Seni seven kadına söylediklerin tek boyutlu değil artık üç boyutludur. Denklemi vardır her söylediğinin. Altından çıkaracağı üstüne alınacağı çok şey vardır.
Sana göre saçma, ona göre sevgisini anlamlandırmaya çalıştığı düşünceleri vardır. Endişeleri kaybetme korkusu düşüncelerine eşlik eder. Her dokunuşun anlamı, kimyasal analizleri vardır beyninde.Küçük ama ona büyük şeylere kırılır. Unutmayı herkesten daha çok ister kötü anıları. Tekrar tekrar konuşunca şifa bulacağını sandığından eski defterleri açar. Unutmak için ona yardım edecek tek kişinin onu anlamaması, en büyük kızgınlığı öfkesidir. Seven kadın yine de savaş alanını hemen terk etmez. Umutları kolay kolay tükenmez. Evet! Kötü anıları unutmaz ama gideceği yolu da güzel anıları ile çizer. Umudu tükenip vazgeçene kadar. Güzel anıları kötülerin gölgesinde kalana kadar.
Çukur’a Harlem karışmış!
Havaların soğuması ile beraber evde daha fazla vakit geçirme dönemi başladı. Evimizde geçen saatlerimize renk katan dizilerimizde şükürler olsun ki başladı. Geçen sezonu en büyük soru işaretleri ile bitiren dizi şüphesiz ki Çukur’du. Yeni sezonu ile ilgili çok konuşulup, birçok fikir ortaya atılmıştı. Nihayet herkes sustu ve dizi başladı.Yeni sezonun ilk iki bölümünü izledim. İlk bölüm herkes gibi benim içinde çok önemliydi. En büyük soru. Kimler yaşıyor? Tabii ki ilk bölümde tüm sorularımıza cevap bulacak değildik ama ikinci bölümle beraber biraz daha aydınlandık. Dizide hemen hemen herkesin yaşadığını öğrenmiş bulunduk. Peki o katliama ne gerek vardı? demekten kendimi alamadım. Aksiyon olsun. Finalde heyecan olsun. Falan filan diyelim. Peki neden 5. sınıf ucuz bir Amerika dizisi çekmek için bu kadar çaba? Damlardan atlayanlar, yanan variller, zincirlerle saldırılar. Kötü adamların yüzünde 1972 model Marlon Brando mimikleri. Bu nasıl Çukur? Ne oldu bizim canım Çukur’a da Harlem oldu. Ayrıca bir eleştiri daha. Makyajda da sınıfta kaldı Çukur. Dizi aksiyon dizisi dolayısıyla bir dolu yara bereli insan izledik ve izleyeceğiz. Bu kadar yara makyajı yapılacak sette en iyi plastik makyaj uzmanı çalışmalı diye düşünüyorum. Surata yapışmış sakız gibi yara izi olmaz. Olsa da artık Çukur’a yakışmaz.
Tacın estetiği
Kimi zaman sessiz sedasız kimi zaman dev organizasyonlarla ama hiçbir zaman eksik olmayan güzellik yarışmalarımızı her yıl yaparız. İşte bu güzellik yarışmalarına girmek isteyen ve ben güzelim diyen her kızın yapabileceği bir şey değil. Bunu isteyen genç kızlarımız için bir sürü şartlar var. Bunların bazıları, 18 yaşını doldurmuş olmak. Yarışma hangi ülkede ise o ülke vatandaşı olmak. Herhangi bir sebepten sabıkalı olmamak. Herhangi bir örgüte üye olmamak. Evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamak. Estetik yaptırmamış olmak gibi birçok şart var. Yakın bir tarihte de Ukrayna Güzellik Yarışması’na katılan 23 yaşındaki Veroniko Didusenko, finalde birincilik tacının sahibi oldu. Ancak yarışmanın organizatörleri başvuru formunda ibraz ettiği bilgilerin yanlış olduğunu tespit etti. Ukraynalı güzelin daha önce evlendiği ve dört yaşında bir oğlu olduğunun ortaya çıkmasının ardından tacı elinden alındı. Şimdi gelelim ülkemize, çok yakın bir tarihte Miss Turkey yarışması düzenlendi. Bu yarışmanın birincisi Şevval Şahin oldu. Henüz tebrikleri bile alamadan Şahin’in estetik yaptırmadan önceki halleri çoktan tüm medya sitelerinde yerini aldı. Açıklama klasik; her Türk kadını gibi sağlık sorunları yüzünden yaptırmış. Sağlıkla beraber bir güzellik getirmiş bizim Şevval’e maşallah. Diğer bir ülkede anne olduğu için tacı alınan bir kadın var. Burada sağlık için evrim geçiren bir kadına gözümüze soka soka verilen ödül var. Bir kural konuyorsa uyulmalı. Uyulmayacak kural neden konur ki zaten.İşin aslı astarı; İtiraf ediyorum! Yaptırdığım tek estetik yok. Hepsini yaşamım tehlikede olduğu için yaptırdım.