Bir zamanlar havacılık sektöründe pilot sayısındaki artışa bakarak "Biz bu kadar pilotu ne yapacağız" diyenler de vardı.
Az da olsa Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayrılanlar, THY Uçuş Akademisi'nden ve diğer uçuş okullarından mezun olanlar, yurt dışında eğitim alıp gelenler ve bir de yabancılarla pilot sayısı artış göstermiş, iş arayan pilot sayısı artınca da yabancı pilotlar istenmeyen adam ilan edilmişti. Yani, doğrusu biz bu kadar çok pilotu ne yapacağız diyenler haklı çıkar gibiydi.
Peki ya şimdi durum nedir diye bakarsak tam tersi bir durum söz konusu. TSK'dan artık gelen olmadığı gibi özel şirketlerden Türk Hava Kuvvetleri'ne çok sayıda pilot KHK ile zorunlu olarak geçiş yaptırıldı. Çünkü, ülkenin savunması tehlikedeydi.
THY, Pegasus ve Sun Ekspres'ın büyüme trendi pilot sayısında sıkıntı doğuruverdi.
THY, 900 pilot alacağını açıklarken, lise mezunlarına bile kokpitin kapısını araladı, girip kazanamayanlara 6 ay yerine 3 ay sonra tekrar şansını deneme yolunu açtı.
Dünyada da, Türkiye'de de kullanıma sunulan uçak sayısıyla doğru orantılı pilot yetişmiyordu.
Uçak üreticisi Boeing'in son raporuna göre, önümüzdeki 20 yılda dünyada tam 155 bin pilota ihtiyaç duyulacak. İşte bu pilot eksikliğinden etkilenen dünya havacılığının en büyüklerinden Çin ve Arap ülkelerinin üst segmenteki şirketleri Türkiye'den pilot transferi için yarışıyor ve yıllık 300 bin dolar maaş teklif ediyorlar. Bu yüksek rakam ve bu durum, pilotlarımıza yapılan "Ahlaksız bir teklif" midir, diye sorabiliriz. Ticaretin evrensel olduğu gerçeği ortadayken, maaşları eriyen pilotlarımıza yüksek ücret önerilmesini doğrusu etik dışı gibi göremiyorum.
Örneğin Emirates, her kıtadan, 160 ayrı ülke vatandaşlığına sahip çalışanları ile küresel bir organizasyon. Emirates acaba neden tercih edilmeli sorusuna verdikleri cevap şöyle: "Dünya nüfusun üçte birinin Dubai’den 4 saat, üçte ikisinin ise 8 saat uçuş süresinde yer aldığını, Dubai’nin dünyayla bağlanmak için kusursuz bir konuma sahip, harika yaşam tarzı fırsatları sunan; canlı, kozmopolit bir şehir olmasından gurur duyuyoruz.
Emirates’in çalışanlarına sunduğu maaş ve yan haklar hem Dubai, hem de dünyanın her yerinde birçok çeşitlilik göstermekte. Emirates; çalışanlarına rekabete uygun bir maaş, pozisyon ve göreve bağlı olarak, bir dizi fayda sunuyor. Dubai’de çalışıyorsanız gelir vergisi de ödemiyorsunuz.
Emirates Grubu’nu meydana getiren zengin diller, kültürler ve etnik kökenler, daha yaratıcı olmamıza ve işimizi farklılık yaratarak büyütmemize yardımcı oluyor."
Emirates'te şu anda, 125 kabin ekibi ve pilotla birlikte toplam 185 Türk görevde.
Bu şirket, Türkiye’den deneyimli, teknik yeterliliğe sahip pilot ve kabin görevlileri almak için, aralıklarla toplantılar yapıyor.
Bu satırları okuyanlar ne düşünüyor diye sormadan önce, Türkiye'de pilotlarını kaybetmek istemeyen Pegasus'un maaş artışı ne yazık ki medyaya kadar düştü. Ağustos itibariyle en düşük first officer maaşı 11 bin 825 TL'den 13 bin 650 TL'ye, en düşük kaptan pilot maaşı ise 34 bin 747 TL'den 40 bin 110 TL'ye yükselmiş.
Bu rakamlarla Emirates'in veya Qatar'in teklif ettiği maaşları yan yana koymak doğru olmaz. Bu bir tercih meselesidir.
Ya parayı, ya da ülkenin ve yerli şirketini seçmek durumundasınızdır.
Bunları yazarken Türkiye'deki pilotların meslek örgütü olan Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) Başkanı Kaptan Pilot M. Ayhan Günal'ın Kokpit Dergisi'ne yazdığı yazıya bakalım. Günal diyor ki, "Dünyada havacılık yüzde 5 oranında bir büyüme gösterirken, ülkemizde bu oran yüzde 10-15 dolaylarındadır. Bu büyüme sonucu dünyada ve bizde pilot ihtiyacı artacaktır. Sektöre pilot arzının, talebin altında kalmasıyla şirketler arasındaki geçişler hızlanıyor. Türkiye, sivil havacılık sektöründe başa oynayan bir ülke olmak istiyorsa, pilot rezervlerini korumak ve büyütmek zorundadır. Bu sorun ilerleyen yıllarda da devam edecektir".
Türk pilotlarının nitelik ve nicelik olarak güçlü olduğunu, bu nedenle yabancılar tarafından tercih edildiğini anlatan Günal Kaptan, pilotlarımızın yurt dışını tercih etmesindeki en büyük nedenin "Çalışma Koşulları" olduğunun altını da çiziyor.
"Az pilotla, çok uçuş" yapmanın doğru olmadığını, yoğun uçuş programlarının bazı sıkıntılara sebep olacağını, bırakın sosyal hayatı, dinlenmeye bile yeterli zaman ayıramayan çalışma ortamını hiç kimsenin istemeyeceğini ve bu durum uçuş güvenliği açısından riske davetiye çıkaracak zeminler yaratacaktır." diyen Ayhan Günal, yoğun çalışma temposu pilotların sağlığını ve sosyal yaşamını tehdit ettiği görüşünü dile getiriyor.
Dövizdeki yükselişin de ücretleri erittiği gerçeğini kabul etmemiz gerekir diyen TALPA Başkanı Günal, "Bu durum bizim pilotlarımızın ve bizdeki yabancı pilotların da yabancı şirketlere yönelmesine neden olmaktadır. Tüm bu sorunların siyaset üstü anlayışla sivil toplum kuruluşları, medya ve üniversitelerin de katılımıyla bütün sektör paydaşlarıyla acilen ve önemle ele alınmasının yararına inanıyoruz ve biz buna hazırız" diyor.
Başta THY olmak üzere, pilot istihdam eden şirketler konuyu masaya yatırıp, en geniş anlamda, sebep ve sonuçlarıyla tartışmalıdır. Yetkili olup, bu konuları da görmezden gelen Hava-İş Sendikası da kılını kıpırdatmalı. Bir gün gelir aidat alacak pilot bulamayabilir. Yetişmiş insan kendi gücünü elimizden kaçırırsak, yarın daha yüksek maaşlarla, burnundan kıl aldırmayan yabancı pilotlara yine muhtaç olabiliriz. Konu SHGM'nın yetkilerini ve etkileme gücünü aşmak üzeredir. Daha üst düzey ve kapsamlı bir Sivil Havacılık Üst Kurulu mesele için çözüm üretecek makam olabilir. Bunu tez zamanda hayata geçirip, sektörü, çalışanlarını ve işverenleri rahatlatacak kararlar alınmalı.
İyi uçuşlar Türkiye'm...