Yaşı bana yakın veya daha büyük olanlar Adalet Partisi'ni çok iyi bilir. Şimdilerde Cumhurbaşkanı adayı olmak üzere yüz bin imza toplamak için yola çıkan ve benim bu yazıyı ele aldığım saatlerde anca 1500'e ulaşan partiyi.
Bizim çocukluğumuz ve gençliğimiz Adalet Partisi ile geçmişti. Özellikle Süleyman Demirel dönemi. Kendine has üslubu, seveni ve sevmeyenleriyle. Bugün benzer bir örnek bulamıyorum. Çünkü zaman farklı bir zaman. Farklı gerçeklikler var. Türkiye ise zaten çok farklı bir yerde. O yılların yüzde 60’ı köylerde yaşayan Türkiye’si ile bugünün neredeyse yüzde 80’i aşmış kentli nüfusu olan Türkiye aynı değil.
İstekleri, ihtiyaçları farklı. Duyguları, düşünceleri de. Artık başka şeylere ilgi duyuyor. İnsanlar değiştikçe siyaset de değişiyor haliyle.
Ve hayat boyu değişmeyen tek şey değişim. Orijinal Adalet Partisi 60’lı, 70’li yılların gerçekliğiydi. Yenildi. 1980 darbesinden sonra adı değişti. Küçüldü ve yok oldu… Veya biz öyle zannettik. Yok olduğu düşünülürken birden adını okuyunca şaşırdım.
Benim eksikliğim. Meğer devam ediyormuş. Farklı bir logo ve Genel Başkan ile. Adalet Partisi’nin o eski beyaz at logosunun yerine açık bir kitap gelmiş. Arkasında ise bir güneş. Genel Başkanı ise Prof. Dr. Vecdet Öz.
Bakmayın siz toplanan yüzbinlerce imzanın sıralandığı haberlerin en altında çok az rakamlarla yer aldığına. Önemli olan adını duyurmaktı. Ve bu başarı ile yerine geldi. Her imza haberinde mutlaka yer alıyor olmak bunca zaman varlığı bile unutulmuş bir parti için bulunmaz bir nimet.
O yüzden belki hiçbir zaman 100 bin imzanın yanına yaklaşamayacak olsa bile yeni formatlı Adalet Partisi ve Genel Başkanı Prof. Dr. Vecdet Öz kendileri açısından en doğrusunu yapmış görünüyor.