Spor Toto süper Ligi İlhan Cavcav Sezonu, Türk spor tarihine unutulmaz iz bırakacak iki önemli özelliğiyle konuşulacak bir futbol dönemi olarak yer alacak.
Birincisi; uzun yıllardan sonra ilk defa zirve savaşı, böylesine, neredeyse başa baş geçiyor. Şu an dört takım amansız bir mücadelede ve son hafta yapılan karşılaşmalarda zirvenin dört şövalyesi de maçlarını kazandılar. Puan cetvelindeki son duruma göre; Galatasaray 63 puanla lider, 62 puanlı Beşiktaş averajla ikinci ve yine 62 puanlı Başakşehir 3. durumda. Ve hemen arkalarında 60 puanlı Fenerbahçe birbirlerinin yapacakları hatayı kolluyorlar. Geride kalan dört maçta, fikstürü en kolay gibi görünen Fenerbahçe. Fenerbahçe kalan tüm maçlarını kazanıp diğer takımların puan kayıplarına bel bağlamış durumda. Görünüşe bakılırsa Fenerbahçe kalan dört karşılaşmayı da kazanacak gibi.
Her ne kadar maçlar oynanmadan kazanılmıyor ama yine de gidişat öyle bir fotoğrafı yansıtıyor. Bu arada, bu hafta sonu oynanacak Galatasaray-Beşiktaş derbisi ligin sonu ile ilgili bir çok şeyi çok daha netleştirebilir. Galatasaray’ın sahasında oynanacak bu karşılaşmada, her ne kadar Galatasaray favori gibi görünse de, bu karşılaşma üç sonuçlu bir karşılaşmadır.
Yıllardır yaşanmayan bu denli başa baş zirve mücadelesi, bu hafta oynanacak derbinin sonucuna göre daha netleşebilir gibi görünse de, beraberlik ligi daha da belirsiz hale dönüştürebilir.
Spor Toto süper Ligi İlhan Cavcav Sezonu’nun akılda kalacak ikinci önemli olayı ise; Ziraat Türkiye Kupası Yarı Finali’nde, Fenerbahçe-Beşiktaş arasında yaşanan olaylar, oyununun 57. dakikada tatil edilmesi ve sonrasında yaşanan olaylardır. Orada neler olduğu bir çok yerde yazılıp çizildi. O söylenenlere göre ne oldu, ne olmadı, anlamak pek de mümkün gibi görünmüyor ama, bir gerçek var ki; söylenenlerle, kamera görüntülerine yansıyanlar örtüşmüyor. Olayların nasıl yaşandığını konusu pek belirsiz. Kendini spor yorumcusu sanan bir çok spor yazarı, takımdaşlığın ağır bastığı yorumlarıyla ortalığı karıştırma konusunda oldukça yol aldılar. Kimine göre Beşiktaş ve özellikle de olayların odağında olan Şenol Güneş haklı, kimine göre ise; yapılanlarda olayları körükleyen tahrik unsurunun çok etkin olması ve olaylara ortam yaratılması sonrasında oluşan karmaşa, maçın tatil edilmesi nedenidir.
Bu konuya yorum yapan Cumhurbaşkanımız’a göre ise, yaşanan olayların bir “kumpas” izlenimi verdiği şeklindedir.
Karşılaşma sırasında, gerek güvenlik kameralarına ve yayıncı kuruluşun kameralarına yansıyanlara göre ise; basına yer alan yanlı, takımdaşlığa dayalı yorumların pek de gerçeği yansıtmadığı şeklinde. Ayrıca, karşılaşma ile ilgili Hakem ve Gözlemci Raporlarında da farklılıklar var. Şenol Güneş olayı ise tam kafaları karıştıracak bir olay gidişatı.
Asıl en önemli konu ise; olaylar sırasında hakemin izni olmadan Beşiktaş’ın sahadan çıkıp soyunma odasına gitmesi ve bu konunun çok net olarak değerlendirilmesi gereken bir bilinmeyen olarak ortada duruyor olması.
Federasyon bu yazının yazıldığı sırada bu konuyu karara bağlamıştı. Bakalım ne karar çıkacak. Bana göre en adilane kararın; her iki takımın da kupadan ihracı şeklinde olmasıdır. Her iki taraf da mağdur gibi görünüyor. Ama maçın kaldığı dakikadan itibaren seyircisiz oynanması da diğer bir alternatiftir. Bu gelinen aşamada bu düşünce daha öne çıkabilir. Bu ikinci alternatif en doğrusu gibi görünüyor.
Fenerbahçe’nin hükmen mağlubiyeti ise yanlış karardır ve varılabilecek en hatalı sonuç olur. Yazı yazıldığı sıradaki durum buydu.
Yazı yazıldıktan saatler sonra verilen karar sözünü ettiğimiz gibi ikinci alternatif oldu.
Maç yarıda kaldığı dakikadan itibaren seyircisiz olarak oynanması şeklinde kararla sonlandı.
Hayırlısı.