Frenkçe bir tabir, genelde finans piyasalarında ve jargonunda kullanılıyor, bir borcun vâdesini uzatma ve faizini düşürme amacıyla-genellikle- iflastan önceki son işlem olarak biliniyor.
24 Ocak 1980 Ekonomik Kararları öncesinde Güzel ve Şanssız Ülkemizde konsolidasyon gündemdeydi. Neyse ki dönemin basiretli bazı bürokratları ve siyasi irade sayesinde bu durum atlatılmıştı.
Mâdem ki liglerimiz tatilde (bu akşam 20:10’da Karadağ’la maç var huuu) biz de işin biraz para-bütçe-açık kısmını irdeleyelim.
İstanbul’un obez üçüzleri ve onlara özenen Karadenizli küçük kardeşlerinin 2017 yılı için KAP’a (Kamuoyu Aydınlatma Platformu) yaptıkları açıklamaya göre toplam borçları 7 Milyar 200 Milyon Türk Lirası’nı aştı. Borç aldı başını gidiyor. Bu yılın ilk üç ayını da katacak olursak rahatlıkla 2 Milyar €uro diyebiliriz. Yıllık finansman gideri (faizin kibarcası) bile kulüp başına 50-70 Milyon €urolarda.
Galatasaray 2.6, Beşiktaş 1.9, Fenerbahçe 1.8 ve Trabzonspor 1 Milyar TL civarında borçla yaşamaya çalışıyorlar. İçlerinde en şanslısı Şampiyonlar Ligi’nden “cukkayı götüren” Kara Kartal ama onun bile ana para borcunda hiç azalma olmadı kasaya giren 230 Milyon TL’ye rağmen!
Mecliste uzuuun zamandır (2010’dan beri) beklemekte olan Spor Kulüpleri Yasa Tasarısı’nın kanunlaşmamasına sebep olarak özellikle Anadolu şehirlerinden, yerel siyasetçilerden feryat-figan vardı; “batarız, kulübü yönetecek adam bulamayız aman ha” diye. Bunun etkisi ile boşa giden zamanlar oldu ama gelinen noktada artık bıçak kemiğe dayandı. Siyasi otorite bir çözüm pratiği geliştirmek için tüm dinamikleri yönetme kararlılığında.
Birinci öncelik, Süper Lig başta olma üzere kulüp borçlarının “konsolidasyonu” olarak belirlendi. Kamu Bankalarından oluşturulacak bir konsorsiyum ile tüm spor kulüplerinin borçları yeniden yapılandırılacak. Gelir İdaresi Başkanlığı vergi borçlarıyla ilgili kısmını, SGK Genel Müdürlüğü SGK prim borçları ile ilgili kısmını uzun vadeye ve ana para borcu üzerinden ötelerken, özel bankalara olan borçlar da aynı yöntemle ve TCMB, Maliye Bakanlığı, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı, Spor Bakanlığı bürokratlarınca mercek altına alınıyor sızan bilgilere göre.
Bunun için öncelikle Süper Lig A.Ş.’nin kurulup muhatap olarak Kamu Otoritesi’nin karşısına çıkması gerekiyor. Kanunda bununla ilgili düzenleme hazırlıkları da diğer yandan devam ediyor. Yapılacak konsolidasyon anlaşmasının altında yükümlülük altına girenleri temsilen Süper Lig A.Ş. imza koyacak. Diğer muhatap Kamu Bankaları Konsorsiyumu. Bu çözüm planı için ortalığın biraz yatışması ve karar vericilerin yoğun gündemden bu konulara eğilecek zaman bulabilmeleri bekleniyor.
İlan edilecek “parasal sıkıyönetim” uygulanması sırasında borç ödemelerinin teminatı olarak yayıncı kuruluşların ve ana sponsorların (Bein Sport-Lig TV/Ziraat Bankası-Spor Toto-PTT) yapacağı tüm ödemeler, Spor Toto ve iddaa oyunundan gelen isim hakkı bedelleri bir havuzda toplanacak. Başta İstanbullu obez üçüzler olmak üzere, Karadenizli asabi kardeşleri ve diğer arkadaşlarının kombine, loca ve sair maç günü stadyum gelirleri temlikli olarak bu havuza akacak. Günlük işleyiş için kasa kolaylığı olarak Fenerium, GSStore ve Kartal Yuvası gelirleri ilk planda serbest bırakılacak. Transfer harcamaları için şu anda UEFA Finansal Fair Play uygulamasında olduğu gibi denk bütçe ve sattığın kadar al uygulaması geçerli olacak.
Oldukça acıtıcı kararları almak da uygulamak da zor görünse bile başka çare kalmadı. Bize disiplinli yaşamayı tavsiye eden Lise Müdürümüz Fikri YATI : “Disiplin vücuda enjekte edilen aşı gibidir, önce biraz canın yanar ama hastalıklardan korunursun.” derdi. Bu da aynı öyle olacak Türk Futbol Ailesi için. İlk birkaç sezon biraz sıkıntılı geçecek ama başka türlü futbol takımlarımızın bellerini doğrultmalarına imkân kalmadı.
Deniz bitti uşaklar.
İyi bir hafta diliyorum.