Masumiyet karinesi hakkında

Hukuk fakültelerinde Hukukun Temel İlkeleri dersinde muhtemelen ilk konulardan birisi masumiyet karinesidir.

Abone Ol

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesi “aksi ispat edilinceye kadar kişinin masum sayılması”nı düzenler. Osmanlı hukuk sistemi Mecelle de “müddei iddiasını ispatla mükelleftir” der. Yani çamur at izi kalsın yok hukukta hiç olmadı bu zamana kadar. (üstelik hem dünyada hem de ülkemizde hakkında hüküm kesinleştikten sonra bile yanlış yargılama ile suçlu bulunan ama daha sonra masumiyeti anlaşılan çokça örnek bulunmaktadır.)

İşte bu kadar hassas bir konuda yargılaması devam eden, hakkındaki hüküm kesinleşmemiş bir kişiye sanki suçlu bulunmuş gibi muamele etmek en basit ifadeyle haksızlıktır.

Bu temel hatırlatmalardan sonra gelelim Atakan Karazor’un A Milli Futbol Takımımızın Karadağ ve İzlanda maçları kadrosundan çıkarılması konusuna. Genç futbolcu 2022 yılının yaz aylarında İspanya’nın namlı tatil bölgelerinden Ibiza’da bir arkadaşı ile hızlı bir gecenin sonunda genç bir kadın tarafından polise şikayet ediliyor, mahkeme tarafından 6 hafta hapisle cezalandırılıyor ve konudan haberdar olan Shalke kulübünün avukatları ve ödedikleri 50 bin €uro kefaletle kurtarılarak Almanya’ya dönebiliyor.

Yargılama henüz sonuçlanmadı, İspanyol hukuk sistemi içerisindeki zanlıya tanınan haklar aşama aşama yerine getiriliyor Atakan ve avukatları tarafından. Henüz hüküm kesinleşmedi. Süreç devam ediyor anlayacağınız. Hal böyle iken Atakan’ın A Milli Futbol Takımı kadrosundan çıkartılması en azından masumiyet karinesinin ihlali sayılabilir. Şimdi hüküm giymesi ile giymemesi yüzde elli-elli iken onu sanki suçlu imiş gibi ülkesini temsil etme hakkından mahrum etmek hukuk mantığına ters değil mi?

Çocuk ya masumsa ve bir iftiraya-komploya kurban gitmişse ona suçlu muamelesi yapanların yüzü kızarmayacak mı?

Bir de gurbetçi futbolcuların doğup büyüdükleri ülke (Almanya, Fransa, Belçika vb.) yerine damarlarında akan asil kanın gereğini yerine getirip Anavatanları Türkiye forması giymelerini Avrupalılar zaten hazmedemiyorlar. Almanya bunu engelleyecek neler yapıyor sorun bakalım size ne anlatacak çocuklar. Atakan’ın bu sıkıntılı konusunda Alman medyası tarafından yapılan köpürtmelerin ve tarafgir yorumların arkasında bu kıskançlık ve hazımsızlık olmasın?

Şimdilerde Dortmund’u çalıştıran Nuri Şahin’in 20 sene önce Türk Milli Takımını tercih etmesinin rövanşını ala ala doymadı Alman spor medyası ve kamuoyu.

Atakan’ın bu hassas durumu bilinirken ya hiç kadroya çağırılmayacaktı ya da çağrıldıysa böyle apar topar yollanmayacaktı. Şimdiki çözüm en kötü sonucu veriyor maalesef. Hem oyuncu için hem de daha tamamlanmamış hukuk süreci için. Şimdi İspanya’da kızın avukatları bu olayı delil olarak mahkemeye taşıdıklarında hakimler şöyle düşünmeyecekler mi; “demek bu çocuk kendi ülkesinde de suçlu olarak değerlendiriliyor ve milli takımdan çıkartılıyor biz niye uğraşıyoruz ki onun için.”

Her musibetten bir ibret ve nasihat çıkarmamıza vesile olmasını dileyerek inşallah bu evladımız masum çıkar temennisinde bulunalım.