2021'in son yazısında "Maalesef Ruhu Yok" demiştik 2022'in ilk yazısına da "Sakın Gelme" diyerek başlıyoruz.
2021’in son yazısında “Maalesef Ruhu Yok” demiştik 2022’in ilk yazısına da “Sakın Gelme” diyerek başlıyoruz. Ne yapalım Türk Müziğini seviyoruz ziyadesiyle ve besleniyoruz musikimizden.
Sözleri Fikret Kızılok’a bestesi Fuat Güner’e ait şarkıyı Mazhar Fuat Özkan (MFÖ) üçlüsünden hatırlıyoruz. Şu günlerde oldukça gündemde olan “Doğu Ekspresi” ile Anadolu yollarında konseptini taa o zamanlardan Sinan Çetin’in çektiği kliple görünce çok sevmiş ve nice hayaller kurmuştuk hepimiz.
Bir Fenerbahçe efsanesi olan Alex De Souza’nın Vitor Perreira’nın ardından takıma teknik direktör olarak döneceğine dair söylentiler ayyuka çıkınca da işte bu yazının başlığındaki çağrı dökülüverdi dudaklarımızdan : “Sakın Gelme” diyerek.
Fenerbahçe’nin kurulduğu günden bu yana ne başkanlar, ne teknik direktörler, ne futbolcular gördüğünü ve dünya durdukça da göreceğini bir tarafa bırakalım ve günümüze bakalım isterseniz. 2018 yılı Haziran Ayı başlarındaki kongrede büyük ümitlerle ve hayallerle seçildikten sonra onlarca yanlış futbolcu transferi ve tam 8 teknik direktör değişikliğinin ardından gelinen noktada koskoca camia papatya falı açar oldu kaç gündür. Löw’den İsmail Kartal’a, Biliç’ten Yılmaz Vural’a kadar onlarca yakıştırma yapılıyor her köşede. Şu dakika itibarıyla açıklanan isim olmadı ama Lig başlamak üzere ve Adana Demirspor maçına sayılı gün kaldı şurada.
İşte bu hengamede “kurtarıcı” olarak Alex’in adı da atılıverdi birileri tarafından ortalığa. Alex’in de twitter hesabından Fenerbahçe’de yaşadığı eski güzel günlere dair paylaşımlar yapması buna tuz-biber ekti. Oysa şu anda Alex’in Fenerbahçe’de başarılı olabilmesi için “gerek ve yeter” şartların çok uzağındayız. Kulüpte –maalesef- ne plan belli ne de bir program var kısa-orta-uzun vadede başarılı olmak için hazırlanmış ve uygulanan. İşte Alex bu programsızlığın içinde başarılı olsun diye değil başkana ve yönetime zaman kazandırmak için can simidi olarak düşünülüyor Fenerbahçe’ye. Onun için de “Sakın Gelme” demekten başka ne yapabilir ki sağduyulu insanlar?
Brezilya’nın en büyük futbol takımlarından Sao Paulo’nun genç takımıyla birlikte güzel başarılara imza atmakta olduğu için düşünülüyor elbette. Aslında belli bir plan-program olsa ve sabredilebilse başarılı olmaması mümkün de değil. Çünkü Alex hem çok akıllı, hem de futbolu çok iyi bilen birisi. 2004-2012 yılları arasında bunu taraflı-tarafsız herkese göstermişti ama şimdi 2022 Türkiye’si ve Fenerbahçe’si onun futbol aklına ve geleceğine değil geçmişindeki başarıları “zaman”a tahvil edip harcamak için bekliyor Alex’i. Aklı varsa şimdi gelmez ve harcanmaz. Yoksa yazık olacak. Bu dönemde yıkılan hayallerden birisi olarak daha taraftarın kalbindeki yerini kaybedecek.
Ligde liderden 12 puan fark yedikten ve kupada Afyonkarahisar’ın elinden uzatmalarda verilen –dandik- bir penaltıyla kurtulup son 16’ya kalan takıma Alex’i değil Arsene Wenger ve Jurgen Klopp’u birlikte getirseniz nafile! Çünkü sorun gelen-giden-gelecek olan hocalarda değil, futbolcularda hiç değil, sorun yönetemeyiş biçiminde seçilmişlerin ve bunun yakın zamanda çaresi de görünmüyor.
Onun için Devekuşu Kabare’den bir replikle kapatalım bu senenin ilk yazısını: “otur evinde baklanı ye, ne işin var buralarda” Alex.