Dünya 10.10.2019 10:52 Güncelleme: 10.10.2019 11:57

Trump Suriye konusunda yalnız bırakıldı

ABD Başkanı Trump, Suriye kararının ardından kendisine en yakın senatörler de dahil olmak üzere Cumhuriyetçi Parti tarafından yalnız bırakıldı.
Trump Suriye konusunda yalnız bırakıldı

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'de Türkiye'nin operasyon alanından ABD askerlerini çekeceğine ve bu operasyonda taraf tutmayacağına yönelik açıklamasının ardından Washington'da zor bir süreçten geçiyor.

Bu açıklamanın ardından ülkede bir numaralı gündem maddesi olan Suriye konusu, Trump ile Washington elitleri arasındaki ayrışmayı bir kez daha gözler önüne serdi.

Graham en net ayrışan isim oldu

Son dönemde Trump'a en yakın Cumhuriyetçi isimlerden biri olan Senatör Lindsey Graham, Suriye kararından dolayı Trump'ı en sert şekilde eleştiren isim olarak öne çıktı.

YPG/PKK'lı teröristleri "ABD'nin DEAŞ'ı yenmesine yardım eden Kürt kuvvetler" olarak nitelendiren ve Trump'ın bu kararının "akıllıca olmadığını" savunan Graham, Türkiye'yi birkaç kez Suriye'ye girmesi durumunda "ağır bir bedel ödemekle" ve yaptırımla tehdit etti.

Cumhuriyetçi Partinin Senato çoğunluk lideri Mitch McConnell'ın da yazılı bir açıklamayla Suriye kararına karşı çıkması, Trump'ın partisi tarafından bu konuda yalnız bırakıldığının resmi oldu.

McConnell, pazartesi günü yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin Suriye'den çekilmesinin sadece Rusya, İran ve Beşşar Esed rejimine yarayacağını ileri sürerek bu hamlenin DEAŞ terör örgütünün de tekrar canlanmasına sebep olabileceğini savundu.

McConnell, "ABD Başkanı (Donald) Trump'a, DEAŞ ile mücadelenin devamlılığı ve NATO müttefikimiz Türkiye ile Suriyeli yerel ortaklarımız (YPG/PKK) arasında çatışmayı önlemek için Amerikan liderliğini kullanmaya çağırıyorum." ifadesini kullandı.

Graham ve McConnell'ın yanı sıra çok sayıda Cumhuriyetçi isim de Trump'ın Suriye kararını desteklemediğini dile getirdi.

Trump'a destek veren nadir Cumhuriyetçi senatörlerden biri Rand Paul oldu. Paul, Trump'ın "sonsuz savaşlardan geri çekilme" konusunda vaadini tutan tek ABD Başkanı olduğunu belirterek söz konusu karar için "cesur bir adım" değerlendirmesinde bulundu.

ABD basınının 1 numaralı gündem maddesi "Türkiye"

Öte yandan ABD basını da ilk günden bu yana Trump'ın söz konusu kararına karşı çıkan ve "Trump'ın Kürtlere ihanet ettiğini" savunan haberlerine devam ediyor.

Beyaz Saray'ın Erdoğan-Trump görüşmesi açıklaması, Trump'ın Erdoğan'ı 13 Kasım'da Beyaz Saray'da ağırlayacağını duyurması ve son olarak Erdoğan'ın Barış Pınarı Harekatı'nın başladığını duyurması ABD basınında birinci gündem maddesi haline geldi.

ABD'nin en önemli yayın organlarından CNN, Beyaz Saray açıklamasını duyururken, "Beyaz Saray, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine birlik göndereceğini ve ABD’nin bölgedeki askerlerini çekeceğini bildirdi" başlığını kullandı.

Haberde ayrıca Beyaz Saray’ın yaptığı açıklamanın, Trump’ın ikili görüşmelerine ilişkin diğer açıklamalarından farklı olduğuna dikkat çekildi.

Bu kararla ABD’nin “Türkiye’nin ABD destekli Kürt kuvvetlere saldırması için yeşil ışık” yaktığı belirtilen haberde, YPG/PKK’nın ABD’nin DEAŞ ile mücadelesine destek verdiği anımsatıldı.

CNN'in dikkat çeken haberlerinden biri de 8 Ekim'de Nick Paton Walsh imzalı “Trump’ın Kürtlere ihaneti Putin ve Esed’e bir hediyedir.” başlıklı haber oldu.

Operasyonun başlama haberini ise CNN, "Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'ye askeri saldırısını başlattığını duyurdu. Operasyon, Trump yönetiminin ABD askerlerini bölgeden çekeceğini açıklamasından günler sonra başladı." başlığıyla gördü.

Beyaz Saray’ın açıklamasını diğer basın kuruluşları gibi manşetten gören Fox, “Trump, Türk saldırısından önce Suriye’nin kuzeydoğusundaki askerlerini çekiyor. Pentagonlu yetkililer gafil avlandı” başlığıyla verdi.

