Kime, ne amaçla, nasıl bir gönderme yapıp, gözdağı verdiğini bilemem. Ama bildiğim bir şey var ki; o da kaybolmayan, çalınmayan telefondan seçmece bir fotoğrafın elden ele dolaşmayacağı.

Hafta hiç olmadığı kadar hareketliydi. Dilden dile dolaşan dedikoduların, aslı astarı yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Buket Aydın ve Emir Sarıgül aşkı haftanın en çok konuşulan olayıydı. Bu aşkı birçok kişi gibi ben de magazine düşmeden duyanlardanım. Yan yana fotoğrafları ortaya çıkana kadar kimse bu dedikoduları açık açık yazmadı. İkilinin fotoğrafını herkes yayınladı. Fakat kimse sormadı. Nereden çıktı bu fotoğraf? Kim buldu? Buket Aydın’a göre, fotoğraf alelade pek de bir şey ifade etmeyen bir detaydı. Zaten telefonunda bunun gibi çok kişiye ait fotoğraf vardı. Ama nedense bir tek bu kare isyan edip Buket’in telefonundan firar etmişti. Açıkçası ben Buket Aydın’ın gemileri yaktığını düşünüyorum. Alelacele, yangından mal kaçırır gibi boşanması da bu düşüncemi destekliyor. Bence bir şekilde bu ilişkinin legalleşmesini istiyor. Ve bunun için de elinden geleni yapıyor. Buket’in planlarını, kafasından geçenleri Allah bilir. Kime, ne amaçla, nasıl bir gönderme yapıp, gözdağı verdiğini bilemem. Ama bildiğim bir şey var ki; o da kaybolmayan, çalınmayan telefondan seçmece bir fotoğrafın elden ele dolaşmayacağı. Hem de böyle ciddi bir dedikodu almış başını gidiyorken. Bu ilişkinin ifşa olmasının kime, ne faydası var orası şimdilik muamma. Lakin Buket’in bir kişinin ekmeğine yağ sürdüğü net, o da Sibel Can!

Şarkılara sığınanlar

Şu Instagram yokken göndermelerimizi nasıl yapıyorduk acep? Sevgilinden mi ayrıldın? Patlat bir giderli şarkı, olsun bitsin. Arkadaşından kazık mı yedin? Yaz Instagramdan özlü iki söz, tamamdır. Alındın, kırıldın derdini mi anlatamıyorsun? Yaz bi dörtlük paylaş. Nasılsa anlayan, anlamayana da anlatır. Ne derdimiz varsa, oturduğumuz koltuktan kalkmadan anlatma lüksü… Bir de soruyorsunuz, neden başımızı telefondan kaldıramadığımızı. Avukat sevgilisi ile tekrar barıştığını duyduğum Ece Erken şu ara derdini şarkılarla anlatıyor. Malum önceleri paragraf paragraf yazılar yazan Ece artık yöntem değiştirdi. Tüm basın açıklamalarını yaz yaz anlatamadığını düşünmüş olacak ki o da göndermeli paylaşımlara ağırlık verdi. Gerçi bazen yanlış adrese yanlış notlar gidiyor ama ne yapacak artık o kadar riski de göze alacak.

Bayramımsı

“Nerede o eski bayramlar? Bayramların eski tadı tuzu kalmadı.” gibi cümleleri anlamayanlar, bu yıl çok net anladı. Bu laflar artık başka bir anlam, başka bir boyut kazandı. Eskiler ne demek istiyormuş çözdük. Bayram boyunca dilimizi damağımıza vura vura bizde ‘’Neredeee o eski bayramlaaar?’’ der dururuz. Hem de 7 den 77 ye her birimiz cılkını çıkarana kadar. Oflaya poflaya gittiğimiz akraba ziyaretleri yok. El öpme seremonilerini yok. Anne, baba ziyaretleri yok. Tatil yok. Gidişi ayrı dönüşü ayrı ızdırap olan trafik de yok. Şeker, çikolata, tatlı almanın bile anlamı yok. Hoş benim bayramlarım hep sürprizler dolu, ben alışığımda. Siz kaldınız mı şimdi bi başınıza el elde, el başta… İşin aslı astarı; birini avuturken en sık söylenen, en sinir olduğum cümle buraya cuk oturuyor. “Beterin beteri var, şükredin!”