Ben yazarak anlatamam, mutlaka seyretmeniz lazım.

Biraz rahatsızım.

Evde dinlenme hali.

Televizyon programlarına bakıyorum.

Mutfakta gelinler yemek yaparken avaz avaz birbirlerine bağırıyorlar.

Kaynanalar birbirleri ile avaz avaz kavga ediyorlar.

Gelinler kaynanaları ile avaz avaz kavga ediyorlar.

Kaynanalar diğer gelinlere puan vermemek için olanca çirkeflik yapıyorlar.

Diğer kanala geçiyorum, temizlik yapan kadınlar, kadın gibi konuşan bir adamın gözetiminde kavga ediyorlar.

Sen orayı iyi temizlemedin, burası hiç temiz olmamış.

Diğer kanala geçiyorum, kadınlar gittikleri evde kadının eşyalarını karıştırıyorlar, mutfaktan, gardroptan kendilerine göre fazla eşyaları çıkarıyorlar .

Hiç tanımadıkları kadının evinde eşyalarını karıştırıyorlar ve kendilerine göre gereksiz eşyaları ayırmak için eşyalara dokunuyorlar, elliyorlar.

3 çocuğum var, 2 rendem olması normal diyen kadına, ama çok gereksiz 1 tane olmalıydı diye ahkam kesiyorlar.

Diğer kanala geçiyorum, gelinler yemek yapıyor, kaynanalar masada yedikleri yemekleri eleştiriyor, sonra puan veriyorlar.

Hayatımda bu kadar çirkef, bu kadar kaynana anne çirkefliği yapan kadınlar hiç görmedim.

Yemekleri didikliyorlar, altını üstüne getiriyorlar, yiyorlar ve başlıyorlar geline demedik laf bırakmamaya.

Konuşamayan, kendini ifade edemeyen gelinleri nasıl eziyorlar, nasıl üstüne gidiyorlar, aşağılıyorlar anlatamam.

O kadar sevimsiz, o kadar kötü kalpli kavgacı kaynana kadınlar bir araya nasıl toplanıyor, inanmak imkansız.

Tüm bu yarılmaların sonunda, altın, bilezik veya para ödülü var.

Yani bütün bu çirkef kavgalar bu ödül para nedeniyle yapılıyor.

Ben yazarak anlatamam, mutlaka seyretmeniz lazım.

Kazanmak için kadınların yaptığı haksızlık ve kavgalar insanı utandırıyor.

Özellikle kadın olduğundan utanıyor insan.

Neden kadınlar o kavga ettirerek reyting peşine düşüyorlar anlamak çok kolay.

Şöyle düşünelim.

Televizyon program yapımcıları, şöyle düşünüyor.

Kadın kadının düşmanıdır.

Kadınlar birbirini hiç sevmez ve kadınlar para için birbiri ile şuursuzca kavga ederler .

Kadınlar birbirlerine çok rahat demediklerini bırakmazlar.

Hiç erkeklerin kavga ettiği, o haftanın ödülünü kazanmak için kavga ettikleri televizyon programı var mı?

Özellikle gündüz kuşak saatinde diğer kadınlara seyrettirerek örnek oluyor ve kavga iştahı kabartıyorlar.

Kadın kadına fotoğraf çekiyorlar aslında.

Televizyonlar sabahtan akşama kadar kadınları kavga ederken gösteriyor.

Ne kadar tuhaf.

Ne kadar yanlış.

Ülkende bu kadar kadına şiddet derdi varken, kadınları kavga ederken, özellikle para için kavga ederken görmek ne kadar sağlıklı ya da doğru olabilir.

Demem o ki!

Açık sözlülüğü patavatsızlık ile karıştıran kadınlar.

Ödül kazanmak için sapıtan kadınlar.

Televizyon programında cesareti arsızlık ile karıştıran kadınlar.

Kibrit çöpü kadar ışık saçmayan kadınlar.

Size.

Yazıklar olsun.

Funda'nın aklındakiler!

Yukarıda yazımda yazdığım kadın kadına kavga ediyoruz ve bu kavga halini bütün ülke televizyon programlarından seyrediyor.

Endişe ediyorum.

Ülkede kadınlar kavga ederse dünya nasıl daha iyi olacak, nasıl daha güzelleşecek.

Öyle bir örnek vereceğim ki size.

Yakın zamanda, bütün gazeteler de haber oldu. Bir kadın ünlü bir adam tarafından şiddete uğradı, dayak yedi, yüzü gözü mosnor oldu, şu anda bu konu mahkemede.

Ben çok iyi biliyorum ki.

Kadınlar bu ünlü adamın kulise gidip, iyi yaptın, mutlaka o kadın hak etmiştir diyorlar.

Adamın yüzünü, elini öpüyorlar.

Bakın.

Kadınlar birbirini hiç korumazken, kadın kadına dayanışma içinde olmazken.

Birbirimizden güç almamız gerekirken.

Nasıl güç bulacağız.

Kadınlar dayak yiyen diğer kadın için erkeklere iyi yaptın hak etmiştir mutlaka derken, adamı öperken.

Farkında mısınız, gayler nasıl birbirini koyuyor.

Siz bir gaye laf söyleyin, gay köşe yazarları tek tek hepsi neler yazıyor.

Sosyal medyada demediklerini bırakmıyorlar.

Nasıl birbirlerinin arkasında duruyorlar, birbirlerini savunuyorlar.

Sesleri o kadar yüksek çıkıyor ki, kimse gıkını çıkaramıyor.

Biz kadına şiddet konusunda birlik beraberlik içinde olsak, samimi olsak, gerçekten üzülsek, sesimiz çok yüksek çıksa.

Birbirimiz için kavga edebilsek.

Bu erkekler de gıkını çıkaramazlar.

Funda'nın aklındakiler!

Sinan Akçıl, Burcu Kıratlı ile ikinci defa evlendi.

İkinci defa aynı insan ile evlenmek çok zordur.

Kolay değil aslında.

Ve bu evlilik birbirlerinden vazgeçememiş, birbirlerine hala aşık insanların yapabileceği bir karardır.

Birbirlerinden gidemeyen tüm aşkları, sevdalara çok iyi anlarım.

Belki de ani bir karar ile ayrılmışlar, sonra bakmışlar olmuyor, ne güzel tekrar bir araya gelmişler.

Ve evlilik gibi önemli bir kuruma tekrar adım atmışlar.

Mutluluk dilemekten başka insanın aklından, kalbinden ne geçebilir ki.

Mutlu insanlar çoğaldıkça, ülkenin iklimi de mutlu olur.

Bu mutlu insanların mutlu çocukları olur.

Daha ne isteyebiliriz ki.

Magazin sayfalarına bakın, özellikle kadınlar neler yazmışlar.

Kadınların kalbi kötülük yangınına düşmüş ben ne diyebilirim ki.

Bakalım ne zaman boşanacaklar yazan, kötücül kadına ben ne diyebilirim ki.

Kadınlar adına çok ümitsizim.

Karnına bebeği düştüğü anda memesine süt bırakan Allah'ın sevgili kulları kadınlar.

Size ne oldu.

Demem o ki.

Yaşam bir kere, hak ederek yaşayın, kendinizden iyi insan yaratın, çabalayın.

İyi kadınlar olun, iyi analar olun.

Hayat bu kadar kötü insan olmaya değmez.

Sinan ve Burcu.

Çok mutlu olun çocuklar, ömrünüz gülümseyerek, birbirinize huzur vererek geçsin.