Siyaset - Politika 19.06.2018 11:26 Güncelleme: 19.06.2018 14:55

"Türkiye Alternatifsiz Değildir"

Başbakan Binali Yıldırım, ABD Senatosu'nun F-35 kararına ilişkin, "Türkiye alternatifsiz değildir. Kendi tedbirimizi alıyoruz. Esef verici, stratejik, müttefiklik ruhuna aykırı." dedi.
"Türkiye Alternatifsiz Değildir"

Başbakan Binali Yıldırım, İzmir'de basın kurumlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Bir gazetecinin ABD Senatosu'nun F-35 kararına ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Türkiye alternatifsiz değildir. Kendi tedbirimizi alıyoruz. Savunma sanayinde milli ve yerliliğe hız verdik. Ambargo, savunmada zafiyete neden olmaz. Esef verici, stratejik, müttefiklik ruhuna aykırı." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin terörle mücadelesine değinen Yıldırım, FETÖ'ün darbe girişiminden sonra terörle mücadelede bir konsept değişikliğine gittiklerini, FETÖ ile PKK'nın darbe girişimine de birlikte çalıştığını gördüklerini bildirdi.

Terörle artık taarruz esasına göre mücadele edildiğini vurgulayan Yıldırım, devletin hakimiyetinin ülkenin topraklarının her karışında olduğunu ancak özellikle ABD'nin YPG/PYD unsurlarını DEAŞ'la mücadele için donatmasının, onlara ciddi anlamda modern ağır silahlar vermesinin, bu silahların da Kuzey Irak alanında PKK'ya aktarılmasının orada işi zorlaştırdığını belirtti.

Başbakan Yıldırım, bunun üstesinden gelmek için önce Suriye alanında 250 kilometrelik bir sınır alanını Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'yla terörden temizlediklerini, darbeden çıkmış bir ordunun tekrar toparlanıp iki süper güç arasına kılıç gibi girmesinin çok başarılacak bir iş olmadığını ancak zoru başardıklarını ifade etti. Yıldırım, bunu da büyük bir titizlikle yaptıklarını aktardı.

Yıldırım, şöyle devam etti:

"Diğerlerinin yaptığı gibi sivil terörist demeden dünyayı başlarına yıkmadık. Adeta iğneyle kuyu kazar gibi şehitler vermek pahasına hiçbir sivilin zarar görmemesi için çok büyük çaba gösterdik ve bunu da bütün dünya takdir ediyor. Yoksa hiç kimse bu kadar suskun olmazdı." 

Şu anda Münbiç etrafında Türk ve ABD askerlerinin devriye görevi yaptıklarını, şimdilik takvimin doğru gittiğini ve sıkıntı görünmediğine değinen Yıldırım, terör saldırılarını mahallinde durdurmak için Kandil'e de operasyon yapıldığına dikkati çekti.

Kimsenin toprağında gözlerinin olmadığını belirten Yıldırım, "Kendi bölgemizi, insanımızı korumak için tedbir alıyoruz." dedi.

Tel Rıfat bölgesine yönelik bir soru üzerine Yıldırım, buranın küçük bir bölge olduğunu, orada hassas durumların söz konusu olduğunu, Ruslar ve rejim güçlerinin bulunduğunu, soğukkanlı hareket edilmesi gerektiğini bildirdi.

Başbakan Yıldırım, bölgede istikrarın sürdürülebilir hale gelmesi yine aynı çözümün bulunması konusunda Rusya-İran-Türkiye'nin koordinasyon içerisinde çalıştığına işaret ederek, bu çerçevede görüşmelerin sürdüğünü kaydetti.

"Söylediğiyle yaptığı birbiriyle uyuşmuyor"

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin ilk işinin, Edirne cezaevinde Kobani olaylarının baş sorumlusu Selahattin Demirtaş olmaması gerektiğini belirten Yıldırım, "HDP, PKK'nın esaretinden kurtulmadıkça Türkiye siyasetine ve Türkiye'nin geleceğine vereceği hiçbir şey yok. HDP ile iş birliği yapanları milletin takdirine bırakıyoruz. CHP'yi yıllarca sırtında taşıyan İzmirlilerin takdirine bırakıyorum. 'Herkesin cumhurbaşkanıyım' demek terörü cesaretlendirenlerle kol kola gitmekle olmaz." ifadelerini kullandı. 

Kurdaki dalgalanmalara da değinen Yıldırım, bunun ağırlıklı olarak dış gelişmelerden kaynaklandığını bildirdi.

"Tedbirlerimizi aldık bir sıkıntımız yok"

Yıldırım, Avrupa Merkez Bankası ve Amerika Merkez Bankasının faiz artırdığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Faiz artırımının amacı ne? Dışarıdaki fonları geri getirmek. 'Burada yatırım yapın dışarıda yapmayın' diyorlar. Ondan beri de tüm gelişmekte olan ülkelerde bir döviz kurunda dalgalanma var, milli paraların dolar karşısında değer kaybı var. İkincisi petrol fiyatları son bir yılda yüzde 60'ın üzerinde arttı. Biz petrolde dışa bağımlı bir ülkeyiz. İthalatla büyümemizi sürdürüyoruz. Bunlar bizim dışımızda gelişen sebepler. Üçüncüsü de seçime 50 gün kala reyting kuruluşları gündemlerinde olmadığı halde Türkiye'yi izlemeye aldılar. Avrupa'da en iyi öz kaynak kredi oranı olan Türk bankalarının notunu düşürdüler. Bunlar seçim üzeri yapılan manipülatif operasyonlardır. Bunların da kısmen etkisi var ama genel olarak bu ayrışma sadece bizde değil bütün gelişmekte olan ülkelerde. Dolar ve avronun üzerine seçimi etkileme gayretlerinin dolaylı bir şekilde yapıldığını biliyoruz. Tahmin değil biliyoruz. Ama onlar etkili olmaz. Biz tedbirlerimizi aldık bir sıkıntımız yok."

"Çok makul fiyatlarla arabayı erişmiş olacaklar"

Başbakan Binali Yıldırım, yerli otomobille ilgili soruya şu cevabı verdi:

"Yerli otomobilin en önemli özelliği çevreci olması. Elektrikle çalıştığı için karbon salınımı olmayacak. Ciddi anlamda ithal bağımlılığını azaltacak. Yerli otomobili elde etmek kolay olacak. Satın alma maliyeti makul olacak. Arabalarda fiyatı artıran ÖTV'dir. Yüzde 70'e kadar çıkıyor. Dolayısıyla burada yerli enerji kullandığı için ÖTV meselesi de olmayacak. Çok makul fiyatlarla arabaya erişmiş olacaklar."