Dünyada yeni bir dönemin başlangıcı sayılan Fransız İhtilal ateşi, tüm olmaz demelere ve Amerikalı tüm ünlülerin/zenginlerin/derin lobilerin karşıtlığına rağmen bu kez Donald Trump için yakıldı…
Demokrat Orjinli ABD, Cumhuriyetçi Trump şokunu kolay kolay atlatamaz diye düşünüyorum çünkü mevzu ABD ile birlikte ABD limanlarına demirli dünya meselelerinin ve bu meselelere kilitli ülkelerin de mevzusu. Hatta ve hatta dünya sahnesinin perde arkası olan Uzay’ın da meselesi!
Misal Obama’nın başlattığı Ortadoğu revizyonları, dünyanın kutuplaşmasına dair denklemler, Avrupa’nın sopasını bundan sonra hangi şartlarda kimin sallayacağı, dünyanın en ücra noktalarına kadar fonlanan büyüklü küçüklü sivil toplum kuruluşları, sermaye devleri, Rusya-Ukrayna Savaşı, BRICS, NATO, Dünya Sağlık Örgütü, BM, UNESCO ve daha nicesi ABD’deki sistem değişikliğinden nasibini alacaktır diye düşünüyorum. Çünkü Trump, aday olmasını ve seçilmesini engelleyen bunca badireye boşuna göğüs germedi.
Yıllardır yazıp dile getirdiğim; halkın siyasete ve siyasetçiye karşı sergilediği güvensizlik-sevgisizlik-bıkkınlık durumları ideolojik yönetim anlayışlarının çöküşü oldu. İdeolojinin bittiği yerde dini argümanları sunmayı düşünen siyasetçiler, din ve mezhep ayrılıklarının toplumlar üzerindeki etkisini çoktan kaybettiğini gördü. Din yerini, salt inançsızlık ve deizm arasında tuhaf bir yere bıraktı gitti ŞİMDİLİK! Şimdilik diyorum zira “dinlerin etkisini yaratmak için” yeni bir felsefi yaklaşım etrafında toparlanabilir her an insanlık.
O halde mevcut dünya toplumlarının psikolojisine şu an için sunulacak tek yönetim biçimi “CEO Yönetim Anlayışı”.
Refahı, istihdamı, kazancı, huzuru, güvenliği ve “sadece kendini gözeten” bu anlayışın ilk CEO Başkanı da Donald Trump oldu.
Evet CEO Yönetim anlayışının tuttuğunu görüyoruz çünkü Trump seçim propagandasını “önce biz önce Amerika” temellerinde yürüttü ve binbir renk-dil-din-ırka sahip “modifiye halk” profilindeki ABD vatandaşları bu cümleyi çok severek peşine düştü.
Trump’ın tüm göçmen karşıtı duruşuna rağmen Afrikalı, Meksikalı, Avrupalı, Türk ve daha onlarca ülke kökenli Amerikalılar “ABD ve Biz” temasında buluştu. Sizce neden?
Yukarıda da belirttiğim gibi toplumlar etnik, dini, ideolojik kimliklerinden sıyrılarak “ülkeye/vatana aidiyet ve önce biz” noktasında buluştu. Almanya’ya onlarca yıl önce göçmen olarak giden Türklerin zamanla Almanya’ya aidiyet hissetmeleri ve kendisinden sonra gelenleri göçmen-mülteci-suçlu-sorunlu-kazancına ortak işsiz olarak adledip istememesi gibi bir durum bu.
Donald Trump’a her kesimin oy vermesinin temelinde de bu vardı.
CEO Yönetim anlayışlarının aleni ilk örneği olan Donald Trump bıkmış, yorgun, tepkili halkın da desteğini alarak ABD’nin yeni başkanı oldu olmasına da “ABD Derin Lobisini” bilenler temkinli bekleyişini bir süre daha devam ettirecektir çünkü dediğim gibi “ABD limanına ne meseleler ne ülkeler demirli” ve bunların belki de çoğunun iptali ya da Trump’a göre revizyonu söz konusu!
Yüzlerce/onlarca yıllık projelerin iptaline yada yol değiştirmesine izin verir mi Derin Lobi? Bekleyip göreceğiz.
Özetle benim mevcut iklimden çıkardığım 3 sonuç var:
a) Çok zayıf bir ihtimal olsa da, Trump ile tokalaşıp bundan sonra sen ne dersen o diyerek sil baştana gidecek “Derin Lobi”.
b) “Derin Lobinin” menfaatler/kazanımlar merkezine ikna edilerek Trump’ın da dahil edilmesi ve yola devam edilmesi.
c) Hiçbir şekilde ikna edilemezse, “Derin Lobinin” Trump’ı oyun dışı bırakma planları.