Bugün, yarın yayınlanacak yazımı yazmak üzere bilgisayarımın başına oturduğumda yazacağım konu hemen hemen belli idi.
Bugün, yarın yayınlanacak yazımı yazmak üzere bilgisayarımın başına oturduğumda yazacağım konu hemen hemen belli idi. Bir süredir yazmayı düşündüğüm ve İstanbul için giderek sorun olmaya başlayan; başta metrobüs olmak üzere İstanbul’da toplu taşımada önemli yükü kaldıran Belediye Otobüsleri ve Özel Halk Otobüslerinin yolcu taşıma sırasında, hizmet sürecinde yaşananları, belki münferit olaylar diye değerlendirilebilirler ama bu olayları yaşayan ve yaşatanları ve buradan zarar görenleri için gündeme getirilmesi gereken olaylardı.
En modern ve de toplu taşımada yirmi dört saat hizmet vererek; Anadolu Yakası’ndaki Söğütlüçeşme başlangıç istasyonundan, Avrupa Yakası’ndaki Beylikdüzü istasyonuna kadar günde yüzbinlerce yolcu taşıyan Metrobüsler ve İstanbul’un hemen hemen tüm yerleşim yerlerine yolcu taşıyan Belediye ve Özel Halk Otobüsleri’nde yaptığım gözlemlerde yaşanan ve hiç denetlenmeyen önemli sorunlardan birini burada dile getirmek istediğim bir yazı yazmaktı amacım.
Bu yazıyı yazarken tüm bu sorunun çözümünde ihmalleri bulunanları, başta en tepedeki idari yönetici olarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş olmak üzere, tüm yöneticilere uzun süredir çözüm üretemedikleri bu sorunları duyurmaktı düşüncem.
Başta Kadir Topbaş’tan söz edecektik ama bu yazıyı yazmadan önce haber bültenlerine düşen, tam anlamıyla bomba bir haber nedeniyle Kadir Topbaş’ı bu konunun dışında bırakma gereği doğdu. Kadir Topbaş, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaşadığı bir “veto” olayı nedeniyle 22 Eylül Cuma günü akşam saatlerinde yaptığı basın toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa ettiğini açıkladı.
İstanbulluların oldukça şaşırdığı bir gelişme idi ama, bir iki gündür CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Kadir Topbaş’ın istifa ettiği haberini internette dile getirmişti. Dillerde dolaşan bu haber sonrasında dün, Kadir Topbaş’ın istifa ettiğini açıklamasıyla haber kesinleşti.
Uzunca bir süredir İstanbul yönetiminde olan Kadir Topbaş; 1996 yerel ara seçimlerinde Refah Partisi’nden Bakırköy Belediye Başkanlığı’na aday olmuş ancak seçilememişti. Topbaş; Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildiği 1999 Yerel Seçimleri’nde, Fazilet Partisi’nden Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na seçilmişti. Topbaş bu dönemde mimari projesini kendisinin çizdiği “Kentsel Dönüşüm ve Sosyal Rehabilitasyon” çalışmaları kapsamında Kasımpaşa'da Kapalı Spor Salonu Kompleksi, Eğitim ve Sosyal Tesislerini hizmete sunmuştu.
AK Partililerin “Kadir Abi”si Topbaş; 28 Mart 2004 tarihinde yapılan yerel seçimlerde AK Parti’den aday olmuş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmişti. 2009 ve 2014 yerel seçimlerinde de yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti. Topbaş istifa etmeseydi, 2019 ilkbaharında yapılması planlanan seçimlere kadar bu koltukta kalacaktı.
Bu beklenmedik olayla ilgili bazı söylentiler var. İstanbul yerel yönetiminde değişimler için, bir anlamda nöbet değişimi olarak da değerlendirilerek “istifa ettirildi” gibi. Gelecek yerel yönetim seçiminde yerine Göksel Gümüşdağ’ın aday gösterileceği söylentileri var ama çok net olan; Kadir Topbaş artık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmadığıydı.
Gelecek yerel seçimlere kadar yerine bakacak yeni başkan, İstanbul Valisi’nin Başkanlığı’nda toplanacak Büyükşehir Belediye Meclisi Üyeleri arasından seçilecekmiş.
Yazımızın konusu yukarıda anlattığım; metrobüs, ve belediye otobüslerinde yaşanan münferit olaylardı ama, cuma günü gelişen istifa olayı konuyu yarınki yazımıza aktarmama neden oldu. Yarın yazacağımız yazıda bugün ertelediklerimizi yazacağım tabii ki..
İstanbul, onbeş milyondan fazla insanın yerleşik olarak yaşadığı, dünyanın en kalabalık, tarih ve kültür hazinesi bir büyük metropol. Her gün yaşanan bir çok olay var. Büyük başın büyük derdi bu tabii ki.
Yaşanan küçücük toplumsal bir olay sayısal olarak bir çok kişiyi ilgilendiriyor. İstanbullular doğal olarak şehri yönetenlere kızıyor.