Hani Ramazan geldiğinde, hem ülkesindeki Müslümanlara hem dünyadaki Müslümanlara ABD Başkanı istemeye istemeye olsa bile tebrik mesajı yayınlıyor ya…
Hani Ramazan geldiğinde, hem ülkesindeki Müslümanlara hem dünyadaki Müslümanlara ABD Başkanı istemeye istemeye olsa bile tebrik mesajı yayınlıyor ya…
Bu bir görev… Müslümanlar samimi bulmasalar bile, bu mesajı anlamlı bir yere koyuyorlar.
İşte bu açıdan herkesin dinine ve düşüncesine saygılı olmak zorundayız fakat o saygıyı gerçekten gösterebilmek için de neye inandığını, nerden geldiğini, kim olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin başına getirildiğinde bir arkadaşa, “Ya bu adamı bir kere halkın içinde gördün mü? Ne bileyim, bir Cuma namazında… Bayram geldi farz edelim. Bu adam bayram namazına gider mi?” gibi bir şeyler söylemiştim. Derdim onun inancını sorgulamak değil, örnek vermekti.
Deist arkadaşım köpürdü; “Bunu nasıl söylersin?” dedi.
Çok sakindim. Aşağılamak için konuşmamıştım. Hakaret etmemiştim. Algılamakta zorlandım.
“Neyi nasıl söylerim?” dedim.
“İşte siz böyle ayrımcısınız. Adam camiye gitmek, namaz kılmak zorunda mı?” dedi.
Durup düşündüm biraz. Aslında Müslüman ise Müslümanlık emarelerini görmek, Hristiyan ise Hristiyan olduğunu bilmek, ateist ise bunu beyan etmesini istemek bizim en doğal hakkımızdı. Yani Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre devlet adamlarının illa şu dinden olması şart koşulmuyor ama milletin çoğu Müslüman olduğu için İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı o siyasinin/ liderin tavrını bilip değerlendirmek ve saygı duyup duymamak açısından soyunu ve inancını öğrenmek gerekiyor.
Misal yerli ve milli olmak için ırk ve inanç fark etmiyor, buna karşılık ortak geçmiş ve gelecek perspektifinde buluşmayı bekliyoruz.
Yani belki İstanbul İl Başkanı yapılan Canan Kaftancıoğlu Müslüman değildir. O zaman tepkilerini başka türlü değerlendirir belki daha az öfkeleniriz. Belki Türk değildir, bunu hesaba katarız.
Şimdi Türkiye’nin tartışmasız yaşayan en iyi fotoğraf sanatçısı kim?
Ara Güler…
Gayr-ı Müslim olduğunu hepimiz biliyoruz ama gayr-ı Millî olduğunu hiçbir zaman düşünmedik. Şu konuşması onun ne kadar bizden, bizim ne kadar ondan olduğunun/ olduğumuzun ispatıdır:
“En mühim şey tarihtir. Tarih ile geçmişimizi öğreniyoruz. Bugüne kadar kaç tane cumhurbaşkanı geçti? Bir tanesi çıkıp kafa tutmadı yahu. O tarafı hoşuma gidiyor. Niye çekinsin ki? Biz devletiz be. Osmanlıdan geliyoruz. Uygur yazılarını çektim Moğolistan’da. Bütün bunlar var. Onların nesi var? Zavallı Amerika’nın nesi var?”
Burada kıymet bulan Ara Güler’in konuşmasının içtenliği. Gönlümüzü hoş etmek için söylenmiş sözler değil. 90 yaşında bir delikanlı. Ve delikanlı bir tavır içinde…
Canan’ın tweetlerine, hani apar topar silmeye başladığı tweetlerine ne diyeceğiz?
Güneydoğu’daki terörde, teröristlerden yana…
Darbede darbecilerden yana…
Müslüman olup olmadığını bilmiyorum ama İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı saygısız ve küstahça ifadeler kullanabiliyor. Pardon, o tweetler doğru ise tabii…
Doğru değilse çık bir basın toplantısı yap, terör karşısında, darbe karşısında nerede durduğunu açıkla. Kocanın domuz yemesi hayata nasıl baktığı ile sadece fikir veriyor. Yasak değil. Yiyebilir.
Bu milletin bu kadar tepki göstermesinin tek sebebi, sizin Ara Güler kadar yerli ve milli olup olmadığınız hakkında endişe duymasıdır.
Kılıçdaroğlu namaz kılsa ne olur, kılmasa ne olur? Bu dindar Müslümanlar açısından bir problem. (Bir dine mensup olup dindar olmamak da tuhaf bir durum!) Çünkü kılmayana ceza var. Tövbe etmesi gerekiyor. Dünya tersine dönse, günün birinde Başkan filan olsa, en azından bayram namazı çıkışında cemaati tebrik ederken görmeyi dileriz en fazla.
Yoğurdu üfleyerek yiyoruz; kusura bakmayın.
Sünni de olabilirsiniz, Alevi de olabilirsiniz, Süryani de, Ermeni de… Kürt, Türk, Çerkez fark etmez.
Beis yok.
Bilelim sadece.
Hangi takımı tuttuğunuzu soruyorum farz edin.
Bu kadar basit. En azından sizin yanınızda o tuttuğunuz takıma saydırmam…
Bilgi bilgidir.