Son zamanlarda kadına şiddet konusu taraflı tarafsız hepimizi aynı duygularda birleştiriyor, ülke olarak kutuplaşmadığımız konuların başında bu acı hadiselere duyduğumuz öfke geliyor.
Geçen hafta, asitli saldırıya uğrayan Berfin Özek’in davasıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm yargı dünyasına seslendiği konuşmasında haklı olarak isyan ediyordu:
“Siz burada hakkı, hukuku, adaleti arayacaksınız. Böyle bir olay, kendi kızının başına gelmiş olsa orada nasıl değerlendirir, kanunlara mı bakacaksın? Adaletin tecellisini hakta, hukukta arayın. Hukuk eşittir kanun değildir.”
Erkekliği uçkurunun peşinde koşmak sanan alçak bir canavar tarafından hayatı kararan Berfin’in acısını anlamaya hiçbir empatinin yeteceğini düşünmüyorum.
Bir gözünü kaybeden Berfin’in saldırganı sadece 13 yıl ceza aldı, evet yanlış duymadınız sadece 13 yıl!
Erdoğan’ın haklı olarak isyan ettiği bu durum aslında Türkiye’nin ortak isyanı…
Son zamanlarda kadına şiddet konusu taraflı tarafsız hepimizi aynı duygularda birleştiriyor, ülke olarak kutuplaşmadığımız konuların başında bu acı hadiselere duyduğumuz öfke geliyor.
***
Erdoğan’ın yargı camiasını eleştirdiği konuşmasını dinlerken 1994 yılında tüm Amerika’yı ekran başına kilitleyen OJ. Simpson davası aklıma geldi.
Dönemin Amerikan futbol yıldızı olan OJ. Simpson eski karısını ve arkadaşını öldürdüğü iddiasıyla yargılanmıştı.
Mahkeme süreci canlı yayından yayınlandı ve yüz milyonlarca kişi tarafından izlendi, “yüzyılın davası” olarak kabul edilen bu süreçte Amerikan halkı ikiye bölündü.
OJ. Simpson’un “Rüya Takımı” olarak kabul edilen avukat grubuna tam olarak 20 milyon dolar para harcandı, suçlu olduğuna ilişkin kuvvetli deliller olmasına rağmen mahkemenin seyri Simpson’un cinayet anında taktığı iddia edilen eldivenlerin duruşmanın birinde küçük gelmesiyle değişti.
Ardından olay yeri incelemede bulunan bir polis memurunun geçmiş zamanda siyahilere yönelik ırkçı sözleri ve davranışlarını mahkemeye taşıyan avukatlar jüriyi etkilemeyi başardı ve OJ. Simpson’un “suçsuz” olduğuna kanaat getirdiler.
Bugün bile hala konuşulan davalardan biri olan Simpson cinayeti American Crime Story dizisinin birinci sezonunun konusu.
İzlemediyseniz Netflix’te yer alan bu diziyi izlemenizi öneririm, geçenlerde tekrar izlediğimde gerçekten sonunu bildiğimiz bir dizi ancak bu kadar mı güzel olur diye düşündüm (Akif Beki izlemesin, ahlakı bozulur).
***
Kadına şiddet ya da kadın cinayeti davalarına baktığımızda ülke olarak sanıkların tatmin edici bir cezayı almamasından yakınıyoruz.
Bu diziyi tekrar izlediğimde bir kez daha düşündüm ve kadına şiddet davalarından birkaçı canlı olarak yayınlansa nasıl olurdu acaba diye.
Belki bu teklifimi uçuk bulabilirsiniz, teknik ya da hukuki açıdan uygun mu onu da bilmiyorum, hiçbir avukat ya da yargı yetkilisiyle konuşmadım.
Ama toplum olarak birleştiğimiz yegâne konulardan biri olan bu husustaki davaların canlı seyredilmesi sonucu sanıklara hepimizi tatmin edecek ve daha sonrası için emsal oluşturabilecek cezaların verilebileceğine inanıyorum.
Bugün Berfin’i konuşuyoruz, yarın öldürülmüş ya da şiddete uğramış bir başka kadını konuşmayacağımızın garantisi yok.
Kaldı ki Erdoğan’ı bile isyan ettiren bu kararlar sonucunda hiç değilse bu önerim uygulanabilirse toplumun adalet duygusunun mahkeme salonlarına cereyan edeceğini düşünüyorum.