SEMA SEZEN
Kadın Yönetmenler Festivali bu yıl 3'üncü kez yapılmasına karşın uzun yıllardır yapılan film festivallerini aratmadı. Gencecik festival ekibi zamanla yarışarak tüm konuklarla ayrı ayrı ilgilenip organizasyonda pürüzlere geçit vermedi. Keyifle takip ettiğimiz festival özellikle kadınlar için ayrı bir heyecan verdi. Uzun yıllardır film festivallerini takip etmeme rağmen ilk kez bir film festivalinde içimde film çekme isteği doğdu. Geçen yıl da aynı hisle festivali noktalamıştım. Bu yıl daha da güçlenen ve gerçekleştirdiği ilklerle diğer festivallere örnek olabilecek Kadın Yönetmenler Festivali'nin kurucu direktörü Gülten Taranç, festivali ve gelecek yıllarda planladıklarını anlattı.
- Kadın Yönetmenler Festivalinin doğuşu nasıl oldu, nasıl karar verdiniz ve süreç nasıl gelişti?
Talep kadın yönetmenlerden geldi. İlk filmim Yağmurlarda Yıkansam'ın vizyon dağıtımını kendi şirketimle gerçekleştirdim, her ayın ilk pazartesisinde kadın yönetmenlerin toplandığı Film Fatal Türkiye'deydim; oradaki arkadaşlarım böyle bir festival yapmam için beni ikna ettiler. "İlkler Unutulmaz" diyerek 2018'de hafta olarak başladık, başlarken 3. yılın festival olacağını biliyorduk. Hep beraber konuşarak, fikir alarak geliştirdiğim bir festival modeli, sadece film festivali değil, kadın yönetmenlerin networklerini geliştirebilecekleri, üretimlerine yıllar içinde fonlar bulabilecekleri bir festival olacak.
-Ne zaman uluslararası olacak?
5. yılımızda uluslararası olmayı hedefliyoruz. Keşke sadece uluslararası yapımları getirmesek de biz uluslararası olarak gezsek, iki yıl içerisinde kardeş bir festival bulma ihtimalimiz var. Bu festivalin en temel hedefi kadınların emeklerini görünür kılmak...
-Destekler nasıl?
Üç senedeki enflasyon oranı düşünülürse bulabildiğimiz en düşük bütçe ile en maksimum içeriği çıkardık. İzmir Büyükşehir Belediyesi önemli bir katkı koydu, Buca Belediyesi ev sahibimizdi, Folkart atölye sponsorumuz oldu, İzmirli Kostüm, Yavuz Göktekin çantalarımızı yaptı, Taranç & Taranç Film olarak 5. yılımız şerefine 5 gece yemek düzenledik, bu yemeklerde olabildiğince ileriki yıllar için geri dönüşler toplamaya çalıştım... İşbirlikçilerimizin sağlam olduğu bir yıldı, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, WMC Turkey (Kameralı Kadınlar) ve Değişim Liderleri Derneği ile festival öncesinden itibaren dayanıştığımız bir yıldı.
BİKET İLHAN ÖDÜLLERİ VERİLDİ
-Bu yılı değerlendirir misiniz?
Diğer senelerden çok farklı bir yıldı, gelen konuk yönetmenler çok farklı bir enerjiyle geldiler. Hiç bu kadar sahiplenildiğini hissetmemiştim. Çok zorlanarak yapılan bir organizasyonda direktör için çok önemli bir motivasyon bu. Bir şekilde herkes mutlu döndü ve bunu dile getirdiler. Bu sene ilk kez yarışma dışı Festival emek ödülleri ve İzmirli yönetmen Biket İlhan ödülleri verildi. İstanbul, Manisa, Aydın, Bodrum gibi şehirlerden sadece izleyici olarak gelenler oldu ve yaptığımız işin büyüyeceğine olan inancım günden güne arttı. Atölyeler çok erken saatlerde olmasına rağmen inanılmaz doluydu. Gündemin bu kadar karışık olduğu bir dönemde ekipçe çok zor bir işin altından kalktık. Son dakikaya kadar iptal olabilirdi ancak içeriğin eğitici olması, eğlence için gerçekleştirmediğimiz çok ortadaydı.
-Aslında bütün festivallerde yönetmenlerin emeğine saygı için yapılması gereken "Face to face" adlı bir bölüm yaptınız. Bu bölümü sizden dinleyebilir miyiz?
Kamera arkasından geldiğimiz için böyle bir bölüm koyduk. Öğrencilik yıllarımda ve sonrasında birçok festivalden elendim ama çoğu zaman o klasik festival mailini bile almadım, seçilmediğimi genelde açıklanan seçkiden öğreniyordum. Bu biraz motivasyon kırıcı geliyor, tabii ki her festivalde seçilmek gibi bir dünya olamaz ama neden bunu bir gerekçeyle açıklamazlar? Gelen mailler arasında değerlendirme talep edenler de vardı ve "face to face" böyle kurulmuş oldu. Seçilmeyen filmlerin yönetmenlerini seçici kurul ve seçici kurulda bulunmayan yönetmen Dilek Çolak ile buluşturduk, filmler tekrar izlendi, sosyal ağlar üzerinden ya da birebir görüşmeyle geri bildirim toplantıları yapıldı.
"ALTIN MAKARA BİZİ GÜZEL SİMGELEYECEK"
-Verilen ödülleriniz çok dikkat çekti; Orjinal sinema makarası...
Emek ödülleri olduğu için fabrikasyon bir yönteme kaçmak istemedim. Sevgili ekip arkadaşım heykeltıraş Gülizar Buran'ın emeğidir, gece geç bir saatte parkta boyadık. Çok makara, eğlenceli ve genç bir ekibiz, o yüzden "altın makara" bizi güzel simgeleyecek.
-Festivali nasıl genişletmeyi düşünüyorsunuz?
Bu sene bitmeden "Kadın Yönetmenler Derneği"ni kuracağız, çok daha kurumsal olacaktır böylesi... Bireysel çabalar bazen küçümsenebiliyor. Festival sayesinde özellikle İzmir'de üretim yapan kadın yönetmenlerle birbirimizi bulduk. Dernekleşme için bu ay bitmeden toplantılara başlayacağız.
-Önümüzdeki yıl neler olacak?
Tarihimiz belli oldu 1-7 Mart 2021. Temamız "süper kahramanlık", tabii ki kahraman kadınların hikayelerini de alacağız yarışma bölümümüze. Bu sene seçkimizde çok fazla animasyon vardı, çok farklı filmlerin geleceğine inanıyorum. Ekip olarak pelerin giymeye karar verdik. 3. yılımızı başka şehirlere taşıyabilirsek, gezici olabilirsek, 4. yıl çok daha büyük olacaktır. Şimdiden 4. yıl hazırlıklarına başladık bir taraftan film çekmeyi çok özledim ama küçükken de böyleydim. Önce sim kartım vardı, arkadaşlarımın telefonlarına kartımı takıp arama yapıyordum, attan önce nallarım vardı hep... Kadın Yönetmenler Festivali ile İzmir'in sinema çekme potansiyelini artırmayı hedefliyorum ki başta kendi üretimlerimde olmak üzere burada sektörel bir ivme kazanılsın. Yerel yönetimlerle buluşmak çok önemli, bu girişimlerimizin sonuçlarını yıllar içinde daha iyi alacağız.
