Smoke filmi Paul Auster'in bir hikayesini işler. Harvey Keitel kovaladığı hırsızın düşürdüğü cüzdandan yola çıkarak bir eve ulaşır. Noel zamanıdır.
Yaşlı, kör ve yalnız bir kadın kapıyı açar ve onu uzun zamandır görmediği torunu olarak kucaklar. Keitel bozuntuya vermez ve yemek yerler, onu sevindirmek için iş bulduğunu, yakında evleneceğini söyler. Kadın da bunlara inanıyormuş gibi yapar ve mutlu olur.
Bizim milletimiz bütün devlet adamlarına, makam mevki sahiplerine işte bu yaşlı kadının yaptığı şekilde davranmıştır. İnanıyormuş gibi yapmıştır. Doğru insan olmadığını bilse de kucaklamıştır. Kendi garipliğinden bağrına basmıştır.
Bunlar arasında milletten biraz hazzedenler ayrı, milletten hazzetmeyenler ayrı bir zümreyi oluşturur. İkinci zümredekiler en tehlikelileri olup bunlar milleti uşak gören, değerlerini aşağılayan, saçmalama konusunda sınırları kestirilemez kimselerdir. Kuvvetten düşüp öldüklerinde millet de cenaze namazı kalabalığı yapmamıştır bunlara...
Bunlara numune olarak tutuklu başvekili ayakta tutup eşi ve oğullarıyla oturarak poz veren küstah albayı ve ölüm raporu yazıldıktan sonra bile Menderes'i darağacından indirmeyen adileri gösterebiliriz.
27 Mayıs darbecilerinin bastırdığı gümüş 10 lira kadar ironi içeren bir obje azdır doğrusu... Üzerinde "Hakimiyet Milletindir" yazmaktadır bu paranın... Daha yakından ibret almak için koleksiyonculardan iyi kondisyondaki bir örneğini yüz liradan başlayan bir fiyata temin edebilirsiniz.
Filhakika bizim gördüğümüz tarafta dünya kütleçekimi kaynaklı volkanik aktivite fazlalığı yüzünden kraterlerin lavla dolması sebebiyle ayın görünmeyen yüzünde daha büyük kraterler bulunması gibi Napolyon'un diğer yüzünde de nice yaşlı, kör ve yalnız kadın bulunmaktadır.
O halde bu ülke için hukuk tahsili kadar hukuk garabetleri tahsili de mühimdir diyelim vesselam...