Kendimi ve sevdiklerimi iyi hissettirmek için elimden ne gelirse yapacağım.
Evlerimize kapandık.
#evdekaltürkiye söylemine harfiyen uymak zorundayız.
Hayat bazen ışığın değerini anlatmak için perdelerimizi kapattırır.
Hayat bazen, açlıktan ölen çocukların sayısını sadece rakam ile takip ederken, ölümün çok yakın olduğunu anlatır.
Hayat bazen sayı ile şu kadar şehitlerimiz var derken hayat devam ediyor paylaşımları yaparken, umurun olmazken, ölüme yürümenin aslında ne kadar zor bir şey olduğunu anlatır.
Can senin canın olunca kıymeti farklı mı? Farklı.
Can çok kıymetli işte şu anda gece gündüz anlatıyorlar, anlıyoruz.
Ve hepimiz çok korkuyoruz.
Ölüm hepimiz için zamansızdır.
Can çok tatlıdır, her ölüm erkendir.
95 yaşında adam öleceğini anladığında "Hay Allah'ım yapacak daha çok işim vardı" der.
Şu anda madem perdeler kapalı, ışıksız öyle değil mi?
O zaman, bilirsiniz birkaç dakika sonra karanlığa gözler alışır, biz de karanlıkların ne kadar çirkinlikleri örttüğünü anlayalım.
Faydası olacaktır kuşkusuz.
Herkes ihmal ettiği, iyi davranmadığı, hatır gönül sormadığı, saymadığı aile kıymetini bilmediğini, daha iyi anlar, kim bilir?
Ve o telefonundan kafasını kaldırmayan hepimiz, artık sohbet edip, moral vermek, sevgiyi paylaşmak duygusuna girebiliriz.
Aylardır yıllardır bi kaveeee içelim diye sözleşen, telefonu kapatır kapatmaz unutan arkadaşlıklar, keşke kahve içseydik, nasıl acaba diye birbirimizi merak ettiğimiz günlere dönerler, kim bilir?
Ne garip tuhaf bir virüsün bize ettiklerine bak, yabancılardan uzak dur, ailene yakın ol.
Hep söylerlerdi, bazen "durmak" lazım.
Şimdi hep beraber durduk, belki hayatımıza çeki düzen veririz, şu nefessiz kalarak ölümün tehdit ettiği dünyada, kimseyi acıtmamayı, incitmemeli, kötülük etmemeyi anlarız.
Ölüm açık havada bile bir insanın öksürüğüne korku salmışken, ruhlarımız hapis olmuşken, İnsanları linç etmemeyi, ettiklerimizden pişman olmayı, öğreniriz belki.
Hayatımızı temize çekmek zamanı.
Bir nefes çok önemli, nefesinizi iyi şeylere harcayalım.
Allah da nerede varmış diyenlerin ve hepimizin Allah'ım bizi koru diye dua etme zamanı.
Bol bol dua edin.
Hayat dışarıda durmuş olabilir, ama evimizdeki hayatı, çarpan kalbimizdeki hayatı yaşamalıyız.
Haydi saksıdaki çiçekler dahil birbirimizi sevme zamanı.
Ha gayret geçecek bu günler.
... Dünyaca ünlü kalp doktoru, televizyon yıldızı Mehmet Öz kız kardeşine miras davası açmış.
Kız kardeşinin banka hesaplarına ve taşınmaz mallarına tedbir kararı aldırmış.
Konu ne?
Babası vasiyet yazmış ve Yeniköy’de bahçeli, 492 metre kare lüks evini kızı Suna Nazlı Öz'e bırakmış.
Doktor Öz olmazzz demiş, itiraz etmiş şimdi avukatlar devrede.
Haberi yapan gazeteci arkadaş eksik bilgi ile yazmış, o ev denize sıfır, Yeniköy'ün en şahane yalısı.
Çok o para yani.
Baba Mustafa, oğlum Amerika'da çok zengin, bu kızıma kalsın diye ayırım yapmış besbelli.
Ama inanın o yalıyı kimse kimseye bırakmaz ne karındaşlık ne kardeşlik yetmez.
Adam zaten tam Amerikalı olmuş, karısı Amerikalı, kızları tek kelime Türkçe bilmiyor.
Yani kötü bir şey söylemiyorum yani adamdan duygusal anlamda bir şey beklemeyin diyorum.
Kız erkek ayırımını asla anlayamaz diyorum.
Ve haksızlık ediyorum.
Sanki bizler de çok duygusallık kalmış gibi.
Ben de olsam erkek kardeşim hariç hiçbirine, bırakmazdım.
...Zor günlerden geçiyoruz.
Ana yazımda yazdığım gibi kendimizi temize çekme zamanı.
Tek çizgili defterime yazdım.
Nasılsın demeden video gönderenlerin videolarını asla seyretmeyeceğim.
Ses kayıt bantları asla açmayacağım
Bugünlerde hatır sormayanların, sonraları hatırlarını zaten bilmeyeceğim.
Instagramdan, dm’den gelen "ahh Funda hanım ölüm daha çokmuş saklıyorlar" paranoyalarını engelleyeceğim.
Siyasi anlam yükleyen tek foto, tek cümle görmeyeceğim.
Evde kalacağım.
Hep penceremi açıp hava alacağım.
Temizlik yapacağım.
Sebze yiyeceğim.
Kendimi ve sevdiklerimi iyi hissettirmek için elimden ne gelirse yapacağım.
Bol bol dua edeceğim.
Bol bol yaz hayali kuracağım.
Hayat güzeldir diyeceğim.
Nokta.