Bu ülkede yaşadığım için söylemiyorum, bugüne kadar alınan tedbirlerin ne kadar önemli olduğunu bu salgınla geç tanışarak görmüş olduk, bu anlamda dünyaya ders verebilecek tek ülkeyiz belki de.

Ne yalan söyleyeyim, Türkiye iyi direndi. Şans faktörü mutlaka etkili olmuştur ama her insan gibi devletler de şansını kendisi yaratır. Koronavirüs daha Türkiye’ye gelmeden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aldığı önlemler -özellikle ülkeye giriş çıkışlarda uygulanan tedbirler virüsün ülkeye girişini geciktirdi. Bu konuda bakanın hakkını teslim etmek gerek, çok iyi iş çıkardı. Önünde sonunda gelecekti, geldi.

Vaka sayısında artış da olabilir (bu yazıyı yazdığım saatlerde vaka sayısı 2’ye çıkmıştı), olmayabilir de, nihayetinde bu salgın ne bizden kaynaklı, ne de sadece bizim sorunumuz, dünyanın problemi.

SICAKLIKLARIN ARTMASI VİRÜSÜ YOK EDER Mİ?

Tüm dünya alarma geçmiş durumda. Spor müsabakaları erteleniyor, kulüpler bir dizi önlemler alıyor, okullar tatil ediliyor, İtalya ciddiyetsizliğinin sonucunu pahalıya ödüyor, koronavirüs Tom Hanks’le tanışıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde toplanan bakanlar ve bilim kurulu toplantısından çıkan kararlar önemli. Tek itirazım, spor müsabakalarının seyircisiz oynanmasıyla ilgili. Bence erteleme daha iyi olurdu, hem sporcu sağlığı açısından hem de Türkiye’deki taraftar kitlesini biliyorsunuz, stada giremeseler bile stat dışında toplanarak tezahüratlarda bulunacaklardır. Fransa’da bu yaşandı, taraftar psikolojisi dünyanın her yerinde aynı çünkü.

Bu ülkede yaşadığım için söylemiyorum, bugüne kadar alınan tedbirlerin ne kadar önemli olduğunu bu salgınla geç tanışarak görmüş olduk, bu anlamda dünyaya ders verebilecek tek ülkeyiz belki de.

Uzmanlar, alınacak tedbirlerle ilgili gerekli açıklamayı yapıyorlar. Anladığım kadarıyla en önemlisi sabunla el hijyenini sağlamak ve bununla birlikte kalabalık ortamlardan uzak durmak. Ne yazık ki toplumun yarısından fazlasının işe toplu ulaşımla gittiği bir ortamda kalabalıktan uzak durmak o kadar kolay değil, o nedenle yanımızda dezenfektan bulundurmak en az cep telefonu taşımak kadar önemli.

Washington Post gazetesinde geçen gün ilginç bir makale yayınlandı. Yazı adeta ABD Başkanı Donald Trump’a bilimsel bir cevap niteliği taşıyordu. Biliyorsunuz Trump bir süredir, koronavirüsün sıcaklıkların artmasıyla birlikte yok olacağını iddia ediyor. Makalede koronavirüsle iklim ilişkisi üzerine konuşmanın daha erken sayılabileceği, hava sıcaklığının yüksek olduğu Singapur’da vaka sayısının arttığından bahsediliyordu.

Buna antitez olarak getirilecek örneklerden biri Hindistan. Çin’e çok yakın olmasına rağmen Hindistan’da vaka sayısı çok az. Hem hava sıcaklıkları yüksek hem de hijyenik açıdan çok iç açıcı bir ülke değil. En azından belirsizliğin hüküm sürdüğü şu süreçte iklime bel bağlamanın rehaveti İtalya gibi korkunç sonuçlar doğurabilir.

PANİK VİRÜSTEN DAHA TEHLİKELİ

Hiç değilse halk arasında “kafa tokuşturma” gibi absürt bir eylemde yaşanan bariz azalma sevindirici. Her krizde ortaya çıkan fırsatçıları saymıyorum bile. Özellikle e-alışveriş siteleri denetimlerini bu konuda artırırsa fena olmaz. Herhalde satıcıların fahiş fiyat belirledikleri makarna gibi ürünlerin piyasada ne kadara satıldığını her öğünde pasta ya da antrikot yemiyorlarsa biliyorlardır.

İnternette gördüğüm kadarıyla izole edilmiş tek bir vakanın çıkmasından sonra süpermarketlere koşturanları gördükçe “başka ülkede yaşayamayacağımı” bir kez daha anladım. Şu an için Türkiye açısından tek gerçek, paniğin Covid-19’dan daha tehlikeli olduğu. Çevrenize bir iyilik yapmak istiyorsanız sakinleştirmekten başlayabilirsiniz.