Ekonomi 15.11.2019 09:03 Güncelleme: 15.11.2019 13:52

Yatırımcının gözü Turkcell'de

Finans merkezi Londra'da gelecek 3 yıllık hedeflerini paylaşan Turkcell'in toplantısını 100'e yakın yatırımcı ve analist yakından takip etti. Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, şirketin, 25'inci yılını kutladığı 2019'un dokuz aylık dönemini başarıyla tamamladığını anlatarak, gelecek üç yıl boyunca hem operasyonel hem de finansal açıdan güç kazanmaya devam edeceklerini söyledi.
Yatırımcının gözü Turkcell'de

Gülay YÜCEL - LONDRA - Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, Turkcell'in gelecek üç yıllık döneme ilişkin hedeflerini, Londra'da uluslararası yatırımcılara yönelik düzenlediği toplantının ardından bir araya geldiği aralarında YeniBirlik Haber Müdürü Gülay Yücel'in de bulunduğu gazetecilere duyurdu.

Şirketin, 25'inci yılını kutladığı 2019'un dokuz aylık dönemini başarıyla tamamladığını anlatan Erkan, gelecek üç yıl boyunca hem operasyonel hem de finansal açıdan güç kazanmaya devam edeceklerini söyledi.

Erkan, üç yıllık dönemde gelir büyüme hedefini yüzde 13-16 aralığında belirlediklerini aktararak, faiz, amortisman ve vergi öncesi kar (FAVÖK) marjı hedefini ise yüzde 39-42 aralığına çıkardıklarını bildirdi.

Turkcell'in 2022 sonuna kadar olan üç yılda her yıl 1 milyon yeni müşteri kazanmayı hedeflediği bilgisini veren Erkan, "Stratejik öncelik olarak belirlediğimiz dijital ödeme hizmetleri ve dijital iş çözümleri alanlarında da pazar lideri olmayı hedefliyoruz." diye konuştu.

"Müşteriyi odağa alarak hedeflerimizi daha ileriye taşıyacağız"
Murat Erkan, Turkcell'in müşterileriyle birlikte güçlenerek büyümeyi sürdüreceğini belirterek, "Müşteriyi odağa alarak gözden geçirdiğimiz yeni stratejimiz önümüzdeki dönemde de gücümüze güç katacak." dedi.

Erkan, 25'inci yıllarını kutladıkları 2019'a güçlü bir başlangıç yaptıklarına işaret ederek, "Kasım ayının başında Ankara’da yaptığımız toplantı ile yılın 9 ayındaki başarılı sonuçlarımızı duyurmuştuk. Şimdi de bu güçlü finansal ve operasyonel sonuçlarımızı ortaya koyduğumuz yeni üç yıllık stratejik planımızla devam ettireceğimizin sözünü veriyoruz. 2022 yılında gerek operasyonel gerekse finansal anlamda daha güçlü bir Turkcell olacak. Ortaya koyduğumuz güçlü hedeflerimiz sayesinde dünyanın ilgisini çekmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Turkcell'in yaptığı yatırımlar sayesinde dünyanın en güçlü teknolojik altyapılarından birine sahip operatör olarak örnek gösterildiğini vurgulayan Erkan, şunları kaydetti:

"Türkiye'de en geniş frekans üzerinde işleyen en güçlü mobil şebekeye sahip operatörüz. Üstün kalitede hizmet vermemizi sağlayan 45 bin kilometre uçtan uca fiber altyapımız ve dünya standartlarındaki veri merkezlerimiz ile ülkemizin teknolojik dönüşümünde öncü rol oynuyoruz. Turkcell üstün teknolojik altyapısı için son 5 yılda o günkü kurlarla hesaplandığında 8 milyar doların üzerinde yatırım yaptı. Gelecek 3 yılda da 3 milyar doların üzerinde yatırım yapmayı planlıyoruz. 2014'ten bu yana ise yine o yıllardaki kurlarla hesaplandığında 11 milyar dolardan fazla vergi katkısı sağladık."

