Sanki az derdimiz var şimdi de yaşadığımız yerde havalar nasıl olacak konusunu dert etmeye başladık.

Eskiden İstanbul ve Marmara’da havalar nasıl olacak, geleneksel bilgilerin ortaya çıkardığı verilerin ışığında, meteorolojinden gelen bilgilerle “ortaya karışık” bir hava durumu tahlili yapılır ve buradan üç aşağı, beş yukarı bir sonuç belirlenir ve kendimizi ona göre ayarlardık.

Sonuçları pek de şaşırtmazdı. Sonuç hatalarına hazırlıklı olurduk ve sapmaların yarattığı hava durumu değişikliklerinden fazlaca etkilenmezdik.

Marmara Bölgesi meteorolojik verilerinin geleneksel belirgin sonuçları, özellikle aralık ayında Trakya Bölgesi’ndeki hareketlenmelerle belirlenir. Trakya’daki bu hava değişimleri kısa sürede, başta İstanbul olmak üzere, tüm Marmara’yı etkilerdi. Trakya’da kar atıştırmaya başladığında sürecinin hızlanması ve yoğunluğuna göre başta İstanbul olmak üzere tüm Marmara’ya ne zaman yayılacağı bilgilerini netleştirirdi. Bunlar geleneksel bilgilerin ışığındaki verilerdi ve oldukça doğru sonuçlar ortaya çıkardı. Biz Marmara Bölgesi’nde yaşayanlar da bu verilerin sonuçlarına göre kış ayında nelerle karşılaşabileceğimizi bilir, kıştan korunma planlarımızı ona göre yapardık.

Benim İstanbul’a geliş tarihim taa 1959 yıllarına dayanır ve o zamandan beri çoğunlukla İstanbul’a endeksli bir yaşam sürdürdüm. Doğal olarak da İstanbul ve Marmara’daki meteorolojik süreçle ilgili tahmini bazı bilgiler konusunda deneyimliyiz. Son yıllarda, teknolojik gelişmeler ve teknolojinin ortaya çıkardığı meteorolojik sistem analizleri ve onlara bağlı olarak ortaya çıkan veriler geleneksel bilgileri etkin olmaktan çıkardı.

Sadece teknolojik veriler demeyelim; Trakya’nın müdahalelerle değişen jeolojik haritasının bu değişimde çok önemli etkisi var. Trakya’nın iklim haritasında çokça etkili olan dağlık yapısı ve oralardaki yeşil alanlar, en önemlisi oralardaki çok sayıda ırmaklar Trakya’da iklim haritasına yansıyan meteorolojik veriler üzerinde yüzde yüz etkiliydiler.

Trakya’daki bu jeolojik yapı konusunda İstanbul’da yaşayanların birçoğu ayrıntılı bilgi sahibidir. Trakya’nın Karadeniz kıyısına yakın bölgesinde oldukça geniş bir alanı kaplayan İstranca Dağları ve bu dağlarda yer alan irili ufaklı İstranca Dereleri’nin Trakya meteorolojik yapısında etkisini bilmeyenimiz yoktur.

Trakya’da özellikle kış mevsimindeki meteorolojik düzen üzerinde çok etkin olan bu jeolojik yapı, o derelerin İstanbul’a su sağlayan baraj ve göllere bağlanmasıyla oldukça bozuldu. Bu yeni düzen; Trakya’nın yeşil alanlarını canlı tutan jeolojik yapının bozulmasına neden oldu.

Sonuç; bu bozulmanın Trakya’nın meteorolojik haritasını olumsuzluğa mahkum etmesiydi. Bu değişen durum; öncelikle İstanbul’u yoğun şekilde etkiledi. Artık İstanbul’da meteorolojik oluşumlardan ne kadar etkilenebileceğimiz pek de belli değil; kış nasıl geçecek, kar yağışları, beklenmedik doğal afetlere dönüşecek yağmurlar ne sonuçlar doğuracak.

Haksızlık etmeyelim; teknolojik yeniliklerle donanmış Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz iyi analizleriyle, ortaya çıkardığı sonuç verileriyle oldukça başarılı ve nelerin olabileceğini saati saatine duyurabiliyor ve yerel yönetimler de bu konuda gereken önlemleri kısa sürede alabiliyorlar.

Aralık ayının neredeyse yarısına yaklaşıyoruz ancak; içinde bulunduğumuz kış mevsiminin İsanbul’da nasıl geçebileceği konusunda çok net bilgiler yok. Ülkenin bazı bölgelerinde kendini gösteren kış şartları, olabileceği söylenen yoğun yağışlar ve sele neden olabileceği duyuruları, zor bir dönemim bizi beklediğini gösteriyor.

Yaşamı asıl zorlayacak olan ağır geceçek kış şartları değil, önemli olan; üst üste zamlanan, ısınma için gerekli olan doğal gazın ve zam gören elektrik faturalarının bu durumuyla bu kış şartların, dargelirliyi ne kadar etkiliyeceğidir.

Az da olsa, bazı yerlerde gelmeye başlayan zamlı doğalgaz ve elektirk faturaları daha yoğun kışa girmeden uykuları kaçırmaya çoktan başladı bile.

Kışın nasıl geçeceği çok önemli değil artık, yeter ki havamız iyi olsun!