Bu türküyü rahmetli Kemal Sunal da Çöpçüler Kralı adlı filmde seslendirmiştir.
Türkü repertuvarımıza hem sesi hem de derlemeleriyle büyük katkılar sunan İzzet Altınmeşe’nin derlediği ve seslendirip meşhur ettiği bir türkü vardır. Bu türkü “Esmerim biçim biçim” adıyla bilinir. Türkünün güftesi şöyledir:
Esmerim biçim biçim
Ölürem esmer için
Âlem bana düşmandır
Esmer sevdiğim için loy
(Nakarat)
Hele loy loy loy
Kibar yârim esmerim
Bir taş attım havaya
Düştü mapushanaya
On beş kızı kandırdım
Bir şişe lavantaya loy
(Nakarat)
Esmer bugün ağlamış
Cigerimi dağlamış
Kara kaşın üstüne
Siyah puşi bağlamış
(Nakarat)
Bu türküyü rahmetli Kemal Sunal da Çöpçüler Kralı adlı filmde seslendirmiştir.
Ben bu türküyü küçüklüğümden beri bilirim. Televizyon yayınlarının yirmi dört saat olmadığı ve evlerde sürekli radyo dinlendiği dönemlerde, bu türkü de çalardı.
Türkünün güftesindeki şu ifâdeyi anlamamış ve rahmetli anneme sormuştum. “On beş kızı kandırdım bir şişe lavanataya” ne demek?
Annem de bir şişe lavanta alıp her kıza bunu “senin için aldım” diye kandıran birinin olduğu şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Benim bu soruyu anneme sormamın üstünden belki kırk yıl geçti. Ama bunca yıl sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14-28 Mayıs seçimleri öncesi yaptığı açık ve gizli anlaşmalar, bana bu türküyü hatırlattı. Türküde on beş diye bir sayı var ama Kılıçdaroğlu’nun ulaştığı sayı henüz o kadar değil.
Kemal Kılıçdaroğlu, 6’lı Masa’nın en büyük paydaşı olarak diğer beş partinin genel başkanlıklarına, oy oranları ne olursa olsun, birer cumhurbaşkanlığı yardımcılığını protokol ile vermişti. Bu genel başkanlar da milletvekili adayı olmamıştı. Dolayısıyla bu partiler milletvekilleri tarafından TBMM’de temsil edilirken genel başkanlar, genel kurul toplantılarını misafir localarından seyrediyor.
Kılıçdaroğlu, kendisinin yenilgi olarak görmediği seçimi kazansaydı ve cumhurbaşkanı olsaydı, 6’lı Masa’nın ortaklarından İYİ Parti ve toplam otuz sekiz milletvekili elde eden diğer dört parti (DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti) de, oy ve milletvekilleri oranlarına göre bakanlık kazanacaktı. Bu paylaşımdan sonra, muhtemel bakanlar kurulunda CHP’den belki Kemal Kılıçdaroğlu’ndan başka kimse olmayacaktı.
Çanak çömlek patladı
Seçimler ve özellikle cumhurbaşkanlığı seçimleri Millet İttifakı’nın hayal kırıklığı ile sonuçlanınca, Millet İttifakı’nda âdeta çanak çömlek patladı. Aslında Meral Akşener, masadan kalktığında patlayan patlamıştı ama seçimin hatırına kimse bir şey görmedi, duymadı(!)
Sonuçların ne kadar yıkıcı olduğunu hem 6’lı Masa’nın âkibeti hem de CHP içindeki “değişim”, “yenilenme” kılıfı ile sunulan ama gerçekte Kılıçdaroğlu’nun gitmesi için yapılan ayak oyunlarıyla görüyoruz. Gizli Zoom toplantıları sâdece bir buzdağıdır.
Gizli “lavanta”
Ama muhalifler gizli Zoom toplantıları yaparken, Kılıçdaroğlu “bir şey gizli yapılacaksa ben yaparım” dercesine, bunu 14 Mayıs’tan sonra Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile yapmış. 14 Mayıs seçimlerine Sinan Oğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığıyla Ata İttifakı ile giren Ümit Özdağ, 28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, daha önce “kazanırsa Türkiye’de iç savaş çıkar” dediği Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdi. Ama 28 Mayıs akşamı belli olan sonuçlar da Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemindeki ikinci dönemi yönünde ortaya çıkınca, Ümit Özdağ çıkıp gizli bir protokolden bahsetti.
Bu gizli protokole göre, içişleri bakanlığı dâhil toplam üç bakanlık ve MİT başkanlığı Zafer Partisi’ne verilecekti. Bu protokol o kadar gizliydi ki, değil 6’lı Masa’nın diğer beş genel başkanı, CHP’den kimsenin haberi yoktu.
Bu o kadar büyük bir şok etkisi oluşturdu ki, Ümit Özdağ’ın PKK’nın destek verdiği Millet İttifâkı’na destek verdiği gibi bir garabet unutuldu. Daha önce MİT’in eylemlerinin şeffaf olması gerektiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu ise bu protokol ile ilgili “İki kişinin namusuna emânet” deyip büyük bir pişkinlikle konuyu kapattı.
Kısacası Kemal Kılıçdaroğlu, muhtemel cumhurbaşkanlığını âdeta bir lavanta şişesi gibi kullanıp, neredeyse tek oyu olan seçmene bile bakanlık yardımcılığı vaad edecekmiş.
Siyâsî partiler kānunu ve CHP iç tüzüğü gereği, kurultay târihi geçtiği için genel başkanlığı yasal olarak düşmüş olan Kemal Kılıçdaroğlu, acaba bu lavanta şişesiyle parti delegelerini de kandırmayı, pardon ikna etmeyi başarabilecek mi?