Türkiye, 1994 yılından bu yana bildiğim kadarıyla 16 seçim geçirdi. Öyle ki, dış politika seçim konusunda tecrübelerimizden faydalanacak durumdayız.
Bu kadar tecrübe bir yana öyle güçlü bir ülkeyiz ki hepsinin altından kalkabiliyoruz. Demem o ki işsizlik, enflasyon, cari açık, borç stoku ve faizler ile mücadele ederken diğer yandan seçim telaşıyla ekonomi taşlarını oynatmadan sürdürebilmek hiç kuşkusuz kolay değil.
23 Haziran 2019 seçimini geride bırakırken ilk hareket TL karşılıklarında piyasalar olumlu karşıladı. Bunun en önemli nedeni ise şu ana kadar geçen seçim kampanyalarından ve söylemlerde en ılıman geçen bir seçim oldu.
Diğer taraftan piyasalar açısından bakıldığında erken seçim söz konusu olabilir mi düşüncesi karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "erken seçim gündemimizde yok" açıklaması ile piyasaların kafasındaki erken seçim düşüncesini yok etti.
Seçim sonuçları karşısında AK parti içinde kartlar tekrar dağıtılacağını düşünmüyor da değilim. Bana kalırsa yeni kartlar dağıtılırsa şayet, özellikle dış para piyasaların daha olumlu karşılayacağını da düşünüyorum.
Bundan sonra ne olacak?
31 Mart 2019 yerel seçiminde aşağı yukarı Türkiye’nin en büyük nüfusa sahip 5 ilin CHP’nin yönetimine geçmesi ile 25 yıldır İstanbul'u yöneten AK Parti, Türkiye’nin 100. Yılı olan 2023 hedefine odaklanacak.
AK Parti'nin ekonomi alanında yeni strateji belirlemesi ile 2023’de güçlü ekonomi vurgusuyla ulaşmak isteyecek.
Muhalefet ise büyükşehirlerdeki başarılı yerel yönetimler ile 2023’e ulaşmak isteyecek.
Her kim bu yarışta Türkiye faydası olacak şekilde ilerlerse umuyorum ki, Türkiye 100 yaşına güçlü bir ekonomi ve güçlü bir Türkiye olarak girecek.
Şimdi önümüzde Japonya'da yapılacak G20 zirvesi ve ardından NATO zirvesi var.
G20 zirvesinde konu asıl majör sorunlarımızın başında S400 ve F35 sorunları gelmekte ve bu sorunlarımızın yanıtını ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanımızın görüşmesi sonucunda bulacağını düşünüyorum.
Elbette sadece majör konularımız Doğu Akdeniz bloğu hakkında görüşmeler ile İran yaptırımları da önemli diğer konulardan bir diğeri.
G20 zirvesi sadece gelişmekte olan ülke başkanların el sıkıştığı bir zirveden ziyade ilişkilerin de görüşmeler doğrultusunda güçlendiği bir zirve ve bu zirvede önemli bir randevu Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile olacak. Bu randevunun ana konusu büyük ihtimal "Bir yol bir kuşak" projesi hakkında olacaktır. Çin 2040 yılına kadar yaklaşık 22 trilyon dolarlık bir yatırım ile herkesin yakın markajında. Ancak Çin'in İpekyolu projesinde Türkiye diğer bloklarda olduğu kadar burada da önemli bir geçit oluşturuyor.
Yeni pazarlar ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temaslarında 3 Temmuz'da gerçekleştireceği Hindistan var.