"Ülke olarak hepimiz birlik ve beraberlik içinde huzurla yaşamak istiyoruz. Bunun için üç beş kişinin çıkarına değil komple Kürtlerin yüreğine güven verecek kararlar gerekiyor..."
Veeee geldik mi dediğimiz yere! Evet geldik! Geldik fakat bundan sonra atılacak adımlar ile ya her şeyi tedavi ederiz ya da sorunu daha da kördüğüm ederiz....
Türkiye ve Kürtlere dair yazıp dile getirdiğim başlıkların gerçekliğini birer birer yaşamaya devam ediyoruz. Türkiye, geçmişte içimize hiç sinmeyen görüntülere şahit oldu ve ‘çözüm sürecinin’ taktiksel hayal kırıklığını bir kez daha yaşamak istemiyor!
“Ülke olarak hepimiz birlik ve beraberlik içinde huzurla yaşamak istiyoruz. Bunun için üç beş kişinin çıkarına değil komple Kürtlerin yüreğine güven verecek kararlar gerekiyor...”
31 Mart’ta sandığa gitmeye hazırlandığımız günlerde “HDP içinde bulunduğu ittifakın kendisini reddetmesinden rahatsız, her an ben yokum diyebilir” demiştim. Hemen sonrasında HDP’den tepkili bir açıklama geldi “İmamoğlu ve Yavaş kazanırsa bizim sayemizde”...
Geçtiğimiz hafta “yenilenecek İstanbul seçiminde HDP, AK Parti’ye yakınlaşma mesajları verecek” diye yazdım. Ki hemen bir gün sonra HDP kanadından yazdıklarım doğrultusunda açıklamalar geldi...
Müneccim olmamakla birlikte, süreci ülke menfaatlerini gözeterek objektif bir şekilde okumak, geleceği doğru tahmin etmek için yeterli.
Bugün altını kırmızı kalem ile çizeceğim ve aman dikkat diyeceğim birkaç cümlem daha var; Kürtler çözüm süreci değil hızlı bir şekilde samimi, kalıcı ve tatmin edici travma tedavisi istiyor! Bölgeye yapılacak ciddi yatırımlar ile ekmeğine sımsıkı sarılmak istiyor! Bunun muhatabı olarak da HDP’nin değil Kürtlerin yüreğine dokunulması isteniyor!
Belki de geçmişe dönük devlet adına sarf edilecek “geçmişte yaşananlardan dolayı özür dilerim” cümlesi bile yüreklerdeki yaraların iyileşmesini sağlayacak....
Çünkü HDP’nin gel git söylemlerle aldığı yol sebebiyle zaten içi ve hitap ettiği kitlesi boşaldı. Okyanusta su alan tekne misali çırpınışta olan HDP’nin bir kısmını CHP’ye bir kısmını da AK Parti’ye aktarma isteminin sonuçlarını ilerleyen günlerde elbette izleyip, yorumlayacağız. Fakat unutulmaması gerekenler var.
Son yıllarda her santimine oyunlar ve tuzaklar kurulan Türkiye’nin deneme yanılma yöntemiyle karar verme lüksü yok artık! Popülist söylemler ve kararlar değil, mantıklı ve kalıcı dokunuşlar gerekiyor bize.
Çünkü dışarıdan taşınan odunlar sebebiyle Ortadoğu artık dip tuttu ve her an tadı kaçacak!