Haberde Pentagon’un Trump’ın bu kararıyla şoke olduğu iddia edildi ancak Pentagon’dan yapılan açıklama bunu desteklemedi.

Fox News ise “Türkiye, Suriye’de askeri saldırı yapıyor. Kürt savaşçılar, savaş uçaklarının bölgeyi bombaladığını söylüyor.” ifadesini kullandı.

Associated Press'ten Türkiye karşıtlığı

ABD’nin en büyük haber ajanslarından biri olan Associated Press (AP) ise ilk günden bu yana kullandığı Türkiye karşıtı üslupla dikkat çekiyor.

Beyaz Saray’ın açıklamalarını “Beyaz Saray: Türkiye yakında Kuzey Suriye’yi işgal edecek. Bu da ABD ile ilişkili Kürt savaşçıların kaderini bilinmez kılıyor” başlığıyla duyuran AP, ilerleyen günlerde de YPG/PKK’ya “Kürt müttefik”, Türkiye’nin operasyonuna ise “işgal” demeyi sürdürdü.

Türkiye’nin Suriye’de katliam yapacağını iddia eden AP, bu minvaldeki haberlerine devam ederken, Barış Pınarı Harekatı'nın başlama haberini de "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, attığı tweet ile Suriye'nin kuzeydoğusuna Türk saldırısının başladığını duyurdu." başlığıyla verdi.

Öte yandan Washington Post, Wall Street Journal ve New York Times gibi ABD'nin önde gelen gazeteleri ise Türkiye'nin operasyonunu "Trump DEAŞ'a karşı en önemli müttefikimiz olan Kürtleri Erdoğan'ın ellerine bıraktı" şeklindeki haberlerle duyurdu.

Washington Post ve New York Times, operasyonu "işgal" kelimesiyle okuyucularına bildirirken, Suriyeli Kürtlerin "Türk ordusu tarafından katledileceği" vurgusunu öne çıkardılar.

Pentagon'da ana gündem Türkiye

Öte yandan Pentagon, Türkiye'nin talepleri yerine getirilmediği gerekçesi ile Suriye'nin kuzeydoğusuna müdahale etmesine ilişkin sorulara muhatap oldu.

ABD Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Albay Patrick Ryder, konuya ilişkin ilk açıklamasında, "Güvenlik mekanizmasını uygulamaya çalışıyoruz. Bu noktada ilerleme kaydetmeye devam ediliyor. Türk müttefiklerimizle sadece onların meşru güvenlik kaygıları için değil aynı zamanda DEAŞ'ın geri gelmemesi ve kalıcı olarak yenilmesi için de yakın çalışmak istiyoruz. Yapılacak daha çok iş olduğunun farkındayız ancak ilerleme kaydettiğimiz konusunda güvenimiz tam." ifadesini kullandı.

Pentagon'dan Trump'ın Suriye kararına ilişkin ikinci açıklamada, "Savunma Bakanı Mark Esper, hafta sonu bu konuda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Ulusal Güvenlik Danışmanı Büyükelçi Robert C. O'brien ve Başkan ile irtibat halindeydi." ifadeleri kullanıldı.

"ABD müdahil olmayacak"

Pentagon Sözcüsü Jonathan Hoffman'ın yaptığı yazılı açıklama ise ABD'nin bu operasyonu desteklemediğini açıkça dile getiren bir not olarak kayda geçti.

Açıklamada, "Savunma Bakanlığı, Başkan'ın da belirttiği üzere, Türkiye'nin Kuzey Suriye'ye yönelik operasyonunu desteklemiyor. ABD Silahlı Kuvvetleri bunu desteklemiyor ve böyle bir operasyona müdahil olmayacaklar." değerlendirmesi yapıldı.

Açıklamada ayrıca "Bakan Esper ve Genelkurmay Başkanı Milley, Türk mevkidaşlarına tek taraflı adımların Türkiye için risk teşkil edeceğini ifade ettiler. Başkan'ın da ifade ettiği üzere Türkiye diğer Avrupa ülkeleriyle ABD öncülüğündeki operasyonlarda ele geçirilen DEAŞ savaşçılarından sorumlu olacaklar." yorumuna yer verildi.

Operasyonun başladığı saatlerde Pentagon Sözcüsü Yarbay Carla Gleason, "Türkiye, Birleşik Hava Operasyonu Merkezi tarafından Hava Görev Emri'nden çıkarıldı, Türkiye'ye keşif ve gözlem verilerinin sağlanması durduruldu." açıklamasını yaptı.

Pentagon’dan yapılan son açıklamada ise “Bakanlık, istikrarı sağlamak üzere en iyi yolun Suriye’de güvenli bölge kurmak olduğu konusundaki pozisyonunu koruyor. Suriye’nin kuzeyindeki ABD askerlerinin güvenliğini sağlamak üzere Türkiye’nin muhtemel müdahale yolundan çekildik." ifadelerine yer verildi.