Şu nam-ı değer Spor Toto Süper Ligi İlhan Cavcav Sezonu'nun onbirinci haftasını geride bıraktık, fikstürde görünen Yukarıdakiler - Aşağıdakiler fotoğrafıdır. Ligin başından "bir gazla" yola çıkan Galatasaray, Trabzon mağlubiyetinden sonra yine gaza bastı ve sahasında Gençlerbirliği'ni adeta gole boğdu. Ve var olan fiyakasını sürdürüyor.
Şu nam-ı değer Spor Toto Süper Ligi İlhan Cavcav Sezonu’nun onbirinci haftasını geride bıraktık, fikstürde görünen Ligin başından “bir gazla” yola çıkan Galatasaray, Trabzon mağlubiyetinden sonra yine gaza bastı ve sahasında Gençlerbirliği’ni adeta gole boğdu. Ve var olan fiyakasını sürdürüyor.
Haklılar da. Transferdeki başarıları, kısa sürede takım uyumu, hemen hemen her maç gol atan Gomis gibi bir forveti, Maicon gibi golcü bir stoperi ile, neredeyse tümü yabancı takımıyla bu fiyakasında da çok haklı. Gol sıkıntısı çekmiyor. Gol yese de çok daha fazlasını atabileceğine inanan, bazı yanlışlarına rağmen takımı iyi yöneten, maç sırasında saha kenarındaki heyecanını ve enerjisini takıma yansıtan Tudor gibi bir teknik direktörle bu işi sonuna kadar kovalayacak görüntüsünde.
Puan tablosunda, attığı 24 golle ve topladığı 26 puanla zirvede kendini şimdilik rahat hissediyor. “Benim kadrom iyi, ben işimi yaparım” anlayışıyla hareket edip rakiplerinin ne yaptığına bakmayan Galatasaray, çoğu zaman iyi de futbol oynuyor. Futbol bir temaşa sporudur ve onu güzelleştiren gol ve gollerdir. Galatasaray da bunu fazlasıyla sergiliyor.
Galatasaray’dan sonra, puan cetvelindeki sıraya baktığımızda; üç puan gerisinden gelen Başakşehir başarısını sürdürüyor. Ardından; son iki yılın şampiyonu ve Avrupa’da başarılı bir grafik çizen, üçüncü sıradaki Beşiktaş 21, 19’ar puanlı Kayseri ve Sivas, 17’şer puanlı; Bursaspor, Fenerbahçe, Göztepe ve Akhisar ligin ilk dokuz sırasını oluşturuyorlar.
Ligin on bir haftasını geride bıraktık ve Milli maç arasına girdik. Bu sıralamada daha çok değişiklikler olacak hiç kuşkusuz. Ama fikstüre baktığımızda; şimdilik Galatasaray’ın liderliğindeki ilk üç sırada pek fazla bir değişiklik olacak gibi görünmüyor. Galatasaray şampiyonluğa emin adımlarla koşuyor ve yukarıdaki guruba daha bir süre liderlik yapacak gibi.
İlk üçün dışındaki ilk dokuz içindeki grupta çok değişiklik olabilir. Baştan beri başarılı giden Göztepe ve Akhisar son haftalarda tökezlemeye başladı. Bursa istikrarsız, Fenerbahçe ise; yönetim zaafının hocaya ve doğal olarak da takıma yansıması sonrasında kendi yarattığı iç dertleriyle meşgul. İstifa söylentileri ile iç hasara yol açan, oldukça büyük bir psikolojik sorun yaşıyor. Bu sorun; zirvenin dokuz puan gerisine düşmesine neden ve teknik yönetim ile takım arasında patlamaya hazır bir travmaya dönüştü.
Bu sorunlarla boğuşacak Fenerbahçe’nin bu ligde neler yapacağı şu anda hiç belli değil. Bu duruma neden olarak futbolcuları görme, suçlu ilan etme gibi çok gereksiz bir sonuçla konuya çözüm arama yanlışlığına düşecekler gibi. Fenerbahçe’de asıl sorun; yanlış ve çok geç kalınan transfer politikası ve takımda bir türlü oturtulamayan uyum sorunu.
Aziz Yıldırım yönetimi bu yanlışı yıllardır yapıyor. Transferlerde yanlış seçimler ve çok geçe bırakılan transferler ve bunun yarattığı takım olamama sorunu.
Bir başka önemli sorun ise; yıllardır seyirci ortalaması ile hep lider durumunda olan Fenerbahçe’nin neredeyse tüm maçlarında ortalamanın en diplerinde boş tribünlere oynaması. Aziz Yıldırım’ın seyirci ile kavgası ve bunun sonucunda düşen kombine sayısı, kombine alanların bile maça gelmemeleri.
Fenerbahçe takımının en büyük gücü taraftarıdır. Dolu tribünler önünde çok daha başarılı maçlar oynar. Takım, seyircisini arkasına aldığında yapamayacağı şey yok. Şimdi o efsane gücü de yok arkasında.
Bir de; Aykut Kocaman’ın oyun planını yakalama konusundaki kararsızlıkları, takım kurmadaki, özellikle değişikliklerdeki yanlışları, takım özgüvenini iyice yerlere serdi.
Bu durumdaki Fenerbahçe’nin bu sorunlar yumağından öncelikle kurtulması gerekiyor.
Yoksa; şampiyonluk hayal olur.