Öğretmen Okulları, Öğretmen Liseleri, Eğitimciler Birlik ve Dayanışma Derneği, Öğretmen Okullarının kuruluşunun 174. yılı nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. “Mustafa Kemal Atatürk’ün ödevlendirdiği öğretmenler olarak cehaletle savaşımız, asla bitmeyecek” denilen açıklamada, “Ülkemizde, öğretmenliğin ayrı bir meslek olduğu, ilk kez Tanzimat’ın ilanından sonra düşünülmüş ve öğretmen yetiştirmeye 16 Mart 1848’de açılan Orta Öğretmen Okulu ile başlanmıştır. Cumhuriyet ilan edildikten sonra öğretmenlerden, “fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür” gençler yetiştirilmesi istendiği için bu ”yeni insan”ı yaratacak öğretmeni yetiştirmek amacıyla çeşitli öğretmen okulları açılmış, 1940’ta da Türkiye’de nitelikli öğretmen yetiştirme alanında devrim niteliği taşıyan Köy Enstitüleri kurulmuştur. Zaman içinde siyasi iktidarlar, öğretmen yetiştiren kurumları, kendi amaçları doğrultusunda sürekli dönüştürmüştür. Öğretmen yetiştiren kurumlarda yapılan her dönüştürme ve kapatma, eğitim ve öğretimin kalitesini de düşürmüştür” ifadelerine yer verildi.
Liseler neden kapatıldı?
Açıklamanın devamında “Candan açtık cehle karşı bir savaş” dizeleri ile başlayan Öğretmen Okulları Marşı'na atıfta bulunularak, “Bu marş öğretmen okullarının öğretmen liselerine dönüştürüldüğü 1974 yılına dek aynı heyecanla söylendi. Bu heyecan, her türlü yozlaştırma girişimine karşın, Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatıldığı döneme değin sürdü. Ne yazık ki bugün, öğretmen yetiştirme, tarihsel temellerinden, toplumsal gerçeklerden ve eğitim biliminden uzaklaşmış, “öğretmen- eğitimci” değil teknisyen yetiştirmeye dönüşmüştür. Öğretmenlerin yükseköğrenim görmesi elbette doğrudur. Ancak öğretmen liselerinin kapatılması yanlıştır. Öğretmenlik; ilgi, beceri, sevgi ve isteklilik gerektiren bir meslektir. Bu da daha uzun sürede ve daha küçük yaşlarda kazanılabilir. Bu nedenle öğretmen liseleri, eğitim fakültelerine öğrenci hazırlayan okullar olarak yeniden açılmalıdır” denildi.
Yasa terk edildi
Açıklamada, “Hepimiz biliyoruz ki, ülkemizde gençlerimiz, demokratik olmayan, çağdışı, ümmetçi bir düzene özlem duyacak biçimde yetiştirilmeye çalışılıyor. Öğretim Birliği Yasası, çoktan terk edildi. Eğitim sistemimiz ezberci bir eksen etrafında dönüp duruyor. Çalışan öğretmenlerimizin özgürlük alanları giderek daraltılıyor. Öğretmenler; insanca yaşam standardını sağlayacak bir gelire sahip değil; görüşleri alınmadan hazırlanan yasalarla ayrıştırılıyor. Onca emek verip öğretmen olan gençlerimiz atanmadıkları için çaresizlik içinde. Mustafa Kemal Atatürk’ün ödevlendirdiği öğretmenler olarak, ülkemizin geleceği için “fikren, bedenen ve ilmen güçlü” gençler yetiştirilmesi için çalışmayı sürdüreceğiz” denilerek kararlılık vurgusu yapıldı.