İran'da son sözü daima Ruhani lider Ali Hamaney söyler.
“Şişman kadın şarkı söylemeden perde kapanmaz” diye bir deyim vardır. Opera gibi sahne gösterilerinde assolistin mutlaka oyunun bitimine yakın solo bir performans göstereceğini anlatır. Aslında en önemli kişinin, son sözü söyleyeceğini belirtmek için kullanılır.
İşte İran’da sokaklar karıştı haberlerini bu gözle takip etmelisiniz. İran’da son sözü daima Ruhani lider Ali Hamaney söyler.
Çünkü hem dini hem de siyasi olarak çok ama çok önemli bir konumdadır.
İran halkı ekonomik olarak sıkıntı çekiyor. Belli ki bazı şeylerden fazlasıyla şikayetçiler. Bir anda birçok şehirde sokaklara dökülüyorlar. Rejimin “Amerika ve İsrail komplosu” diyerek kendi halkına haksızlık ediyor. Eğer Amerika ve İsrail, İran içinde bu kadar kişiyi organize edebiliyorsa zaten geçmiş olsun.
Ali Hamaney şimdiye kadar uyarı niteliğinde bir açıklama yaptı. Ama sözlerini sertleştirdiğinde sokakların çok kanlı bir şekilde bastırılacağı muhakkak.
Lidersiz bir hareket olarak gelişen bu protestolar her ne kadar geniş taban bulsa da elinde kendi ordusu bulunan, “Yanılmaz” kabul edilen lider tam olarak sahaya çıktığında yenilmeye mahkûm.
Trump’a biri “Al diyetini” diyecek mi?
Amerika Başkanı Trump işe başlar başlamaz önce NATO için yaptıkları ödemelerin yüksekliğinden başladı. Ardından Filistin’i üye kabul ettiği için UNESCO’dan ayrıldı. Para vermeyeceğini söyledi.
Daha sonra Birleşmiş Milletler’deki oylama öncesi herkesi para ile tehdit etti. Ve dediğini de yaptı. Birleşmiş Milletler’e yaptığı ödemeden 200 küsur milyon dolar kesti.
Şimdi de Pakistan’a kafayı takmış. Çok fazla yardım yaptıklarını, verdikleri bu paranın bir işe yaramadığını açıkladı. Dünyaya Twitter’dan nizâmat veriyor.
Trump bir iş adamı. Kendi şirketlerini nasıl yönetiyorsa dünyayı da öyle yönetmeye çalışıyor. Ama karşısında ne ünlü şovundaki gibi “Kovuldun” dediğinde oyundan çıkan gençler ne de verdiği emri sorgulamadan yerine getiren profesyonel yöneticiler var. Karşısındakilerin her biri bağımsız uluslar ve onların liderleri.
Trump’un bu tavrı bana Ömer Seyfettin’in ünlü hikayesi Diyet’i hatırlattı. Hani Koca Ali’nin “Al diyetini” diyerek kolunu kesip atması gibi. Acaba ilk hangi ülke “Para vermezsen verme” diyecek.