Rusya Baltık bölgesini, Ukrayna ve Beyaz Rusya alanlarını ve Kafkasları kendi arka bahçesi olarak görüyor ve buralarda başka ülkelerin en ufak hareketlerine bile tahammül göstermiyor. İşte Gürcistan’da, Ermenistan’da ve hatta Azerbaycan’da yaptıkları ortada. İşte Ukrayna’da yaptıkları…
O zaman Türkiye’nin Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’yi arka bahçesi olarak görmesi ve orada olup bitenin Türkiye’nin çıkarlarına hizmet etmesi gerekir. Her ne kadar birileri Osmanlı’nın Kerkük ve Musul eyaletlerini Lozan’la terk etmişse bile modern Türkiye’nin, Tayyip Erdoğan Türkiyesinin bu bölgelerin, yani Suriye ve Irak’ın kuzey bölgelerinin ülkemiz için hayati önemde olduğunu ve buralarda şu veya bu şekilde söz sahibi olmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Kerkük ve Musul eyaletleri demek bütün Kuzey Irak ve Suriye demek. İşte oralarını verdiğiniz zaman PKK Kandil ve sonra Sincar’a çöreklenir, PKK uzantısı PYD Kobani ve çevresine oturur, DAEŞ ise sınırımıza dayanır ve terör faaliyetleri ile insanımızı taciz ederler, canlar alırlar.
Bu bağlamda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Suriye’ye müdahale etmesi ve güvenli bölge tesis etmesi “burası bizim arka bahçemizdir” deklarasyonumuzun havasa kalmaması için önemli bir ilk adım.
Sonraki adımlar ise Özgür Suriye Ordusu ile birlikte bölgede güven tesis etmek ve bölge halkının “Türkiye ensardır ve birleştiricidir” algısını derinleştirmek.
Daha sonrası ise bölgede bir PKK koridorunun oluşmasını önlemek. Bu da Kuzey Suriye’de Al Bab’ın alınması demek. Sonra ise şartlar olgunlaşırsa ve Amerika aklını başına toplarsa Rakka’nın DAEŞ’den kurtarılması.
Musul ise başka bir hikaye. Şu anda bir heyetimiz Barzani ile bu konuyu görüşüyor. Musul’u bahane edip PKK buralarda operasyona katılıp ABD’nin gözüne girmeye çalışıyor. Türkiye ise Barzani’nin Peşmergelerini ve Irak ordusu elemanlarını DAEŞ’le savaşmak üzere yetiştiriyor. Ama Musul operasyonunda Türkiye daha aktif olmalı ki burada da söz sahibi olalım.
İşte arka bahçe politikamızın özeti…