Şimdi insanlık ikinci kere bilinmeyen sulara yelken açmak ya da risk almak iştahıyla tarihe farklı bir yön vermek üzere yeniden örgütleniyor.
Bilinmeyen sulara yelken açmak, “bilinen” tarihte dünyanın kaderini en azından bir kez kökünden değiştiren motivasyonu besledi. Keşifler dönemi olarak bilinen bu risk alma eylemi, (vahşi) servet birikimini gerçekleştirmek amacından geri kalmaması yanında ekonomiyi müstakil çalışma alanı olarak konumladı. Ya da ekonomi konusundaki sorgulamalara entelektüel nitelik kazandıran veya entelektüel niteliğini derinleştiren bu eylemdi. (Ekonominin ötesinde risk olgusu İslam iktisat düşüncesi içinde “daman” kavramıyla hep varolagelmişti.)
Şimdi insanlık ikinci kere bilinmeyen sulara yelken açmak ya da risk almak iştahıyla tarihe farklı bir yön vermek üzere yeniden örgütleniyor. Motivasyonu gene servet birikimi olan bu iştah, ilk seferden farklı olarak bu kez sağduyulu bir vahşilikle kendi silahına karşı bir eylem havası veriyor; faiz…
Faiz kabak tadı vermesi yanında, oligarklarının konfor müdafaası endişesiyle “iştah beslemek” fonksiyonunu artık yerine getiremiyor.
Bu şartlar altında faizin tatmin kabiliyetiyle iş gören mekanizmaların endişelenmesini beklemekse normaldir.
Sermaye piyasalarına ve dahi sağduyulu vahşiliği temsil eden daha bilinmez/öngörülmez/asi sulara doğru çoktan yükünü tuttu insanlar.
Fotoğrafı şöyle okuyorum; önümüzdeki on yıllar, tarihte paranın merkezi görülen bankacılığın her geçen gün yok olana ya da faizi terk edene kadar kan kaybetmesiyle damga vuracağı bir dönemi ifade edecek. Bu ifade, tatmin kabiliyetini kaybetmiş faizli mekanizmaların elekten geçirileceği anlamına geliyor.
Somutlaştırmak gerekirse mevduat temin etmek mevcut yapıyla mümkün olamayacaktır.
Bugün bunun izlerini araştıranlar rahatlıkla bulabilirler. Bankalardaki mevduat güçlü biçimde sermaye piyasalarına, portföy yöneticisi gibi aracıların varlıklarına doğru akıyor. İnsanlar getiri için risk almayı her zamankinden daha güçlü biçimde arzuluyor. (Cari para sisteminin kusurları, genişletici para politikaları, mesleklerin makinelerle kolaylaşmasının para kazanmayı kolay gösteren etkisi, evliliklerin ertelenmesi gibi sayılabilen ve hatta sayılamayan yüzlerce değişkenin etken olduğunu unutmamak kaydıyla).
Varlıkların, daha önemlisi, kayıt dışı ekonomi içinde yaratılan özgürlük dünyasına aktarılması karşısında cari devletler tam anlamıyla kayıtsız. Kripto varlıkları kastediyorum.
İronik olan şu ki kayıtsız olmamanın kapitalist paradigma zaviyesinden alternatifi de yoktur. Çünkü bu bilinmezler dünyasının asıl unsurları deflasyonisttir (kapitalizmin köküne kibrit suyu döken olgu). Belirli bir kuşak çoktan varlıklarını her zaman ve mutlaka bu araçlarla değerlendirmek eğilimine girmiş durumda.
Verilecek ilk müspet resmi reaksiyonun delilik kabul edileceği muhakkak. Velakin doğru. Devletlerin kripto dünyasında yer almakta gecikmesi sanal devletleri ortaya çıkaracak sinerjiyi okuyamadıklarının göstergesinden başka bir şey değil.