Buna geçmeden önce geçmişe gidelim.
Filosunda bulunan 96 uçakla Türkiye’nin ikinci büyük havayolu şirketi olarak adını sivil havacılık tarihine yazdıran Pegasus Hava Taşımacılık AŞ yayınladığı bir bültenle, Şirket’in Genel Müdürlüğü’nü bir süre önce Güliz Öztürk’e bıraktıktan sonra Yönetim Kurul Başkan Yardımcısı olan Mehmet Tevfik Nane’nin, Ali İsmail Sabancı’nın yerine Yönetim Kurulu Başkanı olarak atandığını duyurdu.
Bültende haklı olarak Nane’nin başarılı geçmişi anlatılırken, şirkete tam 17 yıl boyunca aralıksız olarak büyük emek veren, bugüne gelmesinde çok değerli katkıları olan Ali Sabancı’nın ise Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görevine bu unvanla devam edeceği belirtiliyordu.
İlk bakışta biçimsel (formel) olarak nitelendirilebilecek bu değişikliğe (şimdilerde) neden gerek duyulmuştu.
Buna geçmeden önce geçmişe gidelim.
Ülkemizin en büyük holdinglerinden biri olan ve 1925 yılında Adana’da kurulan Hacı Ömer Sabancı Topluluğu, oğulları İhsan, Özdemir, Hacı, Sakıp ve Şevket Sabancı ortaklığında yıllarca devam etti.
75 yıl süren dev ticari imparatorluğun ortaklığından, 2000 yılında ilk ayrılan Şevket Sabancı’nın iki çocuğuyla ayrı iş kollarında faaliyet gösterecek olan Esas Holding’i kurması dönüm noktası oldu.
Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığına Ali İsmail Sabancı, Başkan Yardımcılığı görevine de, Emine Sabancı Kamışlı getirildi. Esas Holding, 1990 yılında İrlandalı Aer Lingus, Silkar, Net ve Çukurova Holding ortaklığında kurulan Pegasus Hava Taşımacılık AŞ’yi 2005 yılında satın alarak bilmedikleri havacılık sektörüne ani bir giriş yaparlar. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Ali İsmail Sabancı, Genel Müdürlüğe de THY eski yöneticisi Sertaç Haybat getirilir.
Şirket, iç hatlarda uçmaya başlayınca filodaki uçak sayısı da giderek artar.
Havacılık geçmişi olmayan ve siyasi bir tercihle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü koltuğuna oturtulan Ali Arıduru, şirketin önünü kesmek için birçok zorluk çıkardı.
Bu dönemde Ali Bey, sonradan girdiği, bilmediği bu sektörde ön görüleriyle işi iyi bilenleri şaşırtarak, aldığı kararlarla şirketini istikrarla daha da büyüttü. Şirketine yönelik baskılardan bunalmış olmalı ki, sessiz kalmasının daha yararlı olacağı düşüncesiyle sahnenin önünde olmamayı tercih ederek, geri çekildi ve konuşmamayı özellikle tercih etti.
Amcası Sakıp Sabancı gibi, esprileriyle sözleriyle dikkat çeken Ali Sabancı’nın “Havacılık sektöründe gelecekte 2,5 şirket kalacak” sözleriyle THY, Pegasus ve Sun Ekspres’i kastettiğini ve bunun da zaman içinde gerçekleştiğini gördük.
“Havacılıktan milyonlar kazanmak için, milyarlık servetiniz olmalı” sözünün de doğru olduğu gerçeğini birçok şirketin kısa sürede batmasıyla gördük. Ali Sabancı verdiği demeçleri, yaptığı sert yorumları ve haklı serzenişleriyle aktif yöneticiliği bir tarafa bırakarak yıllar süren bir sessizliğe büründü ve şirketin başına 2016 yılında Sabancı gurup şirketlerinde görev yapan Mehmet T. Nane atandı. Nane, ardından Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sivil Havacılık Meclisi ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkan Yardımcılığı’na seçildi.
Nane, son olarak dünya havacılığının en üst kuruluşu olan Uluslararası Hava Taşıyıcıları Birliği (IATA) İcra ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirildi.
Şirketin genel müdürlüğünü genel müdür yardımcısı Güliz Öztürk’e bırakarak 31 Mart 2022 tarihinden beri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı koltuğunda oturan Mehmet Tevfik Nane, aradan tam bir yıl geçtikten sonra yönetim kurulu kararı uyarınca 17 yıldır başkanlık yapan Ali İsmail Sabancı’nın yerine Pegasus Hava Taşımacılık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı olurken, Başkanlıktan ayrılan Ali Bey, Pegasus Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam edecek.
Bir patron olarak tevazu gösterip, bir alt koltukta oturmakta hiç tereddüt etmeyip yer değiştirmesi onun alçak gönüllü bir insan olduğunun da bir göstergesidir.
Borsaya kote olan Pegasus hisselerinin doğrudan ve dolaylı pay dağılım oranı Şevket Sabancı ve ailesi (Esas Holding 56.66, Ali İsmail Sabancı 0.61, Emine Kamışlı 0.61, Kazım Köseoğlu 0.30, Can Köseoğlu 0.30) toplamı 58.47 ve halka açık (Yabancılar da dahil) hisselerinin toplamı da 41.53 olarak görülmektedir.
Pegasus’un yukarıdaki hisse dağılımına göre Yönetim Kurulu Mehmet Tevfik Nane (Başkan) Ali İsmail Sabancı (Başkan Vekili), Mehmet Cem Kozlu (YK Üyesi), Hatice Zeynep Bodur Okyay, Stephen Mark Griffiths, Agah Uğur David Vismans ve Ayşegül İldeniz bağımsız üye olarak görev yapmakta.