"Hem yatırım yaptık hem de yatırımcımıza kazandırdık"
Erkan, Turkcell'in bir yandan bu yatırımları yaparken diğer yandan da hissedarlarına kazandırmaya devam ettiğini aktararak, "2010'dan bu yana hissedarlarımıza yaklaşık 3 milyar dolar temettü dağıttık. Böylece neredeyse Borsa İstanbul'da 30 endeksinde işlem gören ortalama bir şirket kadar değeri hissedarlarımızla paylaşmış olduk. Önümüzdeki dönemde de yatırımcılarımıza kazandırmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Bu yılın başında tech-fin, dijital iş çözümleri ve dijital servisler olmak üzere üç stratejik odak alanı belirlediklerini anımsatan Erkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Turkcell Dijital İş Çözümleri ve Paycell markasıyla hizmet veren Turkcell Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri şirketimiz önümüzdeki dönemde Turkcell’in büyümesine katkı sağlayacak iki önemli iştirakimiz olacak. Teknoloji ile finansı buluşturduğumuz tech-fin alanındaki markalarımız Paycell Türkiye’nin en çok tercih edilen yeni nesil ödeme platformu haline gelecek. 2022 yılında Paycell ile aylık ortalama 17 milyon kişi ödeme yapacak. Böylece bu alanda 41 milyar liralık bir işlem hacmine ulaşılacak. Bir diğer odak alanımız olan Dijital İş Çözümleri şirketimizle dijital entegrasyon pazarında sektörün lideri olmayı hedefliyoruz. Yenilikçi yaklaşımla sunmaya başladığımız hizmetlerimiz sayesinde sayıları 3 milyonu aşan ticari kuruluşa uçtan uca dijitalleşme hizmetleri sunarak rekabette önde olmalarını sağlayacağız."

"Dijital servislerimizin gelirini 2,5 kat artıracağız"
Erkan, Turkcell'in dijital servilerinin gün geçtikçe büyüdüğünü kaydederek, "Üç yıllık stratejik planımızın en önemli odaklarından biri de şu an tüm dünya çapında kullanılan yerli ve milli dijital uygulamalarımızın daha da yaygınlaşmasını sağlamak." dedi.

Erkan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu alanda geldiğimiz noktayı göstermek adına birkaç çarpıcı detay vermek gerekirse; BiP'ten gönderilen mesaj sayısı 2016'da aylık 223 milyon iken bugün tam 106 kat artarak 24 milyara ulaştı. Yine 2016'da TV+ izleme için harcanan data 600 bin GB iken bugün 22 kat artarak 13 milyon gigabayta yükseldi. Fizy ile dinlenen şarkı sayısı ise 92 milyondan 612 milyona geldi. Bu rakamlar bizi cesaretlendiriyor. Dijital uygulamalarımıza yatırım yapmaya devam ederek bu alanda elde ettiğimiz tekil gelirleri de üç yılda 2,5 kat artıracağız."

Türkiye'de ilk ve tek olan ve mobil şebeke üzerinden fiber hızına internet sağlayan dijital ev çözümü Superbox'ta da gidecek çok yol olduğunu düşündüklerini dile getiren Erkan, yıl sonunda 300 bini aşması beklenen Superbox kullanıcı sayısını 2022 sonuna kadar 2,5 kat artırmayı hedeflediklerini vurguladı.

"Turkcell'i yakından takip eden analistlerle bir araya geldik"
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Turkcell Genel Müdürü Erkan, yabancı yatırımcılarla bir araya geldikleri toplantının birinci bölümünde Turkcell'e yatırım yapan ve yakından takip eden analistlerle bir araya geldiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birincisi, bizim gibi dünyaya açık, örneğin New York Borsası’na kote şirketler için şeffaflık çok önemli. Özellikle hedeflerimizi, planlarımızı iyi anlatmamız lazım. İkinci önemli konu da şu; ben mart ayı itibarıyla Turkcell’e genel müdür oldum. İlk yaptığımız iş, bir stratejik plan üzerinde çalışmak oldu. Ekiple bir araya geldik ve aşağıdan yukarıya giden bir metodoloji takip ettik. Çalışanlarımızla, yöneticilerimizle, sonra da şirketi yöneten genel müdür yardımcılarımızla bir strateji oluşturduk. Bu stratejiyi yönetim kurulumuza sunduk ve onların da onayını aldıktan sonra beklenti içinde olan analistlere de önümüzdeki üç yılın hem finansal hem operasyonel hem de stratejik konuları hakkında bilgilendirme yaptık. Şirketin genel müdürü olarak ilk defa karşılarına çıktım ve 'Turkcell önümüzdeki üç yıl iyi işler yapan, ayakları yere basan, yatırım için doğru şirkettir' mesajını verdik."

