Son haftalarda iyice toparlanmış olarak görünen Beşiktaş son karşılaşmasından 4-0 gibi göz kamaştırıcı bir sonuçla ayrılıp zirveye tırmanma yolunda avantalı duruma gelmeye başladı.
Geçen hafta Süper Ligimiz ve futbolumuz için tam bir sürprizler haftasıydı.
“Futbolumuz nereye?” başlıklı geçen haftaki yazımızın sonuna doğru; 13 haftadır oldukça başarılı bir performans sergileyen Çağdaş Atan’ın yönetimindeki Alanyaspor için; “Hadi, ayaklarına, kramponlarına kuvvet Alanyaspor, yürü, git, kim tutar seni” diye yazmıştım.
Son haftalarda iyice toparlanmış olarak görünen Beşiktaş son karşılaşmasından 4-0 gibi göz kamaştırıcı bir sonuçla ayrılıp zirveye tırmanma yolunda avantalı duruma gelmeye başladı. Uzunca bir süre orta sıralarda yer alan Beşiktaş, son haftalardaki performansı ile sıralamada hızla yukarılara doğru tırmandı, zirvedekilerin puan kaybettiği haftada kendine avantaj sağladı.
Bu yazıyı yazdığım gün, iki maçlık haftaya denk gelen bir haftaydı. Bu ne demek diye sormayın. Pandemi nedeniyle geçtiğimiz sezon Ligden düşme kaldırılınca lig yirmibir takımla oynanıyor ve fikstürü şaşırtmamak için hafta arası ve hafta sonu karşılaşmaların oynanacağı haftalardan biri. O nedenle bu hafta, hafta arası ve hafta sonu karşılaşmaları oynanıyor. Salı günü iki karşılaşma oynandı. Trabzonspor, Hataysporu deplasmanda 1-0 yendi, Galatasaray ise, Teknik Sorumlusu Fatih Terim’in cezalı olarak tribünden izlediği karşılaşmada, sahasında renktaşı Göztepe’yi 3-1 gibi bir skorla yenerek geçen haftada yaşadığı puan kaybını biraz olsun telafi etti.
Süper Lig’de bugün ve yarın oynanacak karşılaşmalar sonrasında 14. Hafta tamamlanacak.
Şuanki duruma göre, Alanyaspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş, yazıyı yazdığım çarşamba günü maçlarını henüz oynanmamışlardı. Duruma baktığımızda; Alanyaspor 26 puan, Galatasaray 26 puan Fenerbahçe 23 Puan. Beşiktaş ise 22 puan olarak ilk dört sırayı paylaşıyorlardı. Bugün ve yarın oynanacak karşılaşmalar sonrasında sıralamada nasıl bir değişiklik olur bilemiyoruz ama, hangi sonuç çıkarsa çıksın, Alanyaspor bu hafta arasını da lider olarak tamamlayıp 15 hafta karşılaşmalarını bekleyecek. İki maçlı bir hafta neler getirecek, götürecek, göreceğiz.
Süper Ligdeki gidişat şimdilik böyle..
Geçe hafta bu köşede yazdığım yazımı şöyle bir kısa paragrafla tamamlamıştım;
“Farkında mısınız, haftadan haftaya berbat yönetimlerini südüren hakemlerden hiç söz edemedik.. Onlar hep aynı. Sahada hakemler var ama, kararlar uzak diyarlardaki “VAR” hakemlerinden geliyor. Yönetenler ve onları atayanlar, yaşanan bu durumda “üç maymun”u oynuyorlar; görmüyorlar, duymuyorlar ve konuşmuyorlar..”
Geçen hafta yazdığım yerdeyim hala. Değişen hiçbir şey yok. Ve bu durum giderek de daha kötü hale gelecek gibi görünüyor. Geçen hafta da, hakem hataları dillere destandı. Hem de bu hatalara imza atanlar nam-ı değer FIFA kokartlı hakemlerimizdi. Bu dönem artık çok net belli ki, hakemlerimiz bu “VAR” denilen şeye tamamen teslim olmuş durumdalar. “VAR”ın varlığı; tarışma yaratacak kararlarda doğruya ulaşabilmek için, maçın hakemine yardımcı olmaktır. Ama gri durumdaki pozisyon kararlarında “VAR” kesinlikle karar vermede etkili olamaması gerekiyor. Hakemlerimiz maalesef ki, bu durumlarda sorumluluktan kaçmak için “VAR”a başvuruyorlar ve “VAR” hakemlerinin yanlış değerlendirilmiş kararlarına mahküm oluyorlar. “VAR”daki hakemlerin bu durumlardaki kararları ise, neredeyse çoğunluğu yanlış. Değerlendirmelerinde hiçbir standart yok. Bunu maalesef ki, yakalarında FIFA kokartı taşıyan hakemlerimiz de yapıyor.
Fenerbahçe karşılaşmasında Cüneyt Çakır’ın “VAR” gidip incelemesi sonrasında yan hakemin yanlış ofsayt değerlendirmesini onaylayarak Fenerbahçenin golünü ofsayt olarak değerlendirmesi ve golu iptali, oyunun gidişatına etkili olmuştur. Bu değerlendirmede golün iptali yanlıştı. Dün oynanan Galatasaray-Göztepe karşılaşmasında da kopya gibi aynı pozisyon oldu. Bu “VAR” görüntüsünde de çok net belliydi ve karşılaşma hakemi doğru olanı yaptı, golü geçerli saydı.
Bu iş bu kadar mı kontrolden çıktı?
MHK bu konuda ne yapmayı düşünüyor acaba!