KAYAK

Dünyamızın iklim şartlarının her geçen yıl daha da kötüye gittiği şu dönemde kayak sporunun geleceğinde de belirsizlikler oluşmaya başladı.

Abone Ol

Dünyamızın iklim şartlarının her geçen yıl daha da kötüye gittiği şu dönemde kayak sporunun geleceğinde de belirsizlikler oluşmaya başladı. Dünyamız ısınıyor ve bu yıl da olduğu gibi artık kayak merkezlerine daha az kar düşmekte. Sadece spor olarak algılanmaması gereken kayak nedir, nasıl ve nerede ilk defa kullanılmaya başlanmıştır sorusunu yanıtlayalım.

Basit bir tanım yapılacak olursa kayak; uygun kılık kıyafet, ekipman ve antrenmanlar sonrasında; ayaklara bağlanan uçları kıvrımlı düz tahtalar ve yön verip denge sağlamaya yarayan çubuklar eşliğinde yapılan; tepe bir noktadan aşağı doğru karın üzerinde yere düşmeden ulaşmayı amaçlayan bir düzene sahiptir. İçinde bulunulan müsabaka çeşidine ve turnuvaya göre spor esnasındaki detaylar değişiklik gösterebilmektedir.

Kayıtlara göre eski Türklerde “Çana” olarak bilinen kayak M.Ö. 4.000 yıllarında Baykal Gölü çevresinde, karda yürüme aracı olarak kullanılmıştır. Göçlerle İskandinav ülkelerine ulaşan kayak, Avrupa’da 18. yüzyıldan sonra yaygınlaşmaya başlamıştır. Yurdumuzda ilk kez 1914 yılında, Haliç’te bir marangoz atölyesinde yapılan çok sayıda kayak hayvan sırtında Erzurum’a taşınmış ve Kafkas cephesinde kayakçı er yetiştirmek üzere Erzurum’da açılan kurslarda 30 kayakçı yetiştirilmiştir. 1 Ocak 1933 yılında Galatasaray Lisesi'nden bir grup öğretmen ilk kez Uludağ’da kayak yaparak bu sporun Türkiye’de öncülüğünü yapmışlardır.

Cumhuriyet döneminde askeri amaçlı olarak ülkemizde faaliyet gösteren kayak sporu için 1927 yılında Eğridir Dağcılık Talimgahında kayak bölükleri oluşturuldu. 1930’lara kadar bu şekilde devam eden kayak sporunun ilk sivilleşmesi 1930 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü ve Ziraat Yüksek mektebinde Alman Beden Eğitimi Öğretmeni Ridel’in öncülüğünde malzemeler okullarca sağlanarak faaliyete başlandı. 1933-1934 tarihlerde Bursa Halkevi Uludağ’da, Ankara Halkevi Elmadağ’da ve Erzurum Halkevi Palandöken’de kayak faaliyetlerine başladı.

1939 yılında Dağcılık ve Kış Sporları Federasyonu kurulmuştur. Türkiye Kayak Federasyonu ise aslında 1935 yılında kayak federasyonu olarak değil de, “Dağcılık ve Binicilik Federasyonu” olarak kurulmuştur. Bu 1935'ten 1938 senesine kadar birlikte yürümüştür. 1936 yılına gelindiğinde Türk ekibinin de Olimpiyatlara katılması gündeme geldi. Olimpiyatlar'ın iki ay öncesinde Federasyonun adı "Dağcılık ve Kış Sporları" olarak değiştirilip, Alman Öğretmen Herr Ridel’in öncülüğünde önce Ankara Elmadağ ve Ayaş beldesinde çalışmalar başladı. Türk Spor Kurumu nezdinde yapılan girişimler neticesinde, Türk Milli Takımı Almanya’nın Garmisch Parten Kirschen kış sporları merkezinde düzenlenen kış olimpiyat oyunlarına katıldı.

Türkiye'de uluslararası kurallara uygun ilk kayak yarışması 1944'te Asım Kurt'un çabalarıyla gerçekleştirilmiştir. Türk kayakçıları 1948 Saint Moritz, 1952 Oslo, 1956 Cortina d'Ampezzo, 1960 Squaw Valley, 1964 Inssbruck Olimpiyatları'na katılmalarına rağmen başarılı olamamışlardır. 1968 Balkan Kayak Şampiyonası'nda Burhan Alankuş 8'inciliği elde ederek, o güne kadar uluslararası alanda alınmış olan derecelerin en iyisini yapmıştır.