Blockchain konusunda yatırım yaptıklarını çünkü işlerinin her noktasında kullanabildikleri çok fonksiyonel bir teknoloji olduğunu vurgulayan Erkan, "Örneğin faturalarını ödemeyen müşterilerin bilgisini bu teknolojiyi kullanarak diğer operatörlerle paylaşmaya başladık. Operatörler birbirleriyle bilgi paylaşmadığından operatörleri dolaşarak hiç para ödemeden hayatını sürdürenler olabiliyor. Biz bu noktada başka verilerin görülmediği bir sistemi blockchainle hayata geçirdik ve üç operatör olarak fatura ödemeyen müşteri oranını ciddi oranda aşağıya çektik." değerlendirmelerinde bulundu.

"Depremde iletişimin kesilmesi konusunu tekrar değerlendirmek lazım"
Erkan, yatırımlarını ağırlıklı olarak fiber, teknoloji, veri merkezi, siber güvenlik gibi alanlara yapacakları aktararak, "Altyapıyı hazırlamak dışında 5G ile ilgili planımız yok. Onun da aslında yatırımda çok büyük etkisi olacağını düşünmüyoruz çünkü 5G’nin bölgesel olarak daha yoğun kullanılacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla yatırımın bir 4G kadar ağır olmamasını bekliyoruz." diye konuştu.

Erkan, veri merkezlerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Cumhurbaşkanlığı'nın temmuz ayında yayımlanan bir kararnamesi var. Buna göre Türkiye'deki veri Türkiye'de kalmalı. Kamu kuruluşlarının, Türkiye'de yatırım yapan şirketlerin kendileri yapmak yerine Türkiye'de var olan veri merkezlerini kullanması gerekiyor. Dolayısıyla kamu bu konuda Cumhurbaşkanlığı nezdinde önemli bir adım attı. Özel sektör de bunu anladı. Bununla şunu demek istiyorum: Şu anda veri merkezlerimizin dünya standartlarında sertifikasyonu var.

Bir örnek vereyim. Ankara'daki veri merkezi yangın çıktığı takdirde iki saat kendini koruyabilecek teknolojilerle donatılmış. Benzer şekilde işin dijital tarafında da her türlü güvenlik operasyon merkezleri, güvenlik merkezleri hepsini barındırıyor ve kullanıyor. Dolayısıyla bu işi inşaatçı işi olsaydı biz zaten yapmazdık. Biz inşaatçı değiliz. Hiç inşaat yapmadık. Bir fiber altyapıya 'inşaat' derseniz onu da toprağı kazıp yaparlar. İnşaatçı bile değil taşeronları yapar. Bizim inşaatçı olmadığımız ortada. Bazı firmalar böyle sanıyorsa, bunu inşaat sanıyorsa, çok yakında anlar inşaat olmadığını."

Depremin olduğu anda ses şebekesine çok yoğun yüklenilmesinin doğal bir durum olduğuna işaret eden Erkan, şunları söyledi:

"Ama iletişimin kesilmesi konusunu tekrar değerlendirmek lazım. Deprem olduğu andan itibaren BiP iletişim platformumuz, SMS iletişim platformumuz veya uluslararası haberleşme platformları bizim şebekemizi kullanarak iletişimi gerçekleştiriyor. Ses şebekesine olan talep o an için 30 kat arttı. Bunun önceliklendirme sırası var, 25-30 dakika vakit alıyor. Deprem olduğunda baz istasyonlarını kaybetmedik. Bu konuda gece gündüz çalışıyoruz. Kamu ve AFAD ile iş birliği içindeyiz. BiP'te çok yeni bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz, bunu da yakın zamanda lanse edeceğiz. Bu tür anlarda -sadece deprem değil- en sevdiğimiz, en çok ulaşmak istediğimiz 10 kişiye otomatik olarak mesaj atabileceğimiz, mesajla bilgi paylaşabileceğimiz ve lokasyon bilgisini gönderebileceğimiz bir platform geliştiriyoruz: Acil durum butonu. Bunu çok hızlı bir şekilde çözeceğiz."

Erkan, son dönemde kendi performanslarıyla da beraber abone kazanımı konusunda ivmelendiklerine işaret ederek, "Rakam vermek istemiyorum ama depremden sonra rakipten bize gelen müşteri adedinde artış gördük. Ama bizim kendi performansımızın da bunda etkisi var. Verdiğimiz doğru tepkilerin, doğru servislerin, müşterinin bizimle çalışması konusundaki yaklaşımımızın etkisi var. Ama o döneme özel bir artış olduğunu söyleyebilirim." bilgisini verdi.

