18 bini hekim, 13 bin 767’siyse diğer sağlık çalışanları oldu. Saldırıların 14 bin 250’si fiziksel, 17 bin 517’si ise sözlü şiddet olarak kayıtlara geçti.
HEKİM DERNEKLERİNDEN RTÜK’E ŞİKAYET!
Türk Tabipler Birliği ve Türk Cerrahi Derneği tarafından yapılan iki ayrı açıklamada, Cesur Yürek dizisindeki gibi sahnelerin sağlıkta şiddeti tırmandıracağına dikkat çekilerek, RTÜK göreve çağrıldı. Türk Cerrahi Derneği’nin açıklamasında “Toplumlar, kendi sağlığı için özveriyle çalışan, insan sevgisi nedeniyle bu mesleği seçmiş sağlık çalışanlarına şiddet uygulanmasını olağanmış gibi gösteremez ve kabul edemez. Bunu yapan toplumların kendi sağlıklarını sabote edecekleri aşikardır” denildi.
Ne kadar doğru söylemiş Türk Cerrahi Derneği yetkilileri! Hekime yönelik şiddetin her geçen gün arttığı günümüzde, Cesur Yürek dizisindeki gibi senaryolar nedeniyle korkarım artık cerrahlar riskli vakaların ameliyatlarını yapmaya çekinecek.
Çoğu ailenin evlatlarının artık hekim olmasını istemediği gibi. Oysa, çok değil, 10 yıl öncesine kadar en popüler, en saygın mesleklerden biriydi doktorluk. Ya bugün?
Bize hayattaki en değerli armağan olan sevdiklerimizin sağlığını, hatta yaşamını sunan doktorlarımız günümüzde şiddet mağdurları arasında başı çekiyor. Bu yetmezmiş gibi hekimlerimiz dizilerde de şiddetin hedefi haline getiriliyor.
Hekimlere saygı lütfen!