Bir süredir köşemizden uzak tuttuğumuz pandemi sürecinde neler oluyor ile pek ilgilenemedik dersek yeridir.

Bir süredir köşemizden uzak tuttuğumuz pandemi sürecinde neler oluyor ile pek ilgilenemedik dersek yeridir.

Yayınlanan raporları takip ediyorduk ama yaşamı nasıl etkilediği konusunda fazlaca yorum yapamıyorduk. Baktığımızda, vaka sayıları, vefat eden sayılarında pek değişkenlik yoktu ama, raporlara yansıyanlar Covid-19’un gidişatında pek de değişkenlikten söz edemiyorduk. Vaka sayıları; genelde 25 bin, vefat sayıları ise çoğunlukla 200-250 arasında, birkaç kez 180’li rakamlara inmiş olmasına karşın durum stabil devam ediyordu. Bu arada, aşılamada bazı iyiye gidişler olmasına karşın, hala olması gereken düzeye, henüz varamadığımız verilen bilgiler arasındaydı.

Bu arada, Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarından en dikkat çekeni, vaka sayılarında

25 yaş altının yüzde kırk oranlarında olduğu şeklindeydi.

Yine gelen bilgilerin yoğunluğu, bazı illerde aşılama oranlarına bağlı olarak vaka sayıları konusunda kayda değer artışlardan söz ediliyor.

Tüm bunlara karşın, İstanbul başta olmak üzere, normal yaşama dönüşle ilgili görüntüler artma eğilimindeydi ve endişeli bir gidişattan sözediliyordu.

Bu sıralar, okulların hemen hemen yüzyüze eğitime başlamış olması nedeniyle, hemen hemen her gün okul yollarındayım. Bu gidiş gelişlerim genellikle Marmaray ve Metrobüs ile olduğu için, toplu taşımalardaki durumla da içiçeyim. Görünen o ki, toplu yaşamdan yansıyan görüntüler neredeyse normale dönmüş gibiydi.

Kalabalık ortamlar yok muydu, tabii ki var. Ancak, sevidirici olanı ise, kalabalıklara rağmen toplu taşıma kullananlar, özellikle maske, sosyal mesafe ve hijyen konusunda olabildiğince dikkatlı davranıyorlar, her şekilde, sık, sık kolanya veya dezenfektan ile temas halindeki ellerini temizlemeye özen gösteriyorlardı.. Maske konusuna uyum ise, neredeyse eksiksiz uygulanıyor diyebiliriz.

Sokaklarda maskesiz dolaşanlar yok gibiydi ama, münferit de olsa, maskesini yüzünü açık tutacak şekilde takanlara rastlanmıyordu da diyemeyiz. Çok az da olsa, maskesini olması gerektiği gibi takmayanlarla, özellikle kadınlar arasında maske takılması konusunda küçük de olsa tartışmalara rastlanabiliyor..

En çok göze batanlar ise; kafe ve restoranlarda gierek yoğulaşan tıka basa yaşamda, maske, mesafede ölçünün kaçtığı görüntülere rastlanabiliyor. Son gelen bilgilerde, vaka sayılarındaki artışların çoğunluğunun yirmibeş yaş altındakilerin aşılanma karşıtlığında devam eden dirençlerinin, açık alanlarda ve kafelerdeki maskesizliği tercih eden görüntülerinin oldukça etkisinin olduğundan söz ediliyor. Daha dikkat edilmeli.

Pandemi döneminde, neredeyse iki yılı geride bırakacağız. Ama bu konuda geleceğimiz ne olacak hala net durum değerlendirmesi yapamıyoruz. Görünen o ki, vaka sayılarındaki gidişat, istikrarını (!) aynen devam ettirecek gibi. Biraz analiz ettiğimizde, vaka sayıları; 25-30 binler, vefat sayıları ise; 200-250 arasında stabil ayarlarda devam edecek.

Durum bu. Bu sıralarda yeni bir mutasyondan söz dilmeye de başlandı. Görünen o ki; Covid-19 bizi oldukça fazla sevdi.

Avrupa’da durum bizden daha mı diye bir soruya yanıtımız, pek kolay değil ama, onlar her şeyiyle bu konuda daha da yerleşik bir düzene geçmiş görünüyorlar. Pandeminin yaşam şartlarını düzene sokmuşlar çoktan.

Biz ise, işi biraz daha sıkı tutmalıyız diye düşünüyorum..

BİR TUTAM TEBESSÜM

TESADÜF!

İşte geçmişte yaşanmış en ilginç tesadüflerden biri!... Gülümseyerek okuyun ama, asla tesadüf bu deyip geçmeyin....

“Tesadüfler zincirinin en inanılmazı 1981'de ABD'nin Boston kentinde meydana geldi. Bostonlu Randolp Matika, yıldırım çarpması sonucu evinin önünde öldü.

Adamın dul eşi yeniden evlendi.

Damat Pepero, düğün gecesi sigara içmek için balkona çikti. Evin hemen yakınına düşen yıldırım, damadın balkonda ölümüne neden oldu.

Kadın sinir krizleri geçirdi. Tedavi için gittiği klinikte kendini tedavi eden genç bir doktora aşık oldu ve kısa süre sonra doktorla evlendi.

Bir hafta sonra hastasını ziyarete giden doktora da yıldırım çarptı ve öldü!..”