ABD, İran konusunda yaptırımlarını geliştirerek devam etme kararı aldı, savaş başladı. Hatta ABD, Suudi Arabistan'ı petrol üretimini arttırıp petrol arzını dengelerken İran petrolünü dünyada satılmaz hale getirip Tahran yönetimini iflas etmeye zorlayacak bir strateji peşinde…
Amerikalılar Türkiye’ye bir heyet gönderip şirketlerimize “İran’la ticareti kesin yoksa sizleri ABD piyasasından sileriz” tehdidi yapıyorlar…
Hatta Odalar Birliği Başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu bile ABD’li yetkililerle bu konuda görüşmelerin olumlu bir safhada olduğunu söylüyor…
ABD, İran’ın hala nükleer silah üretmek üzere teknoloji geliştirdiğini iddia ediyor o yüzden Batılı ülkeler ve İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıkladı. Bu anlaşmadan önce İran üzerinde uygulanan yaptırımları da daha da ağırlaştırarak devam ettiriyor…
Nükleer anlaşmadan önceki Birleşmiş Milletler yaptırımlarına harfiyen uydu ama bu yaptırımlar kapsamı dışında kalan ticaretini İran’la normal şekilde yaptı ve hatta İran’a can simidi görevini gördü. Yani ABD’nin İran’a uyguladığı kendi özel yaptırımlarına Ankara kulak asmadı… ABD bundan hoşlanmadı ve Türkiye’yi cezalandırma yoluna gitti ve meşhur Rıza Zarraf davası ortaya çıktı ve maalesef komedi bir uyduruk dava ile New York mahkemesi Halk Bankası eski genel müdür yardımcısı Hakan Atilla ABD yaptırımlarına uymadığı ve bankasını kullanarak İran’a yardımcı oldu diye iki yıl hapis cezası yedi…
Türkiye’nin İran’a yaptırımlar sırasında gösterdiği dostluk ise havada kaldı. Nükleer anlaşma imzalandıktan sonra Tahran Türkiye’ye arkasını döndü ve devamlı Türkiye’nin çıkarlarına karşı hareket etti…
Yani bir tarafta gösterdiğimiz dostluğa hemen unutan bir Tahran yönetimi öbür yanda da İran’ın kafasını ezin diye baskı yapan ABD… ABD bize “İran’a enerji alımını durdurun” diyor ve alternatif olarak Suudi Arabistan petrolünü gösteriyor… Ama Suudilerin de bize çok sıcak bakmadıkları ortada…
Ama her şeye rağmen komşu komşudur. Komşunun halkı dostumuzdur ve o halkı aç ve açıkta bırakamayız. Tahran yönetimi gider ama halk kalır. İşte şimdi ABD istekleri ve İran gerçeği arasında bir denge sağlamamız gerekiyor…