15 milyon nüfusa sahip İstanbul'da yılda 100-120 milyon muayene yapılıyor. Az değil.
İstanbul’daki gerek kamuya, gerekse özel sektöre ait hastaneler sadece Türkiye’nin dört bir yanından değil, dünyanın çeşitli ülkelerinden de hastalara hizmet veriyor.
15 milyon nüfusa sahip İstanbul’da yılda 100-120 milyon muayene yapılıyor. Az değil. İstanbul’daki hastanelerde kent nüfusunun yaklaşık sekiz katı büyüklükteki hastanın muayenesi gerçekleştiriliyor. Kısacası ülkemizde sağlığın kalbi İstanbul’da atıyor.
Şehirde 162’si özel sektöre ait, 57 kamu ve 14 üniversite hastanesi buluyor. 200’ü aşkın tıp merkezi ve yaklaşık 5 bin eczane var. Muayene hekimi olarak çalışan doktorların sayısı ise bin 400 civarında.
İSTANBUL’UN YENİ SAĞLIK MÜDÜRÜ: PROF. DR. KEMAL MEMİŞOĞLU
Türkiye’de sağlık hizmetlerinin lokomatifi durumundaki İstanbul’un yeni il sağlık müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu oldu. Prof. Dr. Memişoğlu’nu yıllardır tanırım. En önemli özelliklerinden biri çalışkanlığı, üstlendiği sorumluluk için gece gündüz demeden çalışmasıdır.
Dile kolay tam 10 yıl İstanbul Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimi olarak görev yaptı. Bunca yıllık meslek hayatımda son dönemlerde en uzun süre başhekimlik yapan hekimlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Önce, İstanbul Anadolu Kuzey Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği’nde tıbbi hizmetler başkanlığı, sonra da genel sekreterlik görevlerini yürüttü. Şimdi de
Sağlık Bakanlığı’nın İstanbul’daki temsilcisi olarak çalışacak. Özel sektör, kamu hastaneleri, aile hekimleri, özel muayeneler, ilaç sektörü ve üniversite hastanelerinin sağlık hizmeti sunumundaki kaliteye uygunluğunu planlayıp ve denetleyen bir kurumun başında hizmet verecek. Tabii, hastaların, hasta yakınlarının buralardan hizmet alırken karşılaştığı sorunların da takipçisi olacak. İstanbul’da acil sağlık hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için yeni projeler de geliştirecek.
ANNE DOSTU HASTANELER
Geçtiğimiz günlerde Sağlığım İçin Herşey programında konuğum olan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu “Anne Dostu Hastaneler”in önem verdikleri konular arasında başı çektiğini söyledi. Bebek dostu hastane kavramına çok aşina olmama rağmen, anne dostu hastanelerin özelliklerinin neler olduğunu sordum. “Anne dostu hastane olmanın birinci kriteri, primer sezaryen oranlarının dünyada kabul edilebilir seviyeye düşürülmesidir. Sonuçta sezaryen bir ameliyattır; normal bir süreç değildir” dedi ve şöyle devam etti:
“Bilimsel olarak sezaryen yapılması gereken durumlar yüzde 15 olarak tespit edilmiştir. Oysa annenin isteğiyle ya da doktorun yönlendirmesiyle sezaryen oranımız yüzde 30’un üzerinde hatta bazı özel hastanelerde yüzde 50 civarındadır. İl Sağlık Müdürlüğü olarak hedefimiz annelerin ameliyatsız doğumu tercih etmelerini sağlayabilmektir. Dolayısıyla özellikle özel hastanelere anne dostu hedefini koyduk.”
Doğum veya ameliyat sırasında kanama olduğunda, bazen o ameliyatı yapan cerrahın desteğe ihtiyacı olabileceğinden hareketle İstanbul’da 24 saat çalışan bir tim oluşturulmuş. “Kanama Timi” ismi verilen ekipler, cerrahi müdahale sırasında kanaması durdurulmakta zorlanılan hastalar için yardım taleplerine cevap veriyorlar. Örneğin Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 200’den fazla anneye kanama timiyle müdahale edilmiş.
HASTANELERE TEK YA DA ÇİFT KİŞİLİK HASTA ODALARI
Türkiye’nin sağlık turizminde hedefleri çok büyük. Uluslararası hasta hizmetlerinde dünyanın bir numaralı ülkesi olabilmemiz için çalışmalar yürütülüyor. Yurt dışından gelen hastalara verilen teşhis ve tedavi hizmetleri konusunda kamu hastaneleri de oldukça iddialı. SGK’lı hastaları hiçbir ücret ödemeden teşhis ve tedavi olabildiği kamu hastanelerinin hasta odalarında revizyona gidiliyor. Çünkü Sağlık Bakanlığı, tüm kamu hastanelerini 2018 sonu itibariyle, tuvaleti, banyosu olan tek ve çift kişilik odalara kavuşturmayı planlıyor.
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’dan öğrendiğime göre, biri Başakşehir’de diğeri Sancaktepe’de iki şehir hastanesi planlanıyor. Beylikdüzü, Sultanbeyli, Tuzla ve Sancaktepe’de 400’er yataklı genel eğitim ve araştırma hastaneleri ise en geç 2017’nin Nisan’ında hizmete açılacak. Gaziosmanpaşa’daki fizik tedavi hastanesi de birkaç ay içerisinde hasta kabul etmeye başlayacak. Bunların yanı sıra 2017’nin sonuna doğru Sultangazi’de 600 yataklı bir hastane daha hizmete girecek. Çekmeköy, Göztepe, Kartal ve Okmaydanı’ndaki hastane inşaatlarının ise yüzde 40 tamamlanmış durumda.
Sağlık hizmetlerinde hızla gelişen İstanbul, sadece Türkiye’nin değil, dünyada da sağlık hizmetlerinin merkezi olmaya aday.