İnsan ağzından çıkanlara dikkat edecek. Koca koca laflar ederken, gün gelip altında kalma ihtimalini düşünecek.
İnsan ağzından çıkanlara dikkat edecek. Koca koca laflar ederken, gün gelip altında kalma ihtimalini düşünecek. Birkaç hafta evvel Işın Karaca, Gülşen’e demediğini bırakmadı. Çıplaklık, adap, usul, namus mavalları okudu. Hatta olayı bi tık öteye taşıyıp, işin içine kızını da koydu. Küçücük kızının çıplaklık sorgulamasına girdiğini iddia etti. Daha ettiği lafların dumanı üstünde tüterken… Umuma açık yerde, ulu orta sevgilisi ile öpüşürken yakalandı. Ve kendini “Öptüğüm adam el alem değil 3 yıldır beraber olduğum insan. Sahnede değil, gizli saklı plaj köşelerinde, gözden uzak ama kameraların yakaladığı bir açı. Yani özel hayatım. Kısacası size ne!" diyerek kendini savundu. Evet, Işın doğru söylüyor… Cidden, bundan bize ne! Kuytu, köşe bir yerde öpüşmüyor olsa da... Bize ne! Kameranın hiçbir açısı, öpüştüğü gerçeğini değiştirmeyecek olsa da… Bize ne! Öptüğü adam, sevgilisi olsa daaa, olmasa da… Bize ne! Madem biz; o emredince Işın Karaca’dan “Bize ne!” diyebiliyoruz. O da “Gülşen’den de ne giydiğinden de bana ne!” der bi zahmet. Ve umarım; bir anne olarak, bunu usulüyle kızına da öğretir.
Çok kadın var!
Yapılan araştırmalara göre… Dolandırılanların çoğu, tanıdıkları insanlar tarafından kandırılıyormuş. Aylar önce Songül Karlı da kocası tarafından dolandırıldığını iddia edip, dava açmıştı. Mahkeme; eski eş Metin Yüncü’yü suçsuz bulmuş. Tüm birikimini ve davayı kaybeden Songül Karlı, sinirli… Canlı yayında kavga edip, beddualar edecek kadar sinirli! Mahkeme kararını vermişse, “Kim haklı kim haksız?” tartışması boş… Amma velakin bildiğim bir şey varsa o da eşi, sevgilisi tarafından dolandırılan çok kadın var. Sevildiğine inandırılmış, yıllardır aradığı aşkı bulunduğuna ikna edilmiş… Asla incitilmeyeceğine söz verilmiş ve o söze inanmış çok kadın var. O sahte sevgiyi kaybetmemek için hiçbir uyarıyı dikkate almayan, tüm söylentilere kulak tıkayan… İçindeki “bu işte bir terslik var!” sesini susturan, o rüyadan uyanmak istemeyen… Yanındaki adama olmayan itibarını kazandırmak için varını yoğunu ortaya koyan çok kadın var! İtinayla kazılmış o kuyuya düşen kadınlar var! Eminim ki dolandırılan herkes sinirlenir, üzülür… Ama hem madden hem manen dolandırılmak cidden sarsıcı bir şey olsa gerek.
İçindeki sese kulak ver!
Kadınlar; her türlü güçlüğe, acıya en hızlı adaptasyon sağlayacak şekilde yaratılmış. Bunu ben değil, bilim söylüyor. Her yaşam koşuluna nasıl bu kadar hızlı adapte olduğumu çözememiştim… Meğer doğal bir yetenekmiş. Fakat bizim çok daha tılsımlı bir gücümüz var. O da Tanrı vergisi sezilerimiz… En büyük silahımız! Onlarca kilometrelerce öteden belanın kokusunu alırız. Isınmadığımız insanlar, önü sonu kötü çıkar. Duyduğumuz, gördüğümüz yanılır, yanıltır. Hissettiklerimiz yanıltmaz! Sezilerimiz korur kötüden, kazadan, beladan… Bir kadın sezileri ile var olur. İçindeki sesi dinlemediği gün canı yanar, üzülür, kırılır.