İSİMSİZ İYİLER KULÜBÜ

Yeni Zelanda Başbakanı markette alışveriş yaparken yanına cüzdanını almamış birinin hesabını da ödemiş. Sempatik bir davranış ve bir politikacı olarak da şanslı bir olay yaşamış.

Abone Ol

Halka temas etmek için gösterişsiz ve etkisi büyük bir davranışa imza atmış. Bu haberi hasret ve özlemle beklenen günlerin nişanesi olarak aktarıldığını görünce isimleri belirsiz kalacak şekilde birkaç hikaye paylaşmak istedim. Zira “kara haber tez yayılır” ama ruhumuzun ihtiyacı iyilik ve güzelliktir.

İstanbul’da bir grup gönüllü kadın Suriyeli muhacirlerin ihtiyaçlarını görmek için kendi aralarında organize oluyorlar. Sadece maddi yardım değil de himaye ediyorlar. Farklı sorunlarını çözmek için gayret ediyorlar. Pek sık olmasa da çocuklara derslerinde yardımcı oluyorlar. Suriye’nin anneler günü kutlanırken çocuklar yeni öğrendikleri Türkçeleriyle bir tebrik kartı gönderip kendilerine annelik yapan bu Türk teyzelerinin anneler gününü kutluyorlar. Duygusal bir an ve hemen sosyal medyada paylaştım. Ama sonra silmek zorunda kaldım. Çünkü bu tebrikin muhatabı işin samimiyetinin ortadan kalkmasını istemiyordu. Saygı duydum. Ama düşüncem şu ki bu hikayelerin daha fazla kişi tarafından bilinmesi lazım. Nasıl olacak? İsimlerin üzerini kapatıp iyiliğin kendi hanesine yazarak tüm olanları. Yani? Sadaka taşından söz ediyorum. Osmanlı zamanında iyilik yapan ve iyilik görenin birbirini görmediği zarafet abidesi taşlardan söz ediyorum. Olur mu? Niye olmasın yahu? Herkes insan içine çıkılmayacak itiraflarını sitelere yazıp rahatlıyordu ya bir aralar, hala da vardır belki. Veya sosyal medyada anonim hesaplar açıp karalamalar yapabiliyorlar. Tam tersi neden olmasın?

Sıradaki iyiliğimize geçelim.

Bir market sırası… Fakirlerle, fakir olmayan mahallelinin bir arada yaşadığı bir yer. Hala öyle mahalleler var, endişe etmeyin. Fakirlik olmasın tabii ama demek istediğim başka. Sosyal statülere göre mahallelere çekilmek toplumu çökertiyor. Herkes zengin olsun ya da zengin ve dar gelirli bir arada yaşasın. Daha iyi. Market sırasında yanında çocuğuyla bir kadın bolca alışveriş yapmış. Sosyal yardım kartıyla da ödemeye çalışıyor. O da ne? Karta henüz yükleme yapılmamış. Kadım mahcup bir şekilde aldıklarını geri vermeye çalışıyor. Arkadaki kibar bir şekilde izin vermesi halinde ödemeyi kendisinin yapmak istediğini söylüyor. Fakir kadın mahcup ve gerek yok diyor. Lütfen diye usulca ısrar ediyor arkadaki kadın ve çocuklu kadın bunu kabul ediyor. Yardım yapan kişi bunun da duyulmasını istemiyor. Başkasına söyleme sebebi ise gerçek ihtiyaç sahibine ulaşma endişesi. Söylediği kişi: “İyilik boşa gitmez” diyerek gönlüne su serpiyor.

Bu hikayeleri siz de çoğaltabilirsiniz. Ama ne olur yaparken isim vermeyin ki ortada egoları değil sadece iyiliği görelim. Nasıl ki İsimsiz Alkolikler gibi gruplar varsa İsimsiz İyiler de organize olsun. İyi olmaya hepimizin ihtiyacı var ve evet iyi olmanın iyilik yapmaktan başka yolu yok.