Hisse dağılımı ve yönetim kurulunun bu yapısıyla Ali Sabancı’nın başkanlıktan ayrılmasının görünürde bir sebebi yok diyebiliriz. Ancak, bu koltuk değişiminin belki ileride yaşanabilecek muhtemel bir ticari gelişmeye zemin hazırlamak için yapıldığını söylemek çok mu iddialı bir söz olur, bunu da zaman gösterecek.
Yeni sezonda Pegasus’un daha başarılı olacağı ümidiyle, emniyetli uçuşlar dilerim. [email protected]
—————————————————————
Milletvekili değil, başkan mı olmak istiyordu
Adil Bey’in hayali İstanbul Belediyesi miydi?
Bundan birkaç ay önce gazeteden beni aradılar ve bir araştırma şirketinin cep telefon numaramı istediğini söyleyerek verip veremeyeceklerini sordular. Veriniz dedim ve aradan çok geçmeden bir hanımefendi arayıp, kendini tanıttı ve Türkiye’de de şubesi olan uluslararası bir araştırma ve PR şirketi olduklarını belirterek arama sebebini şöyle anlattı.
“Sizin sivil havacılık üzerine yazdığınız yazılarınızı takip ediyoruz. Biz, Ulaştırma Bakanlığı adına bir araştırma yapıyoruz. Sizinle, görüntülü bir görüşme yapmak isteriz. Görüşme hiçbir kişi ve kurumla paylaşılmayacaktır” diye de ekledi.
Gizlilik sözü nedeniyle bu şirketin adını ve konuştuklarımızı da yazamıyorum.
Bana sorulan sorulara bakarak ilk anda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Trabzonlu hemşehrim Adil Bey’in (Karaismailoğlu) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak için çalışma yaptırdığını düşündüm. Son zamana kadar bu düşüncemi hep muhafaza ettiğimi söylersem yalan olmaz. Çünkü çalışma hayatında bakanlıktan önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yaptı. Ne zaman ki, Ekrem İmamoğlu seçimi kazanıp Başkan olunca, hemen istifa edip, ardından da başına talih kuşu konmuş misali bir anda kendini bakanlık makamında buluverdi. Bildiği bir alan olarak belediyecilikte başarılı olacağını ve de Ekrem İmamoğlu’ndan belediyeyi geri alabileceği düşüncesinde olabilir diye düşünmüştüm. Ama öyle olmadı.
Ne zaman ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim tarihini resmen açıklayıp, sonra da genel seçimde Bakanlar Kurulu’nun tamamının milletvekili adayı olacağını duyurunca doğrusu ters köşeye yattım.
14 Mayıs 2023’te Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yapılacağı bu tarihi seçimlerde birileri milletvekilliği için can atarken, bazı bakanların vekil olmak istemeyişine de hiç şaşırmadım.
Benim bildiğim siyaset alttan başlar, ilçe, il yöneticiliği ve milletvekilliğine oradan da bakanlığı kadar gider. Şu an ki Bakanlar Kurulu üyeleri hiç siyaset yapmadan, milletvekili olmadan hemen bakan oldular. Bu kadar kolay olunduğu için değil, yaşadıkları şehirlerden başka yerlerden aday gösterilecekleri ve işleri güçleri olduğu için milletvekili olmak istemiyorlar. Muhalefet durumu yargıdan kaçmak olarak gördüğünü söylerken, vekil adayı bakanlardan hiç ses gelmemesi doğrusu çok manidar.
Kulislere göre Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ne bakan ne de milletvekili olmak istemiyordu. Fahrettin Koca da aynı şekilde çekilmek istiyordu.
Soylu ve Akar da bakan kalmak istermiş.
Diğer bakanlarda olduğu gibi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da zorunlu milletvekili adayı gösterilecek. Bu konuda henüz hiçbir yorum yapmadı. Bu sessiz tavrı, benim; acaba aklı hala İstanbul Belediye Başkanı olmakta mı? diye düşünmeme sebep oldu. Adil Bey şayet milletvekili olursa TBMM’de 600 kişiden biri olacak. Bakanlığın forsunu da kaybedecek. Bu nedenle milletvekili olmaktan imtina edip, 2024 yılına kadar hem bakan kalarak hem de yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı gibi çok önemli bir makama talip olmayı siyasi planlarına almış olabilir mi diye de düşünüyordum.
Zaman zaman polemiğe girdiği Ekrem İmamoğlu ile karşı karşıya gelmekten çok büyük bir keyif alacağını, onu yenip İstanbul’a Belediye Başkanı olacağının hayalini belki de yıllardır kuruyordu.
Kendisi de gençlik yıllarımdan bu yana tanıdığım Trabzonlu bir hemşehrim olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kazandığında Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı ilan edildiyse de makamı bırakmayacağı kesin bir gerçek.
Adil Bey, Tayyip Bey’i ikna edebilseydi hem milletvekili olmaktan kurtulup, bakan olarak kalacaktı, hem de önüne böyle önemli bir siyasi mücadelenin kapısı açılmış olacaktı. Tabii, bu planları hem AK Parti’nin TBMM’de çoğunluğu alması ve Erdoğan’ın kazanması şartıyla mümkün olabilecekti.
Siz bu satırları okuduğunuz sırada Adil Bey ya İstanbul ya Trabzon’dan ya da hiç beklemediği bir yerden milletvekili adayı olmuş olacak ve bir aksilik olmasa milletvekili seçilecek. Hadi hayırlısı diyelim.