Metal yorgunluğu ambalajıyla başlayan yenilenme hareketinde AK Parti mümkün mertebe teşkilatlarını genel kabul görecek isimlerle takviye ediyor.
Metal yorgunluğu ambalajıyla başlayan yenilenme hareketinde AK Parti mümkün mertebe teşkilatlarını genel kabul görecek isimlerle takviye ediyor.
Mesela 41 İstanbul milletvekilinden 32’sinin işaret ettiği ve İstanbul teşkilatının başına geçmesine kesin gözüyle bakılan İdris Güllüce çok doğru bir tercihtir. Ve daha şimdiden tabanda memnuniyet ve heyecana sebep olmuştur.
Buna karşılık gazetelerden de okuduğumuz üzere CHP İstanbul İl Başkanlığına getirilen Canan Kaftancıoğlu ise “Gezi olaylarından fırlamış yüzü maskeli bir provokatör.” Ne idüğü belirsiz bir tip. Kocası da yaptığı paylaşımlara göre “bir oturuşta çeyrek domuz yiyecek kadar” midesi geniş bir vatandaş.
Ne güzel…
Bir tarafta milli bir hareketin içinden gelen ve birçok görevi -ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da dahil- layıkıyla yerine getirmiş, davasına bağlı tertemiz bir isim.
Diğer tarafta gayr-ı milli aktif bir provokatör…
Birisi İstanbul’a her anlamda çok yakışıyor. Çevre ve şehircilik müktesebatı ayrıca bir şans.
Diğeri yeni Gezi olaylarını daha koordineli gerçekleştirmek ve İstanbul’u yakıp- yıkmak için adeta paraşütle inmiş bir casus gibi…
Doğruları ve yanlışları ile AK Parti ve MHP için ne kadar yerli ve milli diyebiliyorsak…
“Kurucu Parti”yiz diye höyküren CHP ve diğerleri için o kadar yerli ve milli diyemiyoruz.
Bu netlik, gerçekten güzel…
Diğer taraftan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yükünü sırtlayan Mustafa Tuna, sessiz sedasız geldiği makamda, bir zamanlar Topkapı Sarayı ile Pekin’deki Yasak Saray’ı kıyaslarken kullandığım “sadeliklerin ihtişamı”na benzer bir ruh gücüyle abartısız ve mütevazı tavrıyla devleşiyor.
“Çukurambar öldü.” diyor son açıklamasında imar manyaklığımıza dikkat çekerek, çok da iyi ediyor.
Bu kadar yüksek bina, otopark yetersizliği, trafiğin kilitlenmesi ve sonuç: Allah rahmet eylesin.
İstanbul’da da benzer şeyler oluyor.
Hayvani bir iştah ve şehvetle kıyamet alameti kuleleri birbirinin üstüne dikerken ellerini ovuşturanlar, berbat ettikleri beton yığınları içinde yaşamak mümkün olmayıp müşterisiz kalınca, gidip hükümetin kapısında ağlaşacaklar “kurtarın bizi” diye…
Bugün bir haber vardı: Güya vatandaşı ev sahibi yapacak farklı bir kolaylık, farklı bir teşvik ve fakat tabii konut satışlarını desteklemeyi amaçlıyor.
Bizim vatandaş da bir tuhaf canım. Şimdiye kadar hükümet elli tane konut edindirme projesi açıkladı, millet hala kirada sürünüyor! desem, nasıl yorumlarsınız?
Türkiye’de çözülecek birçok problem var.
Nihayetinde AK Parti’nin devraldığı manzarayı unutmamak lazım. O manzaranın uyuşturduğu sistemi tekrar ayağa kaldırmak ve sonra çalışır hale getirip düzeltmek yeni bir şeyler yapana kadar çok vakit kaybettirdi.
Dolayısıyla birçok sahada birçok devrim sayılabilecek ilerlemeler kaydedilmesine rağmen hem bazı yanlışlardan ve hem bazı eksiklerden söz etmek mümkün ki, imar vahşeti de bu cümledendir.
Özellikle İstanbul ve Ankara’ya korkusuzca neşter atacak isimler bekleyişimiz boşuna değil.
Ankara’da Belediye Başkanı olarak Mustafa Tuna ve müstakbel İstanbul İl Başkanı olarak İdris Güllüce’nin isimleri ümit vaat ediyor.
CHP mi?
CHP kendi kabrine mezar taşı seçmekle meşgul. Canan Kaftancıoğlu bu arayışı doğruluyor.