• Fiberle ilgili yeni yatırım

12 yıl önce Turkcell’e başladığım zaman 0 kilometre fiber vardı. Bugün 45 bin kilometre var. Fiber çok önemli ama Türkiye’nin fiber ihtiyacını karşılamak için 15 milyar dolar lazım. Bunun yerine ortak bir fiber şebeke kurar ve servislerde rekabet edersek rakam 3-4 milyar dolarlara düşüyor. Bu, 10 milyar doların ülkede kalması demek. Bu kalanı Türkiye’nin faydasına başka işler için kullanabiliriz. Örneğin Türkiye’nin kendi otomobilini yapması için 3-4 milyar dolar gerekiyor. Yerin altına yapılan yatırım çok kritik değil. Yerin üstündeki servisler hizmetler daha kritik. Yatırımdan kaçmıyoruz ama doğrusu ortak yapmamız.
Biz iki-üç yıldır Türkiye’de fiber yatırımlar konusunda çok net olarak el frenini çektik. Yaklaşık 1,5-2 yıl önce bir çalışma oldu, ortak paylaşım protokolü imzaladık. Tören yaptık, fotoğraflar çektirdik ama o günden bugüne neredeyse 1 metre yeni fiber altyapısı olmadı. Şimdi yeni bir çalışma var. Açıkçası ben de en az sizin kadar merakla bekliyorum. Türkiye’de fiber çok değerli. Çok şeffaf bir şekilde kamuoyunun önünde tartışmalı ve hızlıca yol almalıyız. 

• Paycell’İn günlük hayatta kullanımı ne zaman hayata geçer?
Paycell ile günlük hayata çok kadar yakınız ki artık. Örneğin şimdi Paycell ile İstanbul Kart’ı entegre ediyoruz. Paye yemek kartımız var, PTT ve Belbim ile ortak hayata geçirdiğimiz. Artık yemek kartımız ve İstanbul Kart aynı kart üzerinde çalışabiliyor. Şimdi yavaş yavaş bunu QR kodla ödemeye taşıyoruz. Yani telefonu göstererek geçme, telefon operatörü üzerinden faturalandırma gibi. Mesela gittiniz dört tane simit aldınız; telefonunuzu göstereceksiniz, faturanıza yansıyacak. Bunun gibi birçok ödeme yöntemini de sistemin içine geçireceğiz. Bu çok kısa zaman içinde olacak. Düzenlemeler konusunda şu anda kanunlar TBMM’de. Oradan çıktıktan sonra bu POS konusunda değişimleri de sistemimize adapte edeceğiz.

• Yerli otomobilde son durum nedir?
Yerli otomobil işine çok inanıyorum. Sebebi de şu; artık 2030 yılına kadar 50 milyon elektrikli araç olacak dünyada. Artık otomobil işi elektrikliye doğru kayıyor. Böyle endüstriyel devrimler fırsatları da yanında getirir. Bizim de elektrikli otomobil işinde olma sebebimiz de bu anlarda işin sorumluluğunu almak. Bu yeni dönem müthiş bir ekosistem ortaya çıkaracak. Bir örnek vermek gerekirse, Apple da aslında bir telefon gibi çıktı ama bir devrimdi o. Öyle bir ekosistem ortaya çıkardı ki bir anda uygulama dünyası inanılmaz zenginleşti. Müzik üretenler, içerik üretenler, herkes o değişimden dönüşümden payını aldı. Biz de diyoruz ki elektrikli otomobil işi de böyle bir şey. Yeni bir ekosistem yaratacak. Turkcell de orada lider olacak. Elektrik istasyonlarının yönetiminden eğlence sistemlerine, sürücüsüz arabalardan makinelerin iletişimine kadar birçok alanda biz öne çıkacağız.

• Hizmet ihracatında Turkcell’in yeri ne olacak?
Bizim Hollanda’da kurduğumuz Lifecell Ventures şirketimiz var. Hizmet ihracatımızın, servislerimizin ihracatını ağırlıklı bu firma üzerinden yürütüyoruz. Bugüne kadar 38 ülkeye hizmet ihraç ettik. Bu ülkelerin sayısını artıracağız, sayısını artırdığımız gibi volümünü de artırmayı planlıyoruz önümüzdeki üç yılda. 38 ülke şu anda Turkcell’in hizmetlerini oradaki operatörler kullanıyorlar, kullanmaya da devam edecekler. Gelir bilgisini henüz paylaşamıyorum, çünkü daha yolun başındayız. Belli bir hacme ulaştıktan sonra paylaşacağız. Ama çok net söyleyeyim, bu bizim önemli yatırım stratejilerimizin içinde önemli bir parça.