Erbil suikastini gerçekleştirenlere yönelik operasyonlar güven ve başarıyla birlikte belki de Ankara'nın uzun zamandır söylenmek istediği ama nasıl söyleneceği bilmediği cümleleri de beraberinde getirdi...
Erbil’de biri Türk Konsolosluk yetkilisi olmak üzere üç kişi öldürüldü. IKBY emniyet güçleri çok kısa zamanda gerçekleştirdiği operasyonlarla suçluları yakaladı. Tebrikler...
Bu arada olayın gerçekleştiği gün televizyon programlarında ‘bu olayı terörle değil alacak verecek mevzusu ile bağdaştıranlar ve kanı kurumamış şehit diplomata iftira yönlendirenler’ bu ülkeye ve şehidin ailesine bir özür borçlu!
Suçluların yakalanmasının hemen ardından hepimizi şok eden bir açıklama geldi ‘Başkan’ Mesud Barzani’den.(Yeni Başkan olarak Neçirvan Barzani seçildi fakat vefadan dolayı IKBY’de ve dostlarının yanında Mesud Barzani daimi Başkan olarak tanımlanır)
Mesud Barzani “taraflara çağrım şu ki sorunlarını Kürdistan’a taşımasınlar ve zarar vermesinler” dedi özetle. Mesud Barzani’nin bu açıklamasını okuyup kendine göre yorumlayanlar şok etkisiyle anında neler oluyor demeye başladı...
Bu açıklama çok çeşitli anlamlara çekilebilirdi. Ki çekildi de.
’IKBY ile Türkiye’nin arası bozuluyor mu? Sınır ötesi operasyonlar için Türkiye’ye mesafe mi konuluyor?’ yönünde algılanan bu açıklamanın devamı farklı başlıklarda ve daha açıklayıcı olarak ilerleyen günlerde mutlaka gelecektir.
Herkesi bilmem ama benim anladığım şu oldu; Başkan Mesud Barzani hem Türkiye’ye hem de terör örgütü PKK’ya ‘ben çok sıkıldım ve arabulucu olmaya hazırım sizler de artık uzlaşın’ diye sesleniyordu... Demek o ki uzun zamandır geldi gelecek dediğim, yazdığım ‘yeniden bir çözüm süreci’ kapıda!
Fakat bu kez durum çok farklı. Türkiye yakın geçmişte kötü bir şekilde deneme yanılma tecrübesi yaşadı.
Sinirler gerildi ve tepkiler büyüktü!
Niyet iyiydi fakat gidilen yol ve taktik yanlıştı! Yola rehberlik edenler yanlıştı! Cümleler yanlıştı! Kamuoyuna yansıyanlar yanlıştı! Affetme koşulları yanlıştı! Bu kadar yanlış elbette doğruyu getirmez ve getirmedi. Tam aksine toplumda daha fazla kutuplaşmalar yaşanmaya başladı.
Başkan Mesud Barzani’nin bu açıklamasını doğru okuduysam yakın zamanda terörün çözümüne dair cümlelerimiz fazla olacak. Yazacağız, konuşacağız, bu oldu bu olmadı diyeceğiz bol bol...
Fransız Ordusu geçtiğimiz günlerde yeni bir karar aldı ve bilim kurgu yazarlarına “geleceğin tehlike senaryolarını yazın ona göre tedbirler alayım” diye seslendi.
Kimse bana bu yönde çağrı yapmadı ama ben de kendimce ‘yeni bir çözüm süreci’ girişimi ile neler olabileceği yönündeki fikirlerimi sunmak istiyorum ki herkes kendine göre önlemler alsın:
Benim aklıma gelen bir soru var ve inanıyorum ki bu soru ilerleyen günlerde pek çok kişinin de aklına gelecek.
‘Taraflara uzlaşı yönünde sesleniyorum’ diyerek iki tarafı işaret etmişti Başkan Mesud Barzani. Fakat masaya oturması gereken taraflara Irak ve Erbil Hükümetlerinin de eklenmesi gerekmiyor mu? Çünkü PKK terör örgütüne ait kamplar Irak sınırları içerisinde. Onlarca yıldır orada yaşadılar, eğitim aldılar, büyüdüler, güçlendiler, saldırdılar...
Irak ve Erbil hükümetlerinden maddi-manevi tazminat talep edilebilir PKK terörü mağdurlarından! Şehit eden, gazi bırakan, analara-babalara-evlatlara kıyan, vatandaşın malını-köyünü talan eden, kepenk kapattıran, her şeyini bırakıp insanların kaçmasına sebep olan PKK terör örgütü sınır ötemizden geliyordu çünkü! AK Parti’nin İttifak yol arkadaşı MHP tabanı hoş karşılamayacaktır yeniden çözüm sürecini konuşmayı! Devletin içindeki pek çok kademe de yeniden bir çözüm sürecine olumlu bakmayacaktır!
Bunca gelecek öngörüsü içinde terör mağduru Türkiye’deki herkes kanın ve acının bitmesini elbette ister. Fakat geçmişin acıları yeni yol haritamızdaki tecrübelerimize yansımalı mutlaka!