Moda kelimesi birçok insanın bildiği gibi sadece ''günün koşullarına göre şık giyinmek'' gibi dar bir kalıba sığdırılamaz.
Moda sözcüğü Latince modo kökünden türemiştir. Ve modo “hemen şimdi” anlamındadır. Modanın İtalyanca anlamı ise toplum yaşamına giren geçici değişikliktir. Modanın bir diğer anlamı da, belirli bir süre etkili olan, beğeni toplayan, düşkünlük yaratan şeydir. Türk Dil Kurumunda geçen anlamı ise İtalyanca tanımı ile neredeyse birebir aynıdır. Bu tanımlar modanın gerçek anlamından uzaklaştığını gösterir. Moda bilinen anlamıyla dönemin popüler giyim tercihleri olarak da tanımlanamaz. Ayrıca moda kendisini tekrar etmeye başlamıştır. Nasıl? Şöyle ki, artık günümüzde yeni bir renk icat etmek mümkün olmadığı için moda tekrara düşmektedir. Örneğin, bundan 30 sene önce kısa pantolonlar kullanılmaz, yamalı ceketler giyilmezdi. Ama bugün kısa pantolondan, yamalı cekete kadar birçok şey moda dâhilinde kullanılmaktadır. Yine saç modellerinde de eskiye gitme vardır. Ayrıca bugün severek giydiğimiz, dinlediğimiz şeyler, bundan 30 sene sonra tekrar moda olarak gündeme gelecek ve hayranlıkla tekrar kullanılacaktır.
Yukarıda da bahsettiğim gibi moda deyince ilk olarak giyim kuşam gelmektedir. Ancak modayı bu kadar dar bir kalıba sığdırmak haksızlık olacaktır. Zira moda, kıyafetler, müzik, sinema, edebiyat, mimarlık gibi çok geniş bir çerçeveye sahiptir. Örneğin, bir edebi akım o yılların modası olabilir, ya da müzikler. 90’lı yılların müziği, kıyafetleri, filmleri hep o dönemin modasını göstermektedir. Ayrıca moda sadece 80’li, 90’lı yıllarda yoktur. Modanın çok eski bir mazisi vardır. Kazılar sonucu bulunan kalıntılarda, renk ve desen bakımından farklı kıyafetler bulunmuştur. Ve bu buluntuların yaklaşık olarak M.Ö 5.yy’ a kadar dayandığı belirlenmiştir.
Moda’nın Tarihte Başlangıcı
Giyimi; ilkçağlarda insanlar, toplumdaki sınıf ayrılıkları ve iklim, Ortaçağ’da savaşlar, ülkelere salgınlar, göçler ve milletlerarası ticaret etkilemiştir. Çağımızda turizm ve teknolojik gelişmeler de önemli etkenlerdendir.
Ortaçağ’da savaş ve göçler, milletlerarası ticaretin gelişmesi giyimi oldukça çok etkilemiştir. Savaşta yenen milletin, ekonomik yönden güçlenmesi, kral saraylarında ve varlıklı sınıflarda etkisini göstermiş bu da sürekli moda değişmelerine sebep olmuştur. Bu kesimin pahalı ve gösterişli giysileri sonraları halkı da etkilemiştir.
Barbarların Kuzey ve Güney Avrupa’yı ele geçirmesi, Müslümanların Kuzey Afrika’daki Bizans topraklarını alarak, İspanya’ya geçmeleri, bu milletin kültürleriyle birlikte gelenek ve göreneklerinin de taşınmasına sebep olmuştur. Fransa’yı ele geçirerek, Fransa’nın kurucusu olan Frank’lar, modanın yaratıcısı olmuşlardır. Yüzyıllar boyunca ve günümüzde de Paris, yine moda merkezi olmayı sürdürmüş ve sürdürmektedir.
Ekonominin Modaya Etkisi
Modayı etkileyen en önemli etkenlerden biri de ekonomik etkenlerdir. Milletlerin bolluk ve kıtlık dönemleri modayı büyük ölçüde etkilemiştir. Savaşların yarattığı ekonomik koşullar oldukça önemlidir. Savaş ve kıtlık dönemlerinde eteklerin kısalması, az kumaş gerektiren modellerin seçilmesi bir rastlantı değildir. Ülkelerin barış ve bolluk dönemlerinde ise gösterişli giysilerin giyilmesi, pahalı ve bol kumaş tüketimi kısacası moda savurganlığı da ekonomi etkeni sonucudur.
