"HAYIR" dediğimiz de başka bir anlamı yok.
Kadın hayır diyorsa, evet demek değildir. Vücut dilimizle, tavrımızla, ses tonumuzla. Bunu size net bir şekilde gösteririz. Özellikle erkeklerden duyduğumuz, “kadın hayır diyorsa, evet demektir” diye dolaşan bir laf var. O kocaman bir yalan.
Bir kadın olarak itiraf ediyorum. Biz çok net “hayır” diyebiliyoruz. Kelimeden idrak edemeyenlere başka başka yollardan da anlatıyoruz. Anlatırken biraz gıcık ve lanet de olabiliyoruz. Anlayana çok güzel mesafemizi koyarız. Yokmuş gibi davranırız. Hatta öyle bir yokmuşsunuz gibi davranırız ki kendini varlıklarından şüpheye düşürecek kadar. Tüm bunlara rağmen anlamayan kişilere söylenecek çok fazla bir şey yok. Ya hadsiz ya da zeka sorunu yaşadıklarını düşünüyorum.
Hayır, nazımız niyazımız değil. Hayır, artık kullanmaya korktuğumuz bir kelime değil. Bu kelimeyi her insanoğlu nasıl kullanıyorsa, kadınlar da aynı niyetle kullanıyor. Bugüne kadar bunu anlamak istemeyen erkeklerden, en büyük zulmü gördü kadınlar. Artık anlamalısınız.
İtiraf et, rahatla…
Ece Erken haftalar önce, İbrahim Kutluay ve Demet Akalın’ın ayrıldığı dönemde evinde kaldığını açıkladı. Akalın’ın çok zor zamanlar yaşadığını anlattı. Hatta "Demet Akalın'ın eşyaları o zaman evdeki çalışan kadın tarafından kapıya atıldı" dedi. Demet Şener de “artık susmak yok” dedi. Konuştu… "Yayın ilkelerine uymak zorunda olduğunuz bir şeyi araştırmadan, sadece duyumlarla birilerinin maşaları olarak söylenen sözlerin, özellikle Ece Erken tarafından hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını şerefim üzerine yemin ederek söylüyorum." dedi.Üstelik Ece Erken’nin “Demet Akalın’ın eşyalarını, Demet Şener attı” dediğini düşünerek, yanlış bilgi ile konuşması komikti. Biraz araştırmalı canlı yayına çıkıp savunacaksan kendini. Kimsenin hafızasının silinmediğini bilmeli. Bundan yıllar önce “bir adaşım var, onu da dövceem” diyen Demet Akalın’ı kimse unutmadı. Tüm gerçekleri detayları ile tabii ki yaşayanlar biliyor. Bilmediğimiz, konuşulmayan daha neler yaşanmıştır. Ama bazı olanları da ne yapsak değiştiremeyiz. Aradan yıllar geçmiş. Doğrusu yanlışı çok şey yaşanmış. Her iki kadın da anne olmuş. Her ikisi için de eminim çok şey değişmiştir. Tekrar ortalığı alevlendirmek Demet Şener için çok saçma bir hareket oldu. O dönemi hatırlayan çok kişi tabii ki sana yorum yapacak. Fanlar tabii ki saldıracak. Sosyal medyada yorumcu kaynıyor. Linç ekibi hazır. Bunu herkesten daha iyi biliyor olman gerekiyor.
Benim anlamadığım tekrar edilmediği sürece hepimiz hatalar yapabiliriz. Susamıyorsan, neden inkar? Bazen de günah çıkartmalıyız.
Dejavu!
Yıl 2000, Siren Ertan o dönem Ercan Canmutlu ile evli. Çifte bir gün bir davetiye gidiyor. Davet, Tanganika'nın kralının taç giyme töreni. Çift ülkenin, İstanbul Fahri Konsolosluğu tarafından çağrıldıkları için resepsiyona uygun giyiniyorlar. Maçka’daki 5 yıldızlı otele gidiyorlar. Her şeyin düzmece olduğunu anladıklarında ise vakit çok geç. Fotoğrafları çekilmiş. Haber çoktan yayılıyor. Cemi cümle ve sosyeteye, bu hayali krallığı ve baloyu uzun zaman konuşmuştu.
Bu olayın üstünden tam 18 yıl geçiyor, bir dizi çekiliyor. Başrollerini Şevval Sam, Talat Bulut ve Eda Ece paylaşıyor. Adı “Yasak Elma”. Dizi yoğun ilgi görüyor. Konusu gereği sosyete tarafından da yakından takip ediliyor. Dizinin bir bölümde çekilen sahneler ise nedendir bilinmez bu olaya tıpa tıp benziyor. İzleyenlerinde akıllarına 2000 yılında yaşanan sahte davet krizini getiriyor. Ve tabii ki Siren Ertan'ı. Kulaktan kulağa dolaşanlara dedikodulara göre bu konu Ertan'ı bir hayli kızdırmış.
İşin aslı astarı; kim olsa bu trajikomik hikayenin yıllar sonra tekrar hatırlanmasını istemez. Bir diziye konu olmasını hayal bile edemem. Tekrar geçmiş olsun Siren Ertan.