KİM NE KAZANDI, NE KAYBETTİ?

Bölgesinde serbest seçime dayanan demokratik düzen içinde idare edilen iki ülkeden biri olan Türkiye bir sınavdan daha yüz akıyla çıktı.

Abone Ol

Gerek yüzde 84’e yakın seçime katılma oranı gerekse sonuçları saatlerle ifade edilen zaman dilimi içinde ve mümkün olduğunca kesine yakın tabloda açıklama başarısını göstermek olgunluk sınavını verdiğimizi gösterir.

Elbette her seçim sonrasında olduğu gibi bu seçimin de ardından gerek adaylar gerekse partiler bir muhasebe yapacaklar.

Görünen o ki, AK Parti açısından sonuçlar pek çok bakımdan tahlil edilmeye muhtaç. Değerlendirmenin temelinde neyin olması gerektiğini sayın Cumhurbaşkanı ifade etti; ‘Millette hata aramayacağımıza göre nerede yanlış yaptık, nereyi eksik bıraktık diye kendimize sorup, kendimizi sorgulayacağız..’ Sürecin Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu üstlenmiş partinin kendi yol haritasını belirlemesi bakımından büyük önem taşıdığı açık. Hem ekonomik reformlar ve acil gündem bakımından hem de başkanlık rejimine geçilmesi sonrası ihtiyaç olarak gündeme gelen uyum yasaları ve demokratik reformların tamamlanması bakımından bu sürecin objektif ölçülerle değerlendirilip geçilmesi önemli.

Dolayısıyla her partinin ‘Biz kazandık’ demesi kamuoyuna dönük algı operasyonu olmaktan öte kıymete sahip değil. Gerçek ölçü sayısal tablolara dayalı hakiki siyasi analizin çıkaracağı tablo..

AK Parti’nin gelecek hesaplarını iyimser temennilere ve algıya değil gerçeğe yaslamakta tereddüt göstereceğini sanmıyorum..