Özellikle Y ve Z kuşağı olarak adlandırdığımız yeni nesil müzik dinleyicisinin dinlediği ve dijital medyada adeta ortalığı yakıp yıkan RAP Müzik yorumcularının sahne ücretleri de el yakmaya başladı.
Özellikle Y ve Z kuşağı olarak adlandırdığımız yeni nesil müzik dinleyicisinin dinlediği ve dijital medyada adeta ortalığı yakıp yıkan RAP Müzik yorumcularının sahne ücretleri de el yakmaya başladı.
Müzik On Air’in bir araştırmasını gördüm. O araştırmada yer alan rapçilerin konser sahne ücretlerine bir göz attım ve vallahi de billahi de şok oldum.
Rapçiler para basmaya başladı
Rapçilerin arasında en çok sahne ücreti alan isimler 170 bin TL ile Uzi ve Sefo oldu.
Uzi’yi 140 bin TL ücret ile Lvbel C5 ve Batuflex takip ediyor.
En yüksek sahne ücreti alanlar arasında üçüncü sırada ise 120 bin TL ile Çakal ve Reckol yer alıyor.
Daha eski bir rapper olan Norm Ender ise 85 bin TL ücret alıyor.
Sahne ücretlerinin yer aldığı listeye göre NO1 65 bin TL alırken, CEG 40 bin TL, Şehinşah 40-45 bin TL fiyatları var.
Hidra ise 15-20 bin TL arası ücret alıyor.
Vallahi güzel paralar.
Eskiden bu paraları popçular alırdı. Gerçeği popçular yine bu paraları alıyor ama az sayıda popçunun sahne ücreti rapçiler kadar yüksek.
Bir de işin ilginç tarafı rapçilerin orkestra masrafı da yok. Yani konserler için aldıkları paraların nerdeyse tamamı ceplerine gidiyor. Öyle orkestraya ver, rodiye ve enstrümanını taşısın, enstrüman kirala gibi masrafları yok.
Çıkıyorlar sahneye alt yapı üzerine rap yapıyorlar.
Paraları cebe indiriyorlar.
En yüksek net kar rapçilerde
Müzik tarihinde cirodan elde edilen en yüksek net kar rapçilerde. Yani cirolarının nereden baksanız menajer payından kalan parayı onlar alıyor.
Valla helal olsun çocuklara. Elde ettikleri başarı yenir yutulur cinsten değil.
Yalnız rapçilerin popülerliği böyle artmaya devam ederse yakında orkestralar, müzisyenler filan işsiz kalabilir onu da söyleyeyim. Çünkü rap müziğinin orkestraya ihtiyacı yok. Alt yapılar üzerine ve genelde de playback şarkı söylüyorlar. Yani rap müziğini konser ve sahnelerde de üstünlüğü ele geçirirse akustik müzik, canlı müzik sakata gelecek gibi.
Teknoloji odaklı müzikler yaygınlaşınca orkestralar küçülmeye başladı. Senfonik orkestralar nerdeyse kalmadı. Özellikle doksanlarla beraber playback modası yaygınlaştı. Orkestraların hacimleri küçüldükçe küçüldü. Mesela ben eskiden bir Ajda konserine giderken yaylıları dinlemek için giderdim. Şimdi gençlere ulaşacağız diye yaylılar çıktı, renk sazlar gitti. Bir tane kemanlar orkestra kurmaya başladılar.
Dijital müzik platformlarını işgal ettiler
Tüm bunlar yaşanırken bir de 2020’li yıllarda rap müziği yaygınlaşmaya başladı. Dijital müzik platformları rap müziğinin adeta işgali altında. Putin’in Ukrayna’ya yapamadığını rapçiler popçulara yaptılar dijital müzik endüstrisini işgal ettiler. İşgal derken yanlış anlamayın bunu bir olumlu başarı olarak söyledim. Spotify ve Apple Music listelerinde ilk elliye bakın beş popçu ya var yok. Bu anlamda rapçiler popçuların dijital müzikteki yerlerini işgal ettiler. Popüler olunca, talep artınca işin ekonomisi değişti ve onlarda sahne almaya başladılar. Ama bu sahnelerinde orkestra kullanmaması ve müzikten uzak bir çizgide olmaları müzik endüstrisinin ekosistemini de olumsuz etkileyecek. Rapçilerin sektördeki hakimiyeti böyle bir beş sene daha devam ederse popçularla birlikte küçülmeye başlayan orkestralar yok olup gidecek. Bu açıdan ben endişeliyim.
Orkestralarda çalan müzisyenleri bu açıdan zor günler bekliyor.
İşgal demişken.. Spotify’ın saçmalığına da değinmek lazım
Bu ara az önce Spotify derken aklıma geldi. Spotify, Rusya’daki erişimini kapatmış. Ne kadar amatörce ve ahmakça bir uygulama. Bir de dünyanın lider dijital müzik platformu olacak. Bakın Apple’a ne kadar profesyonel, cool ve apolitik gidiyor. Küresel marka demek bu demek.
Spotify kapatsın Rusya’daki hizmetlerini. Apple Music bu olaya bulaşmazsa – ki bulaşmaması lazım - Rusya’daki pazar payını arttırır. Apple çok profesyonel yönetiliyor. Çin’de de Apple Store açacak kadar piyasaları takip ediyor ve ilişkileri herkes sıcak tutuyor. Ticaret başka dostluk başkadır. Biz en azından öyle bilirdik, meğer öyle değilmiş.
İsveçli Spotify belli ki Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı askeri operasyondan çok korkmuş ve NATO’nun eteğine yapışmış. Yazık. Bu belki başka bir konu ama, Ukrayna savaşında da AB ülkelerinin ve Avrupa kıtasındaki ülkelerin nasılda ABD’nin eteğine yapıştığını, tarihsel geçmişlerine örtü çekerek nasıl da ödlek bir hale girdiklerini ve Amerikan mandasına girdiklerini gördük.
Bu beni AB’yi ve Avrupa kültürünü çok seven biri olarak çok üzdü. Yazık, meğer AB artık ABD’nin bir maşası haline gelmişte haberimiz yokmuş.