1970 yılında Uludağ'da yapılan Balkan Şampiyonası'nda, Kuzey Disiplini Gençler Kategorisinde Sarıkamış Bölgesinden Rıdvan Özbek, Balkan Şampiyonu oldu. 1975 yılında yapılan Balkan Kayak Şampiyonası'nda ise Genç ve Büyük Erkekler Kategorilerinde takımlarımız Balkan 3.sü oldular. 1981 Balkan Şampiyonası'nda Türk Takımı (Gençler) 4x10 km bayrak yarışında bronz madalya kazandı.

Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü bünyesi içerisinde “Dağcılık ve Kış Sporları Federasyonu “olarak 1936 yılında ilk resmi hüviyetini kazandı. 1968 yılında Dağcılık birlikte yer alan kayak, sonrasında Türkiye Kayak Federasyonu adını aldı ve çalışmalarını sürdürdü.

Daha sonra 1986 yılında Türkiye Buz Pateni ve Kış Sporları Federasyonu adı altında faaliyetine devam etti, 1990 yılında da tekrar Türkiye Kayak Federasyonu olarak çalışmalarını sürdürmeye başladı.

Kayağın ilk çıkış şekli, insanların karda batmamak için çeşitli ağaçlardan çeşitli şekilde parçalar yapması olarak düşünülmektedir. Tarihçesi 5.000 yıl öncesine ait ilk kayaklar, dişbudak, betula ve çam ağaçlarından yapılmış olup, bunların kayganlığını artırmak için çam ağacından yapılanların tabanları katranla, betuladan yapılan kayaklarda deriyle kaplanmıştır.

Kayağın ilk ortaya çıktığı ve kullanıldığı bölgeler; Sibirya, Moğolistan ve Altaylardır. Daha sonra kullanım bölgeleri, Kuzey Amerika, Balkanlar, Anadolu ve Kuzeybatı yönünde İskandinavya ile İzlanda'ya doğru yayılmıştır. 1921 yılında İsveç'te bulunan çam ağacından yapılmış ilkel kayağın (Hoting Ski) 4.500 yaşında olduğu saptanmıştır.

İlk defa bir ulaşım aracı olarak Norveç, İsveç, Finlandiya ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinde kullanılan kayak, 15. yy’den itibaren İsveç, Norveç, Polonya, ve Rusya tarafından askeri amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır. Zaman içinde gelişerek bir spor aracı olarak benimsenmesi sonucunda, 1866'da Cristina'da ilk kez kayak yarışmaları düzenlenmiş, bu karşılaşmaya gösterilen büyük ilgi üzerine, 1879'da Oslo'da daha büyük bir organizasyon gerçekleştirilerek kayakla atlama yarışmaları yapılmıştır. Kayak sporunun anavatanı Norveç olarak kabul edilmektedir ve “ski” sözcüğü Norveç dilinde “uzun tahta parçası” anlamına gelmektedir.

1880'li yıllarda Norveçli Fridtjof Nansen'in 6 kişilik ekibiyle Grönland'ın kuzey ucunu kayakla geçip, daha sonra "Grönland'da Kayakla Gezi" kitabını yayımlaması, kayağa gösterilen ilginin daha da artmasına neden oldu.

1896'da Mathias Zdarsky, Alp disiplininin temellerini oluşturan yeni teknikler bularak kayakta büyük bir devrim gerçekleştirmiştir.

Dünyadaki ilk kayak kulübü 1877'de, Fridtjof Nansen'in girişimleriyle Norveç'te "Ski Club de Cristina" adıyla kurulmuş, bunu 1890'da Almanya, 1894'te Avusturya, 1901'de Fransa ve 1903'te İngiltere'de kurulan kayak kulüpleri izlemiştir.

1924 yılında merkezi Bern'de olan Uluslararası Kayak Federasyonu (Federation International de Ski) FIS'in kurulmasıyla birlikte kayak, aynı yıl kış olimpiyatları programına dâhil edilmiştir. FIS'in ilk kez 1925'te düzenlediği "Kuzey Disiplini" ile 1931'de düzenlediği "Alp Disiplini" yarışları günümüzde her iki yılda bir, ayrı yerlerde ve birbirinden bağımsız olarak yapılmaktadır.

Modern kayak yarışmaları “Alp Disiplini” ve “Kuzey Disiplini” adı altında ikiye ayrılır.

Alp Disiplini kayak tekniği, Alp Dağları’nda başlamıştır ve yüksek hızla dik yamaçlardan iniş ile ters açılarla yerleştirilmiş bayrakların arasından geçilip yapılan manevra ve slalomları kapsar.

Kuzey Disiplini kayak tekniği ise Kuzey ülkelerinde yapılmaya başlanan, kayakla atlama, biatlon, kros, bayrak yarışı ve yürüme yarışlarını da kapsayan bir dayanıklılık sınavıdır.