Moda Tekerrürden İbarettir
Toplumu sarsan önemli olaylarla, olayları yaratan kişilerde modayı ve moda tasarımcılarını etkilemektedir. Giyim ve modanın evriminde yepyeni bir moda akımına ender rastlanır. Modacılar genellikle geçmişteki stilleri değiştirerek yeni bir yorumla ortaya çıkarırlar. Aşağıda verilen örneklerle, ilgi çeken ve tekrarlanan moda olayları bunu kanıtlamaktadır.
•Mısırlılar, kadına ilgi çekiciliği veren ilk toplumdur. Kadın modası ilk kez Mısır’da başlamıştır da denilebilir. Perukayı ve mutluluk anlamına gelen tekerlek biçimini ilk kez yüzük olarak Mısırlılar kullanmıştır. Göz makyajı (far) ilk kez Mısırlı kadın ve erkeklerde görülür.
•1978’lerde gençlerin giyiminde moda olan çift kemer, önce Ispartalı kadınlar tarafından kitonların üstünde, daha sonra da 6. Louis döneminde Fransa’da erkek giyiminde kullanılmıştır.
•Ortaçağ’da Haçlılar, batı dünyasına doğunun modasını getirmişleridir. Düğme, 13. yüzyılda Haçlılar tarafından getirilerek, kopçanın yerini almıştır.
•Günümüzde çok kullanılan ve yararlı bir işlevi olan çizme, ilk kez Roma ve Bizans döneminde giyilmiş, sonra çeşitli tarihlerde uzun, kısa, körüklü, kopçalı, düğmeli, fermuarlı biçimlerde kullanılmıştır.
•12. yüzyılda İskoçyalı erkeklerin giydiği “kilt” adı verilen pilili, ekose etekler, günümüzde “İskoç etek” adıyla birçok ülkede kadın ve çocuk eteği olarak beğeniyle giyilmektedir.
•Tarihçilere göre Roma İmparatoru Neron gladyatörleri izlerken gözlerini korumak için parlatılmış zümrüt taşlar kullanırmış. Bugünün lüks tutkunlarının bile hayal edemediği bir gözlük tasarımı... 1929’da Sam Foster, güneş gözlüklerini kaldırımda satmaya başladığında yaygınlaştı. Çok geçmeden askeri gözlüklerden yola çıkarak tasarlanan Ray-Ban havacı gözlükleri ortaya çıktı. Bu gözlükler paparazzilerden saklanmak isteyen ünlüler için birebirdi. Gazete ve dergilerden güneş gözlüklü ünlüler görülmeye başlanınca moda olmaya başladı. Moda tasarımcıları güneş gözlükleri tasarlamaya başladı ve gözlük aksesuara dönüştü.
Ve Son Nokta
Moda endüstrisinde “handmade” (el yapımı) ürünlerin hala ciddi bir önemi bulunmakta ve moda hala iğneyi vasıflı bir işçinin elinde en iyi araç olarak onurlandırmakta. Bununla birlikte, yeni otomatik dikiş makineleri ve lazerle kesim yapan endüstriyel robotlar, bir zamanlar “haute couture” olarak nitelendirilen giysileri ve kıyafetleri modern moda olarak, ulaşılabilir bir fiyatla sunmakta.
Akıllı sensorlerin, giyilebilir teknolojilerin ve 3D yazıcıların gelişimi, giysilerimize de ekstra özellikler getiriyor. Teknoloji ile bizi güvende, sıcak tutan; kişisel kimliğimizi sergilediğimiz giysilerden; sürekli olarak etkileşimde olduğumuz ve anlamlı verilerle davranışlarımıza yön veren, bizi uyaran akıllı kıyafetlere evrilen bir sürecin içerisinde yer almaktayız.
Kaynak:
Tekstil dersanesi
Zeniebottle